Kulaklarımızla proje lafının birleştiği yerde göğsümüz kabarır da, sonradan alacağımız darlaştırılmış nefesleri hiç hesaba katmayız.
Beğenilmesi için karşımıza konan her ne varsa beğenmekten imtina etmeyecek bir toplumun ahfadıyız.
Olsundu yani…
Sonraki ahlara vahlara selam çakmayacak kadar samimiyizdir, önümüzdeki proje veya projelerle.
Hani siyasi literatüre sevimsiz bir şekilde sokulduysa da, “o projedir, bu projedir” diye, içerimizdeki projecilik görmezden geldi;
“Hepimiz bir proje değil miyiz” efendim
Projenin kendisinin yoksa, adının hatrı var üzerimizde anlayacağınız.
Yerel seçimlerde projeleri ile var olduğuna inandırılmıştı da Binali Yıldırım.
“Projeleri konuşalım” diye kanal kanal gezmişti.
Biliyor zahir, içimizdeki proje sevgisini.
Son günlerde yine o büyüleyici söz Eskişehir sokaklarında selamlıyor bizleri.
Sokaklarında dediysem “proje” aslında şık bir bey efendidir.
Bilmez sokak falan.
Şık bir otelin toplantı salonunda, bilemedin davetlisi bol bir davetin baş davetlisidir.
Sonradan sokağa düşmez ise bir salon müdavimidir anlayacağınız.
Fakat sokak kazanır, yahut genel bir deyişle sokak haklıdır.
Salonda doğsa da, sokak da büyür, yahut daha doğrusu sokakla büyür.
Dön dolaş gel 3 projeden söz edeceğiz
ESO
ESO kükreyip, “bu ekonomi böyle gitmez kardeşim” diyemezse de gerçeğin farkında olduğunu gösteriyor.
Mesleki yeterlilik belgesini almak için bulduğu kaynak ile işin bir köşesinden tutmaya meyilli.
Delik büyük, yama küçük ya neyse! Çam sakızı çoban armağanı bir yerde.
EOSB
Sanayicileri bilmem ama “Yaşam merkezi” Eskişehir’e çok ciddi bir hizmet olacağından hiçbir kuşkum yok. Hayata resimlerindeki kadar güzel geçirilmesi halinde Yaşam merkezi beklenilenden fazlasını sunmaya aday şık bir proje.
Sosyal belediyecilik düşmüyor ya ağızlardan sosyal EOSB’cilik örneği diyebiliriz zannediyorum. Yalnız tek şart, projenin eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesi elbette.
ETO
Eskişehir Ticaret Odası parayı binaya gömünce geriye tek bir şey kalıyor. O da bisiklet sürmek. Bisiklet yolu yapmakla görevli Tepebaşı Belediyesi ile ETO el ele veriyor bir bisiklet firmasından aldıkları 70 bisiklet ile Eskişehir turizmine muhteşem bir katkı sunuyor. Hal böyle olunca insan kendini “bize bisiklet verme ETO, bisiklet sürmeyi öğret” demekten alıkoyamıyor.. Neyse proje ola giydire tacı, proje ola kestire başı ne diyelim.
NOT: Yakşalık 10-15 gün arası yapacağımız tatil nedeniyle, tatil dediğime bakmayın anne baba ziyareti. Ayşe Kaytan Uçak ve ben Eskişehir’de olmayacağız. Biraz kafa dinlemek, biraz da daha da zorlaşacak hayat şartlarına göğüs germek için ufak bir kaçamak anlayacağınız. Görüşmek üzere.