Rektör Çomaklı’yı uzun süredir takip ediyorum. Bir emniyet müdürü olacak tüm özellikleri taşıyor diyebilirim.
Ülke emniyetini kime teslim edelim deseler hiç düşünmeden Rektör Çomaklı’ yı ilk aday olarak gösteririm.
Heybetli duruşu bile suçu ve suçluyu hiçbir şey söylemeden korkutacak potansiyel taşıyor.
Yeterli mi?
Elbette değil.
FETÖ İle mücadele ekibi kurulsun başlarına Rektör Çomaklı’dan daha iyi bir aday gelemez, getirilemez.
Zaten görevi devraldıktan sonra verdiği demeçlere bakın FETÖ’ye karşı takındığı cansiparane tavır hemen dikkatinizi çekecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İç işleri bakanı Süleyman Soylu birleşimi fakat Soylu daha ağır basmakta Çomaklı’nın haleti ruhiyesinde.
Hasılı, pek çok olumlu özellik taşıyor da, yine de bir şeyler eksik sayın Çomaklı’da.
Ve o da bunun farkında zannediyorum.
“Eksik olan ne?” sorusu soruyor kendisine zahar ki, zaman zaman öğrenci evlerini ziyaret ediyor, zaman zaman öğrenciler ile bir etkinliğe katılıyor.
Eksikliği, ekstra mesai ile kapamaya çalışıyor olabilir mi?
Neden olmasın.
Son düzlükte Yunusemre’nin heykeli arkasındaki bekçi kulübesi ile gündemde Rektör Çomaklı.
“Bu denli güzel, önemli ve kıymetli bir heykelin dibine plastik kulübe dikme fikrini bulanları can-ı gönülden kutluyoruz!” demişti Murat Taşkın.
Ardından Kemal Aydoğmuş, Yunusemre’nin heykelin arkasındaki kulübeyi hoşgörü ile karşılaşacağını, ancak bizlerin Yunusemre olmadığını belirterek, pek hoş karşılamadığını ifadeden bir yazı kaleme aldı.
Ve eminim ki, yine bir Yunusemre anmasında Sayın Çomaklı rahmetli Yunusemre’yi yere göğe sığdıramayacak ta, Türk kültürü ve insanlık için önemi ile ilgili kulağa hoş gelen sözler patlatacaktır.
Yani,
Yanisi şu; ben hiç şüphe duymuyorum.
Akademi sağlam ellerde ve Yunusemre ise fevkalade sevilmektedir.
Sadece biz biraz abartıyoruzdur.
Bütün mesele bu.