“Odunpazarı” diyor “Siz Recep diyeceksiniz” karşı taraf “Tayyip” diğer taraf ise “Erdoğan” 3 kez tekrarlıyor. Şahidim istediği performansı yakalayamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sloganı için de aynı çabayı sarf etti. Ama bir türlü istediği ahenk gerçekleşmedi. Ama olsun salon içinde bulunanlar zaten destekledikleri adaylara sevgi ve muhabbetlerini göstermek için gerekli olan coşkuyu gösterdi.
İşin özünde dizayn edilmemesi gereken ve edilemeyecek olan bir dinamizimdir coşku, bir dizayn etme alışkanlığından müsebbip, muazzam bir beyhude uğraşı anlayacağınız.
Diğer taraf Tepebaşı. Neden “Tepebaşı” diyemiyor diye düşündüm. Dillendirilmeyen bir mahcubiyeti gizleme çabasıdır zahar.
Bir kesime mahcup olunduğunda diğer ya da öteki olur. Adı geçmez ise kendisi de yok olur düşüncesi bir yerde…
Hani; aday çıkıp çıkmamasına söz edecek kimse olmazdı Kaynarca’nın bu biat kültüründe ama, önce aday gösterilip, son saatte çekilmesi vicdani bir meseledir. Vicdan en kötü şartlarda tali yollarda ilerler.
Şehir gazetesinin bugünkü manşetinden mülhem “gövde gösterisi” yapıldı. Vücudunu en açık eden her zamanki gibi Volkan Doğandı. Ruh sağlığının tartışıldığı süreçte gövde bu kadar önde olunca işin aslı bir başka mahalleye girilmiş izlenimi edindim.
Anlamsız bir acelecilik vardı ya, acemi bir olgunluğun altında gizlenmeye çalışılan. Anlam veremedim. En nihayetinde ucundan kıyısından da olsa bir şeyler anlatmak çabasından süzülüp gelen birkaç Burhan Sakallı sözü.
“Genç menç” diyorlar ama ruhunda 500 yıllık olgunluğu misafir eden Kadir Bıyık.
Konfetiler ve ardından bitti hadi dağılalım.
Coşkunun bu denli hızlı tırmanıp bu denli hızlı sönümlenmesi garip iş. Beş dakika önce 15-0’a duyulan sonsuz inançtan tavan yapan coşku beş dakika sonra yerini dram filminden çıkan izleyicilere bırakıyor.
Aday tanıtımı bitti.
Derken, akşam arıyor muzip bir arkadaş “seni Volkan Doğan aradı mı?” diye. “Volkan Doğan beni niye arasın” dedim. “Abi herkesi arıyor” dedi. “Herkesi niye arıyor” dedim “Abi seçim çalışması yapıyor” dedi. “Oğlum öyle çalışma mı olur dedim ömür yetmez” dedim. Meğersem ses kaydı yapıp arattırmış herkesi. Ben yinede söyleyeyim telefonu her zaman bir dost açmaya bilir.