Hafızam beni yanıltmıyorsa Tepebaşı Belediyesi’ne “Tepebaşı Turizm Şirketi” yakıştırmasını ilk yapan kişi eski AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca’ydı.
İşin aslı bu benzetmenin patenti, hiciv ustası Dündar Ünlü’ye ait de olabilir. Ancak hafızalarda yer edindi.
Gülümsetmeyi başaran sivri eleştiriler, kaba, sert ve seviye fakiri eleştirilerden akıllarda daha fazla yer edinebiliyor.
“Tepebaşı Turizm Şirketi” de bu tür ince bir eleştiri.
Peki; bu yakıştırma nereden çıkmıştı. Malumunuz; Tepebaşı Belediyesi, kültür turları etkinliği ile vatandaşları başta Çanakkale olmak üzere pek çok geziye götürüyordu.
İşte o dönem yapılan geziler, eleştirilerin temel argümanıydı.
“Geziye gideceğine kaldırım yap, yolları düzelt” demenin naif bir yoluydu anlayacağınız.
Hikâyeyi bilirsiniz Hz. Muhammet’i rüyasında gören Evliya Çelebi “sefahat” diyeceği yerde dil sürçmesi sonucu “seyahat Ya Resulalah” der ve seyahatname serüveni başlar.
Başkan Ataç’ta gezmeyi seviyor.
Hatırlarsanız Çanakkale turlarından çok daha ön plana çıkan Ankara turları geçmiş döneme damgasını vurmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ajandasında “Tepebaşı Belediyesi ziyareti” diye ayrı bir bölüm yer alıyor olsa kimsenin şaşırmayacağı bir dönemdi.
Öyle ya, otobüse bindirilen genel merkezde indiriliyordu.
Sadece Kılıçdaroğlu ile bitmedi elbette, bir dönem Muharrem İnce’de yolculukların konusu olmuştu.
Tepebaşı Belediyesi yeni döneme de hızlı başladı.
Derlenip toplanıp Mansur Yavaş’a hayırlı olsun ziyaretine gitmişler.
Arada Kılıçdaroğlu’na da “hayırlı olsun desene” ziyaretinde bulunulmuş.
Henüz mazbatasını almadı ama şimdiden haber vereyim, hazır ol İmamoğlu Tepebaşı geliyor.
En azından mutlaka gelecek.
Hasılı rüyadır, Eskişehir’den ulaşılamayana, belki de Ankara’dan varılır umududur.
Doğaldır.