SAĞLIKTA ŞİDDET SON BULSUN!

SES Eskişehir Şubesi Başkanı Dr. Birtürk Özkavak, İzmir'de bir ASM'de hastayı görmeden ilaç yazmak istemeyen doktorun darp edilmesinini kabul edilebilir olmadığını ve saldırıyı kınadıklarını söyledi.

SES Eskişehir Şubesi Başkanı Dr. Birtürk Özkavak, İzmir'in Bornova ilçesindeki Yunus Emre Aile Sağlık Merkezi'nde(ASM) hastayı görmeden ilaç yazamayacağını söyleyen Doktor Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu ile onu korumak isteyen mesai arkadaşlarının darp edilmesi olayının kabul edilebilir olmadığını ve saldırıyı kınadıklarını söyledi.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için gerekli adımların atılmadığını ifade eden Özkavak, SES olarak uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Bütün bu çabalarımıza rağmen, birçok hekimin öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile siyasal iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek görüyoruz. Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet olayı yaşanmaktadır. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir! Sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Angaryaların yüklendiği gereksiz raporlar, önü alınamayan usulsüz istekler ASM’leri huzurlu çalışılan, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürüldüğü yerler olmaktan çıkartmaktadır. Kapıdan giren her kişinin bir tehlike olabileceği duygusu hekimlerde ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarında tarifsiz gerginlik yaratmaktadır. Hekimler bilime ve yasalara göre davranmaları durumunda idare, toplum ve medya tarafından yalnız bırakılacağı hatta suçlanabileceği kaygısı taşımaktadır. Her gün yaşanan yıpratıcı ve tüketici bu süreç şiddetin de eklenmesiyle yok edici olmaya başlamıştır. Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu otoritesinin sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almadığı, caydırıcı cezaları yürürlüğe sokmayarak, müşteri memnuniyeti esasıyla sağlıkta iyiliği değerlendirdiğidir. Bu yanlış tutum daha birçok hekimin ve sağlık çalışanın şiddete uğramasına ve can kayıplarıyla karşılaşmalarına neden olacaktır. Siyasal iktidarın bu kanayan yarayı artık görmesi ve sağlık çalışanların temsilcileriyle sorunun çözümüne yönelik işbirliğine gitmesi zorunludur. Yürekleri parçalayan kulakları sağır eden bu sese kayıtsız kalanlar, yaşanan şiddet ve can kayıplardan sorumlu olduklarını akıllarından çıkarmamalı ve acil çözüm için gerekenleri yapmalıdır” diye konuştu.

Haberler