Dün söylenenleri ve yapılanları unutmadan yaşayanlar, seçim dönemlerinde ciddi bedeller ödemek zorunda kalırlar çoğunlukla.
İçlerini “bizimle dalga mı geçiliyor?” kuşkusu kemirir.
Sitem edilmeyecek, dillendirilemeyecek bir kuşkudur bu?
Yangından en son kurtarılacak vatandaşlar arasındaysanız iş biraz daha sıkıntılı.
Ki, öyleyizdir belki de canım dostum.
Yangına tutulan suyun, gelecek ile ilgili umut duymamıza çok da yeterli olmayacağını biliriz.
Ve bu su hortumları, seçim dönemlerinde çıkar genellikle.
Yangın mı var…
Vaatler bir bir sıralanırken, hiç birimizin göremediği mükemmel manzara iktidar tarafından ballandıra ballandıra anlatılır.
Gözlerimizin göremediği o yolda ekonomi iyi gidiyordur mesela,
Başka ülkelerin kıskandığı bir ülke olduğumuzun farkındayızdır aslında
Ama, daha fazla hatırlatılır seçim dönemlerinde.
İşi abartıp da güzellikleri göremiyoruz…
Eyvah!
Ülke bekasından bir haber olan zilletin bir parçası olmanıza sadece bir adım var:
İtiraz etmek.
Ve o vakit, iktidar tarafından zillet ittifakı olarak adlandırılan cenaha adım atmış oluyorsunuz.
Dün Eskişehir’de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerini dinlerken
Yine aynı garip düşünceler kapladı içimi.
Mesela “Alpu Ovasını koruma altına aldık” diyor.
O zaman “biz aylardır kiminle neyin mücadelesini verdik” demeye açılan kapıdan girmeyelim mi?
Haftalar önce uzaya gidilmekten söz ediliyordu.
HATIRLAYIN...
Dün “Bedava kek, çay var.
Çorbada ister tabi” dedi.
Canım mercimek çorbası
Hani şu, Kanada’dan müreffeh ülkemizi görmeye gelen mercimeklerden yapılanından…
Halimiz; görmüyoruz, duymuyoruz, bilmiyoruzdur.
Veya daha fenası…