Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 7 yıldır ders veren iki akademisyenin görevlerine, haberlerinin dahi olmadığı disiplin soruşturmaları gerekçe gösterilerekson verildi. CHP’li Çakırözer akademisyenlerin mağduriyetlerini Meclis gündemine taşıyarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Çakırözer, “Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi üzerindeki baskı bir yıldır devam ediyor. Bu sürecin son adımı iki başarılı akademisyenin haberleri dahi olmayansoruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verildi. Bunun adı yargısız infazdır” dedi.
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2012 yılından bu yana ders veren öğretim elemanları Araştırma Görevlisi Dr. Melike Belkıs Aydın'ın ve Öğretim Görevlisi Dr. Barış Işık'ın sözleşmeleri yenilenmeyerek, haberlerinin olmadığı, savunmalarının alınmadığı soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verildi. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde son bir yıldır baskıların arttığını, yöneticilerin değiştiğini, alanlarında uzman akademisyenlerin görevlerine son verildiğini belirten CHP’li Utku Çakırözer, fakültede yaşananları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu.
SAVUNMASIZ SORUŞTURMA OLUR MU?
Yıllardır fakültede ders veren hocaların sözleşmelerinin yenilenmemesine tepki gösteren Çakırözer, “Uzun süredirhem fakültede hem de üniversitenin diğer fakültelerinde ders veren Belkıs Aydın ve Barış Işık’ın sözleşmeleri yenilenmedi. İki akademisyen hakkında Rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalar olduğu iddia ediliyor. Ama kendilerinden herhangi bir savunma istenmemiş. Bu iki akademisyenin haberleri dahi olmayan gizli soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verilmesinin adı yargısız infazdır veasla kabul edilemez” dedi.
HANİ AKEDEMİSYEN FAZLASI VARDI?
Çakırözer, “Hem Belkıs Aydın hem de Barış Işık yılladır üniversitede ders veriyor. İkisi de başarılı çalışmalara imza atmış hocalar. Şimdi yeni dönemin başlamasından 1 hafta sonra kendilerine sözleşmelerinin yenilenmediği iletiliyor. Hem de ‘akademisyen fazlası var, kamu yararı yok’ denilerek. Akademisyen fazlası olduğu gerekçesiyle işine son verilen Barış Hoca kendisine tebligat iletildiği sırada bir başka fakültede görevlendirildiği dersi veriyor. O zaman nasıl akademisyen fazlası var, bu nasıl kamu yararını korumak?” dedi.
ÖSYM ‘AKADEMİSYEN YOK’DERKEN
ÖSYM verilerine göre 78 üniversiteye bağlı 273 bölümde profesör, doçent veya doktor öğretim üyesi olmadığını da hatırlatan Çakırözer, “Bir yandan üniversitelerde hoca yok diyorsunuz, öte yandan Belkıs Hoca, Barış Hoca gibi yetişmiş akademisyenleri uydurma gerekçelerle sevdikleri, yıllardır emek verdikleri okullarından uzaklaştırıyorsunuz. Bu hocaların yeri fakülteleridir, öğrencilerin yanıdır” dedi.
BUNUN ADI KADROLAŞMA DEĞİLSE NEDİR?
Çakırözer, “Fakültede hukuk felsefesi anabilim dalında tek hoca olan Belkıs Aydın atılıyor, aynı anda bir başka üniversiteden bir akademisyen, Anadolu Üniversitesi’ne çağrılarak hukuk felsefesi dersi vermesi isteniyor.Madem dışarıdan hoca getirecektiniz, Belkıs Hoca’yı neden gönderiyorsunuz? Bu alanda yıllarca ders veren bir hukukçunun yerini, kendi alanında yetkin de olsa bir ilahiyatçı doldurabilir mi? Bunun adı kadrolaşma değilse nedir?” ifadelerini kullandı.
KAMU YARARI NEREDE?
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaşananları Meclis gündemine taşıyan Çakırözer, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti:
- Hukuk Fakültesi’ndeki iki akademisyenin görevlerine son verilmesinin gerekçesi nedir? Haberleri dahi olmayan soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerine son verildiği doğru mudur? Doğru ise, haklarında açılan soruşturmadan ne sonuç alınmıştır?
- Yıllardır Hukuk Fakültesi ve diğer fakültelerde onlarca derse girmekle görevlendirilen Barış Işık’a, görevine son verilerken “Bölümde hoca fazla bu yüzden görevinin devamında kamu yararı yoktur” denildiği doğru mudur? Barış Işık’ın bu gerekçeyle üniversiteden çıkarılmasındaki kamu yararı nedir?
- Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi anabilim dalında tek hoca olan Melike Belkıs Aydın’ın görevine son verilirken yerine ders verecek hoca bulunamadığı için üniversite dışından, bir ilahiyat fakültesinden akademisyen getirildiği doğru mudur? Fakültede ders verecek akademisyen yoksa, bu iki akademisyenin görevine neden son verilmiştir?