TKKP 25. Genel Kurulunda Ekonomi ve Yerel yönetimler konusunda ekonomist Mustafa Sönmez ve ‘’Ekonomik Krizden Çıkış Yollarından Biri Olarak Kooperatifçilik Modeli ‘’konulu sunumlarında Prof.Dr. Aylin Çiğdem Köne ve Kooperatifler Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi Orkoop Eğitim, Araştırma ve Dış İlişkiler Koordinatörü Ünal Örnek gerçekleştirdi
Ekonomist Mustafa Sönmez yaptığı sunumda ve konuşmada "Yaşanan ekonomik kriz dış kaynaklı olmayıp, hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda ortaya çıkmış “ev yapımı” bir krizdir. 2001 krizinin ardından uygulanan tasarruf politikaları ekonominin tansiyonunu düşürmüş ve Türkiye’nin borç verilebilir ülke statüsüne gelmesini sağlamıştır. Bu gelişmeler mevcut İktidara altın tepside sunulmuş, hem kamuya hem de özel sektöre dış borcun kapısını sonuna kadar açmıştır. On yedi yıl boyunca alından dış borç ve dünyadaki likidite bolluğu Türkiye ekonomisinde geçici bir büyüme sağlamıştır.
Dış borcun ihracata yönelik yatırımlarda kullanılması, Çin örneğinde olduğu gibi büyük bir avantaja dönüşebilir. Ancak mevcut İktidar, dış borcu üretken yatırımlarda kullanmak yerine, tamamen iç piyasada tüketime yönelik olarak kullanması, ülke ekonomisinin rotasını kalıcı büyümeye değil ekonomik çöküşe doğru çevirmiştir.
Ekonomide yaşanan son gelişmeler ışığında TKKP 25. Genel Kurulu olarak aşağıdaki çözüm önerilerinin ulusal gündeme taşınmasında yarar görülmüştür.
1-Ekonomik büyümenin dış borç ve sıcak para ile değil, öz kaynaklarla sağlanmalıdır.
2-Dayanışmacı ekonomi modeline yeniden geri dönülmeli, kooperatifler, birlikler teşvik edilmelidir.
3-Üretim ve ihracata yönelik yatırımlar ekonomik büyümenin merkezine alınmalıdır” diyerek ekonominin ülkemizdeki önemini vurguladı.
Prof.Dr Aylin Köne ise ‘’Dünyada genellikle ekonomik darboğaz dönemlerinde dayanışmacı ekonomi modeli olan kooperatifler çözüm olarak görülmüştür. Örneğin BM, 2012 yılını kooperatifçilik yılı ilan etmiştir. ABD’de son on yılda işçi kooperatifleri on kat artmıştır. Özellikle zor zamanlarda hatırlanan kooperatifçilik, içinde bulunduğumuz kriz döneminde de yol gösterici bir çözümdür. Dünyada başarılı örnekleri mevcuttur.
Piyasa ekonomisini dünyaya dayatan ABD ve İngiltere’de dahi piyasa modelinin her yönüyle uygulanması sonucunda refah ve gelir dağılımında ciddi sorunlar yaşandığı görülmüştür. Neo-liberal politikalar, her iki ülke başta olmak üzere uygulandığı her yerde, toplam nüfusun büyük bir kısmını ayrıcalıklı azınlığın insafına terk etmiştir. Örneğin ABD’nin toplam gayri safi milli hasılasının %90’ını nüfusun %1’lik ayrıcalıklı kesimi yönetmektedir. Öte yandan piyasa ekonomisi, karlı görülmediği için sosyal hizmetlerde başarısız olunmuştur. Dolayısıyla refahın adil paylaşımı ve sosyal adaletin sağlanmasındaki başarısızlıklar, halkın ekonomiye nasıl dahil edilebileceği noktasında insanları arayışa itmiştir.
Gelir dağılımı adaletsizliğinin ve işsizliğin önüne geçerek ekonomik istikrarsızlığı gidermenin en etkili yolu, üretilen zenginliği tabana yayacak, istihdamı sağlayacak kooperatiflerin desteklenmesinden geçmektedir. Dünyada ve ülkemizde kooperatifçiliğin son derece başarılı örnekleri mevcut olup, sayıları da gün geçtikçe artmaktadır’’ kooparetifciliğin yerel yönetim ve konseylerin destek vermesi gerektiğinin altını cizdi.
Türkiye Kent Konseyleri Platformu kooperatifçiliğin krize alternatif bir çözüm önerisi olarak yerel yönetimlerin ve kamuoyunun gündemine taşınmasında görev alması gerektiğini belirtir ve bu bağlamda kooperatifçilik ve ekonomi konusunda yönlendirme için kamu kurum kuruluşları,sivil toplum kuruluşları ve Kent Konseylerinin ilgili çalışma gurupları ile birlikte bilgilendirme ,bilinçlendirme yaparak kooperatifçiliğin doğru örnekleri sunulmasının önemi vurgulanarak iki gün süren toplantı toplantı sona erdi.