Kamu işveren heyetinin %3,5+3 ve %3+2,5 oranında zam teklifinde bulunduğunu ve bunun kamu emekçilerinin gerçekliği ile bağdaşmadığını kaydeden Alkan,“Yani hükümet dört gün önce sahnelenen oyunu yenilemek, açlık sınırının 2.100, yoksulluk sınırının 6.800 TL’yi aştığı, emekçi kesimlerin yaşadığı gerçek enflasyonun %30’ları bulduğu koşullarda toplam 5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine, aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmektedir. Kamu emekçisi emeklisi ile açıkça dalga geçmektedir” dedi.
“MEMUR SEN KENDİNİ DÜŞÜNÜYOR”
Hükümetin TİS teklifinin ortada olduğunu kaydeden Alkan,
“ Hiç kimsenin 3 milyon kamu emekçisinin, 2 milyon emeklinin temel hiçbir sorununu çözemeyen, aksine hepimizle dalga geçilen bu teklifi kabul etmeye, müzakereye değer görmeye yetkisi yoktur! Memur-Sen Yönetimi Bakanlık Bürokrasisinin Denetimine Girmiştir. Görüşme öncesinde ve görüşme esnasında Bakanlık ile Memur Sen’ in dışlayıcı, ötekileştirişi tavırları manidardır. Nasıl ki geçmiş yıllarda emekçileri masada satan sendikacılar tarihe kara leke olarak yazılmışsa bugünde o olacaktır. Ücret artışı ne olursa olsun geçmiş yıllar ve bugün sergilenen ortaoyunu artık Memur Sen yönetiminin kendilerinden başka düşüncelerinin olmadığını ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.
“KRİZİN FATURASI BİZLERE KESİLİYOR”
Kamu emekçilerine de seslenen Alkan,
“Artık bu oyunu bozalım. Ortak mücadele ile kazanımlarımızı büyütelim. Bizlere yapılan teklif aslında krizin faturasının bizlere kesileceğini de göstermiştir. Buna dur diyelim! Birlikte mücadele etmekten başka şansımız yok! Birleşe birleşe kazanacağız! KESK olarak talebimiz açıktır. Güvenceli iş, güvenceli gelecek istiyoruz! Sadaka değil insanca yaşanacak bir ücret, sözleşmeli değil güvenceli bir kadro istiyoruz” şeklinde konuştu.