Babam Bulgaristan göçmeni. Eskişehir’e yerleşiyor. Akşam Sanat Enstitüsünün (Atatürk Meslek Lisesi) ilk mezunlarından. Askerliği esnasında fotoğrafhanede görev yapıyor. Fotoğrafhanenin sorumlusu Teğmen Tahsin Şahinkaya… Şahinkaya 12 Eylül Darbesini yapan 5 komutandan biri.
Terhis olduktan sonra İstasyon Caddesinde Foto Ertuğrul vardı. Orada fotoğrafçılığa başlıyor. İşyeri sahibi bir gün İstanbul’a yerleşme kararı alıyor ve dükkânı babama bırakıyor. Dükkanın adından dolayı babam çoğu yerde “Ertuğrul” olarak bilinirdi. Babam atölye fotoğrafçılığı dışında Devlet Demiryollarının düğün salonun fotoğraf çekimini yapıyordu. O zaman Eskişehir’de bir tek o salon vardı.
59’un sonları Yıldıztepe’ye askeri bir uçak düşüyor. O uçak kazasında anne-kız vefat ediyor. Çok kısa sürede Ankara ve İstanbul’daki medya kuruluşları bu kazadan haberdar oluyor. İstanbul’dan bir şekilde babama ulaşıyorlar ‘git kazayı bizim için fotoğrafla’ diyorlar. Babam gidiyor kazanın fotoğraflarını çekiyor. Taksi tutup filmleri İstanbul’a yolluyor. Zaten başka türlü gitmesi mümkün değil. Kargo yok. PTT’ye versen bir haftada gidecek. Tren ile yollasa 12 saat…
Bu uçak kazası babamın gazeteciliğe başlamasına vesile oluyor.
Hürriyet Gazetesi’nden babama teklif geliyor, ‘bizimle çalışır mısın?’ diye. Babam da bu teklifi kabul ediyor. Zaman içerisinde Eskişehir’de, ilçelerde, köylerde olan hadiseleri birebir takip etmeye başlıyor. Çektiği fotoğrafların negatifleri otobüsle İstanbul’a gönderiyor.
Babam, Sepetçi Köyüne gider lületaşının nasıl çıkarıldığını fotoğraflar, haber yapardı. Yunus Emre’ye gider, Yunus Emre’nin mezarındaki çalışmalarını fotoğraflardı.
Hürriyet, babamın faal çalışmasını görünce 1971-1972 yılında Eskişehir bürosunu açmaya karar veriyor.
Büronun açılmasından sonra Afyonkarahisar, Kütahya buraya bağlanıyor. Oradaki her haberden babam sorumlu oluyor, Eskişehir bürosunun şefliğini yürütüyor.
Babam gazeteciliğe başladığı zamanlarda Eskişehir’de fotoğraf makinesi çok yoktu. Toplasan kentte 10 tane makine vardı. Onlar da kentin ileri gelenlerindeydi.
ADNAN MENDERES, SÜLEYMAN DEMİREL, KENAN EVREN…
Babam arşiv çalışmasına çok önem verirdi. Eskişehirspor’un arşivi bir tek babamda var bu doğru ancak; Devrim otomobillerinin yapım aşaması, Eskişehir’e gelen devlet büyükleri, Yazılıkaya, Adnan Menderes, Yunus Emre’nin mezarının taşınması ve Eskişehir’de yapılan birçok çalışmanın fotoğrafları İsmail Alkılıçgil tarafından karelenmiş.
Mesela dönemim Başbakanı Adnan Menderes’in özgür ve hür olduğu son 2 günün fotoğraflarını babam çekti. 1967 yılında Süleyman Demirel Eskişehir’e köprü (Espark Alışveriş Merkezinin önünde bulunan sonradan yıkılan) açılışına gelmişti. O açılışı babam fotoğrafladı. Daha sonra Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nin açılışı yapıldı, o kareler de mevcut. Bülent Ecevit’in bir iki fotoğrafı var. 1980 Askeri Darbe sonrası Cumhurbaşkanı Kenan Evren Eskişehir’e geliyor. Valilik binasında balkondan halka sesleniyor. Babam, Kenan Evren’in fotoğraflarını çekiyor. Bu fotoğraflar hala mevcut. Devrim Arabalarının yapılırken o anların karelenmesi için bir tek babam davet ediliyor. Gün aşırı fabrikaya gidip, atölyede bu fotoğrafları çekiyor. Devrim Otomobilleri filminin yapılmasına vesile olan görüntüler İsmail Alkılıçgil’e aittir. Bu da fotoğrafhanedeki arşivcilikten kaynaklanıyor. Babam, şimdi belediye başkanımız olan Yılmaz Büyükerşen’in akademisyenken fotoğraflarını da çekiyor. Mesela o fotoğraflar şu an Yılmaz Büyükerşen’de yok.
ESKİŞEHİRSPOR DEMEK İSMAİL ALKILIÇGİL DEMEK
İsmail Alkılıçgil denilince akla Eskişehirspor gelmekte. Çünkü Eskişehirspor’un kuruluş aşamasında babam var. Eskişehir’in tanınmış fotoğrafçısı, gazetecisi... Protokolde yeri var. Eskişehirspor’un kurucu üyeleri Aziz Bolel, Celal Söltük, Murat İnce, Esat Erenoğlu gibi kişilerle zaten birebir görüşüyor. Eskişehirspor’un 2. Ligdeki ilk maçı… Sezonun başlama vuruşu ise Şeker Stadında yapılıyor. Başlama vuruşunu kulüp başkanı Aziz Bolel yapıyor. Bunu da babam fotoğraflıyor. 1965-1971 yılları arası Eskişehirspor’un en görkemli yılları. Babam bu yıllar arasındaki Eskişehirspor’un bütün maçlarını fotoğraflıyor. Avrupa kupalarındaki Sevilla, Fiorentina, CSKA Sofya maçları; Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı kupasının kazanıldığı maçlarının fotoğraflarını babam çekiyor. Sadece o dönemler değil 1965 yılından 2000’li yıllara kadar Eskişehirspor’un siyah-beyaz, slayt ve renkli fotoğraflarını babam çekiyor. Eskişehirspor arşivinin babamda olmasının nedeni ise negatifleri bolca kullanması. Maçtan, antrenmandan çektiği karelerden 2 tanesini İstanbul’a gönderirken, 2 kareyi de kendisi için arşivliyor. İşte Eskişehirspor arşivi böyle oluşuyor.
***
Babam izin yapmazdı. Yıllık izin hiç kullanmadı. Ailesini tatile gönderirdi, kendisi hep görevinin başındaydı. Onun için bugün İsmail Alkılıçgil var. İşte bu yüzden İsmail Alkılıçgil bir Ara Güler’dir.