Radikal umutsuzluk

Soner Uçak yazdı

Son yıllarda yaşananlara baktığımız zaman cebinize iki üç tebessüm ettiren hatıra koymayı başarabilmişseniz kendinizi şanslı görebilirsiniz.

Bir zamanlar yolda yürürken karşılaştığımız kuşkulu gözler bile özlenen bir dost gibi artık.

O kuşkuların yerinde yeller esiyor.

Varsa yoksa kasveti bol bir umutsuzluk

Adım atmaya mecal varsa dahi umut yok.

Ve üstelik hiç birimiz “güzel günler göreceğiz çocuklar” dizelerine de inanmamıştık, ondan dolayı hayal kırıklığı yaşamıyoruz yanidir.

Az biraz yarına taşısa kafiydi umut, ama bu umutsuzluk biraz fazla.

Ataol Behramoğlu’nun kütüphanesinin açılışına gittik.

 Hayata biraz şiir kattık.

 Fena da olmadı işin aslında.

Hasan Hüseyin’den alınmış bir nasihat:

Matarada su
torbada ekmek
ve kemerde kurşun değil şiir
ama yine de
matarasında suyu
torbasında ekmeği
ve kemerinde kurşunu kalmamışları
ayakta tutabilir

Bir inanmışlık.

 Şiire sarılmayacağız da neye sarılacağız böyle vakitlerde.

Atlıhan’da bir çay molası.

Bir sanayici abimizle denk geldik.

Öncelik abimdir de kendisi, anlatacağımız konuya denk gelsin diye cümleler, sanayici olduğunu belirtiyorum.

(Yoksa maksadım sanayicilerle çay, belediye başkanları ile kahve içmeden, milletvekilleri ile yemek yemeden duramıyorum demek değil)

Mobilya sektöründe hatırı sayılır bir geçmişe sahip.

“Herkes durum kötü diyor abi” dediğimde “Bende aynılarını duyuyorum ve ben de söylüyorum” dedi.

-Abi, kötü gidenin ne olduğu konusunda kimsenin bir fikri yok  zannediyorum belki bundandır  bu kadar suskun.

Eskişehir’de ekonominin başındaki isimlerin daha uyarıcı olması gerektiğini belirtiyor.

“Mikrofon açıkken söylenenler, mikrofon kapalıyken söylenenlerden çok farklı”

diyor.

Duyduklarımız bu nedenle o kadar tatmin edici değil anlayacağınız.

 Çünkü yüksek sesle söylenenlerin pek çoğu samimi değil ne yazık ki.

Yani ETO başkanının Eskişehir ekonomisi büyüyecek vaadi, Esnaf odalarının Allah bereket versin temennisi, ESO başkanının ihracatı arttıracağız sözlerinden çok ötede bir yerde umutsuzlukların nedeni, ama mikrofonlar açıkken konuşulmuyor.

İktidar, zannediyorum yolunu kaybetmekle birlikte, kendisine yol gösterecek STK’larıda bir korku mağarasına hapsetmiş.

Neyse ki, dün belki de konuşmasını en çok beklediğim, konuşmasından şüpheye düşmek istemeyeceğim ESO Başkanı Kesikbaş, hükümete sanayicinin gerçekliği ile ilgili bazı uyarılarda bulunmuş.

İnanın bana böyle zamanlarda bu uyarılar katma değeri en yüksek üründen daha evladır.

Zamanı gelince anlayacağız hep birlikte.

Haberler