Türkiye ekonomisi Eskişehir’de konuşuldu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, ülke ekonomisinin iyi yönetilmediğini savunarak, iktidarın gündemi değiştirmek için ıspanaktan bile medet umar hale geldiğini söyledi.

DİSK, KESK, TMMOB ve Eskişehir Bilecik Tabip Odası tarafından düzenlenen “Türkiye Ekonomisi Nereye Gidiyor” başlıklı panel Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Panele konuşmacı olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, ülke ekonomisinin iyiye gitmediğini savunarak bütün kamu kaynaklarının belirli yerlere gittiğini, toplumun ısrarla yoksullaştırılmaya çalışıldığı söyledi.

24 Ocak 1980 yılında alınan ekonomik kararların, bugün Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu savunan Sarıbal, “24 Ocak 1980 kararlarını uygulayamadılar. Neden? Toplum örgütlüydü. 12 Eylül faşizmi aslında 24 Ocak kararlarının hayata geçtiği gündür. Türkiye 1980’e kadar her alanda kendini önceleyen, kamunun egemen olduğu bir dönemden geçti. 12 Eylül’den sonra ise kamu artık sistemden çıkarılmaya, onun yerine bugün ki şirket anlayışının yani kapitalizmin, devlet kapitalizminin şirket kapitalizmine evrildiğini, kuralsızlaştırmanın ama onlara göre kuralı koyanların kurallarıyla yaşamımızı sürdürdüğümüz bir hayata doğru hızlıca geçiş sağladık” diye konuştu. 

“Kocaman bir borç yükü oluşturdular”

“Eskiden önce biriktir, sonra harcardık” diyen Sarıbal, “Şimdi kredi kartlarından olmayan paramızı harcıyoruz. O karttan diğer kartta… Kocaman bir borç yükü oluşturdular. AKP’nin 17 yıllık iktidarında ülkeye kazandırdığı iki önemli sektör var. Birisi kamu özel ortaklığı, diğeri de ithalat ekonomisi. Geçmişte de ithalat vardı ama bu kadar vahşi değildi.  Beş şirket üzerinden kamu özel ortaklığı meselesini yönetti. Hastanelerden tutunda yollara, yollardan tutunda köprülere, madenlere… Nereye bakarsanız bakın beşli çete çıkar. Ama bunun ana ortağı ‘saray ve ortakları.’  Bütün kaynaklar oraya gidiyor” ifadelerini kullandı. 

Hükümetin Suriye politikasını eleştiren Sarıbal, “Biz bugün bütün siyasetimizi Suriye üzerinden sürdürmeye çalışıyoruz. Bütün ekonomik sıkıntıları bunun üzerinden gidermeye çalışıyoruz. Ispanaktan bile medet umar hale geldik. Ispanak ile bu ülkedeki yoksulluğu, işsizliği bir an olsun unutturmaya çalışıyoruz” dedi.

“İktidar bu krizi bile bile getirdi”

Sarıbal bütün kamu kaynakları ve halkın kaynaklarının belirli yerlere gittiğini, toplumun ısrarla yoksullaştırılmaya çalışıldığı savunarak, “230 milyar dolar civarında bir ithalatımız var. Buna karşılık 120 milyar dolarlık ihracatımız var. 2017 yılında öyle bir hal aldı ki; Ortada bir ekonomi var ama üretmiyor.  Saray çevresi acayip mutlu yaşıyor, onların şirketleri kazanıyor. Devlet yedek akçesine kadar onları kurtarmaya çalışıyor.  17 yılda bu krizi iktidar bile bile getirdi ama taşları 12 Eylül’de döşenmiştir” dedi. 

“Savaş bütçesi üzerinden ülkeyi yönetiyorlar”

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin 2020 yılı ödenek teklifi tavanlarının toplamının ilk kez 1 trilyon lirayı geçtiğini anlatan Sarıbal, şunları kaydetti: “Şuanda Türkiye’nin 90 bin megavat kurulu gücü var.  2018-2019 yılında kullandıkları en fazla güç 45 bin megavat. 45 bin megavat şuanda kullanılmıyor. Hala bu ülkede enerji santralleri yaptırılıyor. Güneş enerjisinden elde edilecek enerji için kurulacak santrallere destek vermiyor, sisteme almıyor. Onun yerine kütle santralleri kuruyor. Kime kurduruyor, yandaşına kurduruyor. 45 bin megavatlık fazlamız var ama ne yazık ki hala biyokütle enerji santrali kuruluyor, bunu da devlet finanse ediyor. Nereden finanse ediyor? Bütçeden. 2020 bütçesinde 138 milyar faiz ödemesi var. Diyanetin 10 milyardan fazla, Saray’ın 2,5 milyar bütçesi var. Savaş bütçesi üzerinden ülkeyi yönetiyorlar. Yakın tarihin bütçesinin en büyük kalemi ne yazık ki savaş ve gözyaşına ayrılan paradır. ”

Haberler