ASIL PSİKOLOJİK BASKIYI ONLAR YAPIYOR

Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen, Fırat Kalkanı operasyonu ile oluşturulan güvenlik koridorunda yaşam mücadelesi veren insanlara destek olabilmek için  ‘bir sınıf bin lokma’  sloganı ile başlatılan yardım kampanyası hakkında bilgi verdi. Özen, ‘yardımlar zorla toplanıyor’ iddialarına da yanıt verdi.
Kampanyanın AFAD ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından savaş mağduru insanların gıda ihtiyacını karşılamak amacıyla geçtiğimiz hafta okullarda ‘bir sınıf bin lokma’ sloganıyla başlatıldığını söyledi. Kampanya için Valilik izninin bulunduğunun altını çizen Özen, kampanya öncesi İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ali Pehlivan tarafından okul müdürlerine bilgilendirme yapıldığını aktardı. Özen, proje kapsamında gönüllülük esasına dayalı olarak her sınıftan bir çuval un istendiğini kaydetti.
YARDIM ZORLA OLMAZ
Kampanyada velilerin zorlandığı, öğrencilerin üzerinde psikolojik baskı kurulduğu iddialarına yanıt veren Özen, “Yardım kampanyaları zorla olmaz. Yardım kampanyaları gönüllülük esasına dayalı olarak yapılır. Okul müdürlerinin, kampanyayı anlatırken kullandıkları yöntemler belki farklı bir takım algılara yol açmış olabilir” dedi.
BU KAMPANYA AFAD İLE YÜRÜTÜLÜYOR
Özen, kampanyanın İnsani Yardım Vakfı ile birlikte yürütüldüğü iddialarına ise “Milli Eğitim Bakanlığı ile İHH arasında 4 yıldır uygulanan ortak bir proje var. ‘Her sınıfın bir yetim kardeşi olsun.’  Şuan yürütülen kampanya ise AFAD ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yürütülen ‘bir sınıf bin lokma projesidir.’ İki kampanya birbirinden farklı. Son kampanya ile ilgili okul müdürlerine yapılan bilgilendirme toplantısında iki kampanya hakkında da bilgi verilmiştir. İki kampanya birbiriyle karıştırılmıştır. Un toplamak için İHH ile işbirliği içerisinde bir proje yürütmüyoruz şuanda. İhtiyaç olursa onlarla da yürütürüz. Burada farklı çıkarlar elde etmeye çalışan siyasal çevreler ve sendikal çevreler mi var? Var” ifadelerini kullandı.
ONLAR KARANLIĞI SEVİYOR
Bazı çevrelerin hamiyet duygusundan rahatsız olduğunu belirten Özen, “Bu çevreler Türkiye’de insanların değerlerine sahip çıkmasından rahatsız oluyor. Işıktan rahatsız oluyorlar. Karanlığı seviyorlar. Karanlığı özlüyorlar. Onlar karanlıkta yaşasın, biz aydınlatmaya devam edeceğiz. Devlet memuru kimliğim dolayısıyla siyasi bir takım söylemlerde bulunmak istemem. Eğitim camiası olarak biz karanlıkta yaşamak isteyen insanlara da aydınlığı öğretmeye çalışıyoruz. Bundan rahatsız oluyorlarsa, onlar karanlıklarının içinde boğulmaya devam etsinler. Biz resmi bir kurum olarak, resmi tanımlamalar ve görevlerimizin dışındaki faaliyetleri kurumsal olarak yürütmüyoruz. Vakıflarla, derneklerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, kamu kurumlarıyla yürüttüğümüz her türlü faaliyet Valilik onayı gerçekleşmektedir. Kendi düşüncelerimize göre bir iş yapıyor değiliz” dedi.
ENGELİMİZ OLMASA DİYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR
İl genelinde 6 bin sınıf olduğunu, hedeflediklerinin ise bin çuval olduğunu aktaran Özen, “Zorlayacak olsaydım ’10 bin çuval un istiyorum’ sizden derdim. Bu zorlama olurdu. Ama 6 bin sınıfı olan ilimizde biz bin çuvalı hedefliyorsak burada bir zorlama olmadığı açıktır zaten.  Bu millet yıllardır kendisinden yardım isteyenlere kucak açmış bir millettir. Bugün ne oluyor da biz bunu böyle bir problem haline getiriyoruz. Siyasi malzeme olarak kullanmaya çalışıyoruz. Meşhur bir siyasetçinin sözü var. ‘Taşları bağlamışlar, köpekleri salıvermişler.’ Biz devlet memuruyuz. Siyasi çevrelerde sürekli bir takım ithamlarda bulunuyor. Ama biz cevap veremiyoruz. Neden devlet memuru kimliğimiz var. Devletin ciddiyetini bozacak bir tavır içerisine giremiyoruz. Yoksa aslında böyle bir engelimiz olmasa bizimde diyeceğimiz çok şey var” dedi.
MÜSLÜMAN KELİMESİ BATMIŞ ONLARA
Özen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Psikolojik baskıdan söz ediliyor. Asıl psikolojik baskıyı bu açıklamayı yapanlar yapıyor. Onları rahatsız eden kısım ‘Müslüman Müslüman’a yardım etmek zorunda, müsriflik yapıyorsunuz gidin kardeşlerinize yardım edin.” Müslüman kelimesi batmış onlara. Buradan siyasi bir çıkar sağlamaya çalışıyorlar.  Bir de bunu hükümetin icraatı gibi görüp ona muhalefet etmeye çalışıyorlar. Konunun dini, dili ırkı mı olur. İnsanlar açlıktan ölüyor.”