Prof. Günay “TBMM çatısı altında KEFEK (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu) kurulmuştur. Bu yasamada kaydedilen önemli bir gelişmedir. 2010 yılında ise Anayasamızda kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi getirildi. Ülkemiz 1994’te kabul edilen Pekin Deklarasyonunu ve eylem planını desteklemektedir. BM Kadın Birimi ile Aile Bakanlığımız bu konuda yakın çalışmaktadır. “şeklinde açıklamada bulundu.
KAYNAK, FIRSAT, GÜÇ DAĞILIMINDA EŞİTLİK
Çalıştay’da konuşan Prof. Dr. Günay, “Kadın hakları dediğimiz zaman kadınların ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve hukuki alanlardaki haklarının ve katılımlarının geliştirilmesini kastediyoruz. Yani kaynak, fırsat, güç dağılımı açısından eşit haklarının ve erişiminin olmasından bahsediyoruz. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren kadına yönelik çalışmalarda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Mevzuat düzenlemeleri açısından Türkiye’de 2001, 2004 ve 2010 yıllarında yapılan Anayasa değişiklikleri ile güçlendirildi. Türk Medeni Kanun’u, Ceza Kanunu ve İş Kanunu’nda önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ‘sıfır tolerans’ ilkesi ile 3. Ulusal Eylem Planı çerçevesinde önleyici ve koruyucu çalışmalar sürdürülmektedir.”
KADININ ÇALIŞMA HAYATINA KATILIMI
Prof. Dr. Günay ayrıca, “Kadınların çalışma hayatına katılımı 2002 yılında %27,9 iken 2018 yılında %34,2’ye yükselmiştir. İstihdam oranı ise %25,3’den %29’4’e çıkmıştır. En önemlisi, 2002 yılında %72,5 olan kayıt dışı çalışma oranı %42,1’e gerilemiştir. Bunlar önemli adımlar olup, yeterli değildir. 2018-2023 Yıllarını kapsayan ‘Kadının Güçlenmesi Strateji Planı ve Eylem Planı’ yürürlüktedir. Onbirinci Kalkınma Planında (2019-2023) kadınların işgücüne katılımı 2023 hedefi olarak %38,5 olarak belirlenmiştir. Ulusal İstihdam Stratejisinde (2014-2023) ise kayıt dışı çalışma oranının %30’a düşürülmesi hedeflenmektedir. Gelinen noktanın önemi AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında ortaya çıkmaktadır. Son 10 yılda (2008-2018) AB-28 ülkelerinde kadın istihdamı %2,1 puan artarken Türkiye’de 7,8 puan arttı. En fazla artış kaydeden ikinci ülke olmuştur.”şeklinde konuştu.
CAM TAVAN SENDROMU HER ALANDA
Kadınların önünde en büyük engel olan ‘’Cam Tavan Sendromu’’na dikkat çeken Günay,“Cam Tavan Sendromunun tüm ülkelerde olduğu bir gerçek. Yani kadınların üst kademe yönetim pozisyonlarına ulaşmasını engelleyici davranışsal ve kurumsal önyargılardan kaynaklanan, görünmez, yapay engellerden bahsediyoruz burada. Kadınlarımız birçok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkını elde etti. Ancak hala bugün parlamentoda kadın milletvekili oranı %17,5’tur. 1996 yılında Parlamentolararası Birlik parlamentoda kadın temsil hedefini %30 olarak belirlenmiş, bu çalıştayda bu hedef oranın %50’ye çıkarılacağı belirtildi. Yerel yönetimlere baktığımızda 1,389 belediye başkanından 42’si kadındır. Üniversitelerimizde kadın öğretim görevlisi oranı %50’yi geçmişken kadın rektör oranı %8,5’tur. Mimarlık alanında kadınların oranı %44,8, barolara kayıtlı kadın avukatların oranı %44’tür. Baro başkanlarının %7,5’i, emniyet müdürlerinin %5’i, komiserlerin %10,5’i kadındır. Jandarmaların %3,5’i, kuvvet komutanlıklarının görev yapan kadın oranı %4’tür. Bürokraside üst düzey yöneticilerin %9’u, toplam kamu çalışanlarının %38,4’ü kadındır. 65 kadın mülki amir içinde 3 kadın vali, 9 vali yardımcısı ve 17 kaymakam bulunmaktadır. Hakimlerin %45’i, savcıların %13’ü kadındır.’’ Şeklinde konuştu.
TOPLUMDA KADININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILSIN
Kadınların önlerindeki engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Günay, ‘’Kadın üzerinden siyaset yapılmasına karşıyım. Yeterki erkek egemen toplumda kadınların önüne engel çıkarılmasın. Ne yazık ki bu engelleri her alanda görüyoruz. Peki nasıl aşabiliriz? Dünyadaki başarılı uygulamalar gösteriyorki, toplumun zihniyet değişiminin gerçekleşmesi için bir geçiş dönemi gerekiyor. Pozitif ayrımcılık ve kota gibi uygulamaların bu zihniyet dönüşümüne yardımcı olduğu iddaa edilmektedir. Her kadın çalışmak zorunda değil, ancak çalışmak isteyen kadına destek olmak gerekir. Siyasette kapsayıcı temsiliyet önemlidir. Nüfusun yarısının kadın olduğunu düşünürsek, temsiliyetin de %50’ler olması gerekmez mi? Şeklinde açıklamada bulundu.