Şehir Hastanesi’ne sevk edilen hastaların şikayetlerinden bahseden Taşkın köşesinde şu ifadelere yer verdi:
Son günlerde yoğun şekilde aldığımız bir şikâyet var.
Yunus Emre Devlet Hastanesi ve diğer sağlık kurumlarına giden hastalar, Şehir Hastanesine yönlendiriliyormuş.
Bize aktarılanlara bıkılırsa, müracaat eden hastalara “Size şu filmin çekilmesi lazım” ya da “Şöyle bir tedaviye ihtiyacınız var” denildikten sonra, “Bunların yapılması için gereken tıbbi cihaz ve teçhizat bizde olmadığı için sizi Şehir hastanesine sevk ediyoruz” deniliyormuş.
Hastalar da çaresiz Şehir Hastanesi’nin yolunu tutmak durumunda kalıyormuş.
Hastalar belki de gerçekten tıbbi cihaz ve teçhizat olmadığı için sevk ediliyor bilemiyoruz.
Ancak…
Bu durum kesinlikle böyle anlaşılmıyor.
Hatta tam tersine;
Şehir hastanesinin “Hasta garantisi” üzerinden faaliyet gösterdiğini bilen herkes, hastaların bu zorunlu sevkinin kasıtlı olduğuna inanıyor.
Bizi arayarak bu durumdan yakınanların her biri “Aslında müracaat ettiğimiz hastanede her türlü imkan olmasına rağmen bizim Şehir Hastanesine sevk edilmemizin tek bir amacı var: Bizden para almak ve Şehir hastanesinin hasta garantisi sayısını tutturmak” diye yorumluyor meseleyi.
Dahası…
-“Olan bize oluyor. Hem o kadar yolu çekmek durumunda kalıyoruz, hem de daha fazla kesinti parası ödüyoruz” diyorlar.
Eğer, gerçekten Yunus Emre Devlet hastanesi ve diğer sağlık kurumlarında yeterli tıbbi cihaz ve teçhizat olmadığı için hastalar mecburen Şehir hastanesine sevk ediliyorsa, buna şimdilik diyeceğimiz yok.
“Şimdilik” diyoruz, Zira bu eksik tıbbi cihaz ve teçhizatlar biran önce alınıp, bu sağlık kurumlarında da eksiksiz hizmet verilmeli.
Fakat…
Hastaların Şehir Hastanesine sevk edilmesi kasıtlı ve sırf hastanenin hasta garantisini sağlama adına yapılıyorsa, bu yazıktır, günahtır hatta ayıptır…
Vebalini söylemeye bile gerek yok!
http://www.istikbalgazetesi.com/haber18.asp?sec=2&yazarid=271&newsid=212394