Türkiye'nin kendi başına güvenli bölge oluşturması mümkün değil diyen Tahta, “Ülkemizin içinde bulunduğu noktanın anlamı açısından bir hususu özellikle belirtmekte fayda bulunmaktadır:2002 yılında dünyada bir tek düşmanı olmayan Türkiye’nin, bu gün kendi soydaşlarımız dışında bir tek dostu kalmamıştır.
Büyük Orta Doğu Projesinin emperyalist kurgusu ile girdiğimiz Suriye batağında, bu gün yapayalnız ve adeta çırpınmaktayız.
Bir çok emperyalist güç, Suriye’de rol kapmaya çalışmaktadır.
Fakat Suriye’de yaşanan iç çatışma ve kaos ortamından en fazla Türkiye etkilenmekte, en çok zararı Türkiye görmekte ve sadece Türkiye sınır ve güvenlik tehditleri yaşamaktadır…Bu nedenle Suriye’de sağlanacak barış ortamı Suriye halkı ile birlikte en fazla Türkiye’nin çıkarına olacaktır.
Bir başka husus, Suriye ile ilişkisi olan ülkeler arasında, Şam rejiminin, bir tek Türkiye ile çıkarları örtüşmektedir.
Fakat ilginçtir ki, Şam rejiminin, bir tek Türkiye ile ilişkileri bu denli kötüdür…
Çıkarı olan her ülke Esad’la diyalog kurabilirken, en fazla çıkarı olan Türkiye ne yazık ki, diyalog kurmaktan kaçınmaktadır.
Bu durum Türk hükümeti açısından tam bir sorumsuzluk ve basiretsizlik örneğidir. Bu sorumsuzluk ve basiretsizliğin bedeli ise maalesef ağır olmaktadır” dedi.
Tarihi gerçek
Tahta konuşmasına şöyle devam etti, “Bugün ülkemizin karşı karşıya kaldığı önemli sorunların tamamı AKP hükümetlerinin eşit bir ifade ile Tayyip Erdoğan'ın eseridir. Bu bakımdan sorunlarımızın büyüklüğü sorumluluğumuzu da büyütmekte. Bugün Mustafa Kemal yok. Bu tarihi gerçeği. O halde hepimiz birer Mustafa Kemal olacağız”