İşin aslına bakarsanız toplumu germek, bir makam kazanmak için izan tanımaz bir şekilde saldırmaktan evladır Murat Boz konseri.
Hiç anlayamayacağım, işin aslı anlamak için çaba bile sarf etmediğim gençliğin bir kısmının idolü, ne de olsa.
“Sanat nereye gidiyor” sorgusu beyhude.
Sanatın gidecek bir yol bulamadığı zamanların sesidir duyduğumuz belki de “dım tıs dım tıs…”
“Kopuyor muyuz gençler?”
“O hırsız, bu terörist, şu zillet, bunlar illet” ve nihayetin de “bizden olmayan herkes hain” demek yerine, duvara lazer ile isim yazmak ve yapılan işin büyük bir siyasi kazanım olduğu ile övünmek de masum ve anlaşılabilir görünüyor böyle zamanlarda.
Muhafazakâr, milliyetçi ve mütedeyyin seçmene hitap eden, siyasi sahneye en azından bu iddia ile gelerek, ülkenin 18 yılına damgasını vuran AK Parti’nin ne de olsa ara sıra kopmaya ihtiyacı vardır.
“Dım tıs dım tıs eğleniyor muyuz?”
Ama ben türküyü tercih ederim.
Demode olduğum düşünülebilir.
Lakin hayatın hızı ve hengâmesi karşısında, ruhun ve yüreğin tozunu silkip, yere atacak bir tınlama bilmiyorum desem yeridir, bağlamadan başka.
Ama yine de Murat Boz konseri iyidir.
Hem yakışıklı çocuk, hem de Allah’ı var bir kez bile toplumu gerecek bir işe imza attığını görmedik.
Murat Boz iyidir.
Germekten, korkutmaktan, saldırmak karşısında baş göz üstüne getirilir elbette Murat Boz konseri.
Hem kitleye istediğin sesi ve müziği istediğin zamanda dinletmek gibi bir maharetin varsa bugün Murat Boz, yarın Murat Boz’un coşturamadığına çakarsan iki doz Uğur Işılak olur biter.
Murat Boz vakti imiş anlaşılan…
Ancak, yine de garip gelmiyor sizlere de,
Vatan millet davasında, bir beka sorunu ile karşı karşıya kalınmışken, amansız bir kopma isteği
“Dım tıs dım tıs...”