BAŞTÜRK: ESKİŞEHİR’DE BIÇAK SIRTI BİR REKABET VAR

Saadet Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Levent Baştürk, Ayşe Kaytan Uçak’ın yerel seçime ilişkin sorularına yanıt verdi.

Levent Baştürk kimdir?

1964 Merzifon doğumluyum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldum. Mezun olduğum yıl başarılı olduğum bir sınav sonucu lisansüstü çalışmalar yapmak için ABD’ne gittim. Pittsburgh ve Denver Üniversitelerinde Uluslararası İlişkiler ve Mukayeseli Siyaset dallarında lisansüstü çalışmalarım oldu. ABD’nde yaşadığım 25 yıl boyunca boyunca Amerika Müslüman Toplumu Özgürlük Vakfı (Muslim American Society Freedom Foundation) ve Hikmetağı Vakfı (WisdomNet Foundation) gibi Müslüman toplumun sorunlarına eğilen sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına aktif olarak katıldım. Şubat 2012-Temmuz 2013 tarihleri arasında Ankara’da Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) araştırmacı olarak çalıştım. Temmuz 2013- Agustos 2018 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde dışarıdan fakat tam-zamanlı olarak dersler verdim.

Siz oy vermek isteyen ama ‘kazanamazlar’ diyen bir seçmen kitlesi var. Bu kitle üzerindeki bu algı nasıl kırılabilir?

 “SP’nin kazanacağını bilseniz ona oy verir misiniz?” şeklinde sorulan bir soruya “evet” cevabını verenlerin sayısı bir hayli fazla. Hatta, son genel şecimde oy verenlerin bir kaç misli olduğunu da söylemek mümkün. Ayrıca, ikinci tercih olma noktasından bakınca, SP birinci sırada. Bir başka deyişle “oy verdiğiniz parti dışında kime oy verirsiniz?” sorusu yöneltildiğinde SP diyenler birinci sırada. Bu durumu sahada çalışırken de hissediyoruz.


Yalnız özellikle Eskişehir’de, gönlü SP’de olmasına rağmen oyunu başka partiye verme eğilimini tersine çevirmeyi zorlaştıran bazı yapısal şartlar var. Eskişehir, Türkiye’de siyasetin kutuplaşmasından en fazla etkilenen şehirler arasında. İç Anadolu’da CHP’nin yerel yönetimde olduğu tek il olma durumunda. Bu özelliği nedeniyle Eskişehir bir kesimin gözünde kurtarılmış bölge, iktidar cephesi açısından bakınca da kurtarılması gereken bölge durumunda. İttifaklar nedeniyle bu yerel seçimde Eskişehir’de bıçak sırtı bir rekabet var. Bu durum SP’ye oy vermek isteyen ama oy vermesi halinde istemediği partinin/adayın kazanma ihtimali olduğunu düşünen seçmenin SP için oy kullanmasını zorlaştırıyor.

Seçmene bizim bu durumda şunu izah etmeye çalışıyoruz:

Bugün Türkiye’de siyasi rejim tıkanmış durumda. Bu tıkanmayı açmanın yolu yeni bir adres bulmaktan geçiyor. Bu adres de Saadet Partisi’dir. Saadet Partisi, AKP’den artık soğumuş ama kendine yeni bir adres arayan muhafazakar seçmenin doğal adresidir. Ayrıca Saadet Partisi sadece muhafazakar seçmene hitap eden bir parti de değildir. Sahip olduğu insan odaklı ve eşitlik ve adalet eksenli siyaset tarzıyla her kesimi kucaklamaya çalışmaktadır.
Medya gücümüz yok. Sözünü ettiğiniz algıyı kırmak için yapmamız gereken şey daha fazla toplumun her kesimiyle yakın irtibat kurmak ve bu irtibatı sürekli kılmak. Bu uzun dönemli bir çalışma gerektiriyor. Halkın mühim bir kesimi “gönlümüz sizinle” demekte. Eğer biz istikrarlı bir şekilde çizgimizde devam edersek, bu sandığa da yansıyacaktır diyorum. 

 

Eskişehir’de seçimin dilini nasıl buluyorsunuz?

Biz Eskişehir’de seçim kampanyamızı yürütürken kesinlikle diğer adayların birbirlerine karşı nasıl bir dil ve üslup kullandıklarıyla ilgilenmiyoruz. Kendi kampanyamızda da şahıslar üzerinden bir dil kurmuş değiliz. Biz genellikle Eskişehir’de neler eksik olduğu ve nelerin yapılması gerektiği üzerinde durduğumuz için kullandığımız dille kimseyi rahatsız etmiyoruz. Bu sebepten olsa gerek, yerelde diğer adaylardan ve partilerden de bize karşı olumsuz bir dil ve üslup kullanıldığına tanık olmadık.

Ancak kendini “Cumhur İttifakı” olarak adlandırmış olan iktidar bloğunun veya AK Parti – MHP ortaklığının liderlerinin kullanmış olduğu ayrıştıcı, düşmanlaştırıcı ve şeytanlaştırıcı dilin  yereli etkilediğini söylememiz gerekir.Özellikle partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı payeli Süleyman Soylu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli milli güvenlik tehditi oluşturma pahasına oldukça olumsuz bir söylem benimsemiş durumdalar.Maalesef, iktidar bloğunun tabanında küçük bir azınlık bu kin ve nefret söylemini benimsenmiş durumdadır.
Nitekim bu küçük azınlığın taşkınlıklarıyla, kabalıklarıyla ve tacizleriyle seçim çalışmalarımız sırasında zaman zaman karşılaştık.
Liderini adeta bir idol olarak benimsemiş bir güruh arasında ‘Kirli Havuz Medyası’ televizyon kanallarının çok ciddi bir etkisi olduğunu inkar etmek mümkün değildir. Allah’a şükürler olsun ki, bu kesim iktidar bloğu tabanının çoğunluğunu oluşturmuyor. Aksi takdirde sahada çok ciddi sıkıntılar yaşayabilirdik.

Nasıl bir Eskişehir hayal ediyorsunuz? Eskişehir’e neyi vaat ediyorsunuz?

Altyapı sorunları çözülmüş, her mahallesinin eşit ve adil hizmet alması sağlanmış, kentsel yenileme sonucu yeni bir çehre kazanmış,  yeniden Türkiye’de iller kalkınma sıralamasında ilk 10’da yer alan, hem sınai hem de zirai üretimde lider illerden biri haline gelmiş ve aynı zamanda bir kültür, sanat, düşünce ve turizm merkezi Eskişehir’i inşa etmek hayalimizdir diyebilirim.

Eskişehir’deki eksiklikler, yapılması gerekenler nelerdir?

Ben bana göre Eskişehir’in en büyük sorununun ne olduğundan ziyade Eskişehir halkı neyi en büyük sorun olarak görüyor sorusundan yola çıkayım.
Eskişehir il sınırları içindeki nufüsun yaklaşık yüzde 88’i iki merkez ilçede yaşamaktadır. SP tarafından yapılan Eskişehir’in sorunlarına ilişkin bir ankete göre Eskişehir merkezde yaşayanların vatandaşların neredeyse tamamı trafik sorunundan şikayetçi durumda. Ve halkın yarısından fazlası da trafik sorununu Eskişehir’in en önemli sorunu olarak görmektedir.


Saadet Partisi şehrin trafik sorununu 1,5 yıl gibi bir süre içinde yüzde 95 rahatlatacak projeleri uygulamaya koymayı taahhüt etmektedir. Bu bağlamda şehrin sorunlu/ yoğun trafik bulunan kavşaklarında trafiğin düzenli akışının sağlanması için düzenlemeler yapılacaktır. Bu kavşakların bazılarında trafiğe giren ve trafikten ayrılan trafiklerin trafiğin akışını yavaşlatmaması için U dönüşlü köprüler yapılacaktır. Bu köprüler şehrin estetik görünüşünü bozmayacak şekilde inşa edilecektir.

Toprak zemininin müsait olduğu yerlerde ise  araç trafiği altgeçitler yapılarak yönlendirilecektir.

Yoğun trafik yaşanan 4 sorunlu noktada da tramvay havaya kaldırılarak akıcı trafiğin devamlılığı amaçlanmaktadır. Akıllı sinyalizasyon sistemiyle de araçların trafik ışıklarında bekleme süresi en aza indirilecektir.

Yeni nesil modern üst geçitlerle de güvenli bir trafiğin sağlanmasına çalışılacaktır. Akıllı otopark projemizle (elektromekanik döner katlı otopark sistemi) de otopark sıkıntısı büyük ölçüde hafifletilecektir.

Yağmur yağdığında yolların göle dönüştüğü bir Eskişehir var. Artık göze hoş gelen projeler kadar altyapı için de kolları sıvamak gerekir. Hala kanalizasyonu olmayan mahalleler de bulunuyor.  20 yıldır bir mahalleye kanalizasyon altyapısını götürememiş olan bir belediye başkanı bu defa olacak demiş!

Eskişehir’in temel sorunları ve çözüm yolları konusunda aslında üzerinde durulması gereken pek çok konu var. Bunların hepsine bir röportajın sınırları içinde değinmek imkansız. Ancak en azından şunları belirtmek isterim:

Rant merkezli bir anlayışla değil, adalet merkezli bir anlayışla çalışmayı esas alan bir ekip olarak içilebilir kalitedeki suyun şebeke suyu halinde hanelere ulaştırılması ve ucuzlatılması, sanayi bölgelerimizin geliştirilerek yatırıma müsait hale getirilmesi, şehrimizin ticari ve kültürel bakımdan marka haline getirilmesi, tarım ve hayvancılığa hakkı olan özenin ve önemin gösterilmesi, aile kurumunu kollayıcı ve gözetici unsurların harekete geçirilmesi, kimsesizlerin, kimsesiz çocukların, yaşlılarımızın ve engellilerimizin ihtiyaçlarının karşılanması ve gençler için sosyal, kültürel ve spor odaklı projelerin uygulamaya konması da hedeflerimiz arasında bulunmaktadır.
Yolsuzluk ve israftan uzak bir belediyecilik anlayışıyla çalışılması halinde bu projelerin hayata geçirilmelerinin mümkün olduğuna inanmaktayız.

Sahadan gelen tepkiler nasıl? Vatandaş en çok hangi konuda şikayetçi?

Sahadan gelen tepkiler deyince 3 türlü tepki aklıma geliyor. Birincisi, iktidar bloğunun izlemiş olduğu, sokağın dilini devlet dili haline getirmiş, çamur atan, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı ve şeytanlaştırıcı dil nedeniyle gelebilecek olan tepkiler.  Şükürler olsun ki bu dil AKP tabanındaki çok küçük bir azınlık dışında kabul bulmadı.

İkinci tepki, yerel seçim olmuş olduğu için mevcut büyükşehir yönetimine karşı tepki. Gördüğüm o ki, CHP tabanında çoğunluk mevcut yönetimden memnun olmakla birlikte olmayanlar da var. 20 yıl sonra Eskişehir gibi bir yerde yeni bir adayın çıkartılamamış olmasına tepki gösterenler var. “Benim mahallem yeterince hizmet görmüyor” diye tepki gösterenler de var. MHP ve İyi Partililerden “Büyükşehir’de size oy vereceğiz” diyenler var. Bu arada yeni tramvay hatlarının inşa edildiği caddelerde büyükşehir yönetimine karşı esnaf da hayli tepkili.

Ancak iktidara karşı olan tepki çok daha fazla yoğun durumda. Özellikle ekonomideki kötüye gidiş iktidara karşı olan güveni sarsmış durumda. Daha önce kahve konuşması yapmamıza izin verilmeyen yerlerde artık sıkıntı yaşamıyoruz. İktidarın seçim kampanyasını yürütmek için kullandığı dil de yoğun bir tepki görüyor. İktidarın kan kaybettiğini sahada görmek mümkün. Fakat tepkinin nereye yöneleceği henüz belli değil. Saadet Partisine bir teveccühün olduğu kesin. Ancak kararsızlar hala en büyük kesimi oluşturuyor

Eskişehir halkı sizi neden seçsin, sizin farkınız ne diğer adaylardan?

Mevcut adaylardan biri, Eskişehir’i 20 yıldır yönetiyor. AK Parti’nin adayı da 10 yıl merkez ilçelerden Odunpazarı’nın belediye başkanlığını yaptı. Eskişehir açısından her ikisi de denenmişi temsil ediyor. Mevcut büyükşehir belediye başkanı 20 yıllık görev süresi boyunca birtakım hizmetleri için takdir edilmekle birlikte bazı hizmetleri için de tepki görüyor. Ayrıca yapması beklenen ama yapmadığı düşünülen şeyler için de eleştiriliyor.

Eskişehir halkı AK Parti belediyeciliğiyle de hem Türkiye geneli hem de mevcut büyükşehir adayının 10 yıllık Odunpazarı belediye başkanlığı sebebiyle aşinalar.

Bu ikisi karşısında biz Saadet Partisi olarak yeniliği ve değişimi temsil ediyoruz.

Sadece Eskişehir’de hiç denenmemiş olması sebebiyle değil, sahip olduğu belediyecilik anlayışı ve vizyonu nedeniyle de diğerlerinden farklılık arzetmektedir. Saadet Partisi, Milli Görüş belediyeciliğinin temsilcisi olarak Eskişehir’de hizmete talip olmuştur. Bugün Milli Görüş çizgisinde olmayan AK Parti’nin “1994 Ruhu” iddiasıyla kendine maletmeye çalıştığı Milli Görüş belediyeciliği kendini ispat etmiş bir uygulamadır. Belediyeciliği sadece bazı hizmetlerin sunulmasıyla sınırlamayan insan odaklı, adalet eksenli, eşitliği esas alan ve topluma hizmeti ibadet bilmiş bir belediyecilik anlayışıdır.

31 Mart akşamı seçimden zaferle çıkarsanız, 1 Nisan günü Eskişehir’de yapmak istediğiniz ilk iş nedir?

Malumunuz adil ve dürüst belediyecilik bizim en temel düsturumuzdur. Vatandaşın taktirine sunduğumuz projelerin çok büyük kısmı belli bir süreçte tamamlanacak, zaman alacak projeler. Fakat biz dürüst ve şeffaf belediyecilikte olan kararlılığımızı göstermek açısından ilk yapacağımız işlerden biri, sadece SP’de kendini bulan 1994 Ruhu’nun bir ifadesi olarak “Rüşvet Alan da Veren de Mel’undur” levhasını tekrar belediyeye asarak işe başlayacağız.

Şeffaf belediyecilik hususu da ilk atacağımız adımlardan birisi olacak.

Erişilebilir bir başkan olacağım. Halkın sorunlarını halkla istişare ederek gidermeye çalışmayı amaç edinmiş bir anlayışla çalışacağız. Su ve toplu taşıma ücretlerinin ucuzlatılması da ilk yapacağımız icraatlar arasında yer alacaktır.
 

Haberler