Seminerde, Türkiye’nin ekonomik durumuna dikkat çekilerek, işçilerin sendikal mücadele içinde çoğul bir biçimde yer almaları gerektiği vurgu yapıldı. Seminerde ayrıca, sendikal mücadele, ekonomi ve toplu sözleşme, çalışan kadınların sorunları üzerine de bilgi verildi.
İşçi varsa sendika da mutlaka olmalı
Seminere konuşmacı olarak katılan Kristal-İş Genel Merkez Uzmanı Kemal Karakaya, işyerlerinde örgütlenmenin önemine vurgu yaparak, "İşçiler sendikal mücadele ve hak arayışı için hep birlikte hareket etmeli ve sendikalara üye olmalı. İşçiler sendikaları aracığıyla önemli ekonomik ve sosyal haklar, kazanımlar elde edebilir. Bunun için farklı mücadele yolları da geliştirebilir. İşçi varsa, sendika da mutlaka olmalıdır. İşçi hakları ve kazanımları için tek yol birlikte hareket etmeleri ve hakları sendikal mücadele ile aramaları" dedi.
2020 yılı biraz daha zor geçecek
Sendika uzmanlarından Kemal Ülker ise "Türkiye'de işçi sınıfının, dar gelirlilerin kaderi ülke ekonomisinin durumu ile doğrudan ilintilidir. Bu iç ve dış kaynak hareketlerine, bu hareketlerin yönüne, kredi ve borç durumuna da bağlıdır. İşçiler ve diğer dar gelirli kesimler açısından, 2020 yılı biraz zor geçecek. Ülke ekonomilerinin durumuna göre sendikalar da işçi hakları için stratejiler geliştirmelidir” diye konuştu.
Toplu sözleme hakkında bilgi veren Caner Güneş ise, şunları kaydetti: “Toplu iş sözleşmesi ülkemizde ciddi yasal düzenlemelere tabi. Geçmişin uzantısı olan bazı anti-demokratik hüküm ve uygulamalar, sendika üyelerinin çok daha bilinçli olmalarını zorunlu kılıyor. Bunun yolu da sendikal eğitim ve okuma süreçleri.” Haber (Erdoğan Ekiner)