Asgari ücrete yapılan yüzde 26’lık artışı yeterli bulmayan Kaya, milyonlarca işçi ve emekçinin yaşam koşullarının giderek ağırlaştığının görmezden gelinerek emekçilerin haklarının yok sayıldığını savundu.
-Telafi edecek bir artış değil-
Enflasyon artışı gözetilerek düzenlendiği söylenen asgari ücretin, içinde bulunduğu koşullarda bir emekçi ailesinin kayıplarının telefi edecek biçimde artırılmadığını söyleyen Kaya, “Son bir yılda yumurtanın fiyatı yüzde 62,22; patates, soğan 37, taze meyve yüzde 33 zamlandı. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.893, yoksulluk sınırı 6.167 TL” dedi.
-Krizin bedeli emekçilere-
Temel tüketim maddelerinin fiyatının katlandığı, diğer tüm yaşam giderlerinin arttığı kriz koşullarında bu kadar bir artışla kayıpların karşılanması mümkün olmadığını belirten Kaya, “Bu düzenleme ekonomik krizin bedelinin emekçiye ödetilmesi, onlardan fedakârlık istemeye devam etmek anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
-İşçi ve emekçiler aldatıldı-
“İşçi ve emekçiler; Hükümet, bürokrasi ve Türk İş marifetiyle beklentiye sokulmuş ve aldatılmışlardır” diyen Kaya, “Ekonomik veriler 2019 yılında krizin derinleşeceğini, sanayi ve tarım üretiminde daralmanın yaşanacağını gösterirken ağırlaşan ekonomik tablonun yükü yine emekçinin sırtına yüklenmiştir. Oysaki asgari ücretin emekçilerin kayıplarını telafi edecek biçimde ve insanca bir yaşamı mümkün kılacak oranda düzenlenmesi, bizzat emekçiler tarafından talep edildi. Hala edilmektedir” diye konuştu.
-Bir yıl sonrayı beklemeye gerek yok-
Kaya, açıklamasında şunları kaydetti: “Tekrar zam almak için bir yıl sonrayı beklemek gerekmiyor. Patronlar nasıl daha şimdiden taleplerini sıralıyorsa işçiler, emekçiler de talepleri için mücadele etmelidir. Asgari ücret vergiden muaf tutulsun. İşten atmalar yasaklansın. Temel tüketim ürünlerine yapılan zamlar geri alınsın ve yeni zam yapılmasın. Enflasyonun durumu göz önünde bulundurularak ücretlere ek zam yapılsın.”