Dün gazetelerde “Danıştay'ın 'Andımızın okunması kararı Meclis gündemine geldi. İYİ Parti'nin verdiği önerge AKP ve HDP'nin ret, MHP'nin ise çekimser oylarıyla reddedildi” haberi yer aldı.
Kabul edelim; “Andımızın” okunup, okunmaması ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her bireyin farklı görüşü olacağı gibi, aynı konu ile ilgili olarak siyasi partilerin farklı ilke ve görüşleri de olabilir.
“Andımızı” kafatasçı bir anlayışın ürünü olarak görenler olacağı gibi, ülkenin tarihselliğinden çıkan onur, gurur ve kıvanç kaynağı olarak baş tacı edeceklerin de olması gayet doğaldır.
Doğal olmayan ise son yıllarda üstünde fırtınalar koparılan “Andımızın” günlük siyasi gelişmelerin gölgesinde sığ bir mecraya sıkıştırılmış olması.
Milliyetçi duyguların sivriltilmeye ihtiyacı olunduğunda “Andımıza” sıkı sıkı sarılıp, milliyetçiliğin gerekli olmadığı, belki de zararlı olarak görüldüğü noktalarda görmezden gelinmesi sadece bir örnektir belki de.
Toplumun hassasiyetleri üzerinde bu denli oynanması, ya huzursuzluğa, ya da toplumun yozlaşmasına neden olunur.
Toplumun en azından belli bir kesiminin üzerinde hassasiyet ile durduğu değerlerin güncel siyasetin malzemesi olması, bireyin tutunacağı dalları bir bir elinden alırken, boşlukta kalan bireylerden oluşan bir toplumun meydana gelmesine sebebiyet verir.
Hatırlayalım dün İYİ Parti’nin meclise taşıdığı Danıştay kararını eleştiren Bekir Bozdağ’a MHP Lideri Devlet Bahçeli çok değil bundan 4 ay önce "Türküm demek suç mu? Doğruyum demek yanlış mı? Çalışkan olmak gaflet mi? Eğer Andımıza cephe alanlar kripto damarın karanlık failleri değilse merakla soruyorum dertleri nedir? Bu hazımsızlık niyedir? Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti, üzerinde yaşayan millet ise Türk’tür." sözleriyle karşılık vermişti.
Bahçeli’nin bu sert çıkışının üstünden 4 ay gibi kısa bir süre geçerken, dün İYİ Parti’nin verdiği önergeye çekimser kalması size de ilginç gelmiyor mu?
Ne kadar ilginç olursa olsun, ne kadar tutarlılığı sorgulanırsa sorgulansın MHP’nin parti içi disiplini göz önüne alındığında tabanda herhangi bir itirazın oluşması beklenmiyordu zaten. MHP çekimser kalırken, ortağı AK parti’nin ise ret oyu vermesi elbette yine MHP içerisinde, yine parti disiplini göz önüne alındığında AK parti’ye karşı bir tepkinin oluşması beklentilerini boşa çıkardı.
Sonuç olarak MHP, AK Parti ile kurduğu ittifaka zeval gelmesin diye cansiperane mücadele ederken, dün söylediğini bugün unutmak gibi bir maharet edinmiş.
Sağda solda, siyaset erbapları veyahut siyasi sohbetlere giriş dersini alanlarının zaman zaman MHP ile AK Parti İttifak’ının yerelde tutmayacağına dair sözlerini işitiyorum.
Kimsenin hayalini yıkmak istemem ama bence hayal görüyorlar…