Eskişehir’de 31 bin hektarlık alanda yüzbinlerce ağaç katledilecek

Alpu Termik Santrali, Murat Dağı Altın Madeni arama çalışmaları tehditleri sonrası, Eskişehir yeni bir çevre katliamı ile karşı karşıya.

Eskişehir’de Beylikova, Sivrihisar ve Mihalıççık ilçelerinde 5 köyü kapsayacak demir, magnezit ve nikel madeni alanı genişletmesi için ÇED gerekli değildir kararı verildi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer,  maden arama çalışmalarının yapılacağı bölgeyi ziyaret etti. Süleymaniye Köyü Muhtarı Lütfi Bayraker, Yalınlı Köyü Muhtarı Bilal Şık ve bölge halkı ile gerçekleştirdiği ziyarette Çakırözer, proje hayata geçerse 286 bin kayıtlı olmak üzere yüzlerce ağacın katledileceğini söyledi.

-Doğal yaşam tehlike altında-

Proje hayata geçerse iki ayrı maden sahası için 31 bin hektarlık alanda yüzbinlerce ağacın kesileceğini belirten Çakırözer, “Hem muhtarlarımız hem bölge halkı, hem de çevreciler burada yapılacak maden arama çalışmalarına karşı. Neden karşı?Proje hayata geçerse ormanlık bölgede yüzbinlerce ağaç kesilecek. Orman Bölge Müdürlüğü yaklaşık 5 yıl önce bu bölgede ardıç, sedir, karaçam ve meşe ağaçlarının içinde yer aldığı 286 bin ağaç dikti. Onlar kesilecek. Sadece onlar değil, tarım alanları, temiz su kaynakları ve şifalı su kaynaklarına sahip jeotermal hamam zarar görecek. Bölgede Yalınlı Hamamı olarak bilinen tarihi şifalı jeotermal bir kaplıca var. Şehir dışından yüzlerce insan şifa bulmak için bu hamama gelmekte. Bu tarihi hamam zarar görecek.Madencilik izni verilen bölge kızıl geyiklerin de yaşam alanı. Geçtiğimiz yıl bu bölgede onlarca kızıl geyik görüldü. Porsuk gibi hayvanlar bu bölgede yaşıyor. Madencilik faaliyeti yaban hayatını da yok edecek. Ayrıca yine bu bölgeye Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Bal Ormanı yapılması planlanmış ve ceviz, badem, ıhlamur ağaçları dikilmiş. Bunlar yok olacak. Bölge halkının geçimini sağladığı küçükbaş hayvancılık için yaygın olan mera alanları da katledilecek ” dedi.

-Su kaynakları kirlenecek-

Bölgede madeni çıkarmak için sülfür ile nikeli ayrıştıracak bir tesis bulunmadığını da söyleyen Çakırözer, “Maden arama çalışmalarından sızacak sülfür bileşikleri yer altı suları ve Porsuk Çayı’na karışacak. Hem şebeke suları hem de Porsuk Çayı kirlenecek. Porsuk Çayı’na bağlı tarım arazilerinde tarımsal üretim bitecek, suyun ve toprağın kimyasal kirliliği nedeniyle o çayda hiçbir canlı yaşamayacak” dedi.

-ÇED kararı yargıda-

Çakırözer Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın proje için verdiği ÇED Olumlu Kararı’nın yargıya taşındığını söylerken, “2003 yılında 10 bin tonluk faaliyet için alınmış bulunan ÇED Gerekli Değildir Kararı gerekçe gösterilerek, şimdi de 1 milyon tonluk kapasite için yasal yetki verilmek istenmektedir. Evet bölge maden bakımından zengin bir bölgedir ama yüzbinlerce ağacın yer aldığı ormanlık alanın, su kaynaklarının zarar görecek olması asla kabul edilebilir değildir. Muhtarlarımız bölge için verilen kararın iptali için Eskişehir İdare Mahkemesi’ni dava açtı. Yeni bir çevre katliamına yol açacak bu karar yeniden gözden geçirilmelidir. Bölge halkının, Beylikovalı, Sivrihisarlı, Mihallıçcıklı hemşerilerimizin talepleri duyulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Haberler