Bugüne kadar CHP’li belediyeler olarak Eskişehir’de sosyal belediyecilik anlayışına uygun hizmetler gerçekleştirdiklerini belirten Büyükerşen, “Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye anlayışı olarak sizlere gurur duyacağınız, huzur duyacağınız bir şehirde yaşama imkanını sağlamaya çalıştık. Bütün gayretimiz bu yönde oldu” dedi.
-Türkiye, bir tek adamın iki dudağının arasına sıkıştı-
Türkiye’de rejimin değiştiğine, ülkenin kaderinin ise iki adamın dudağı arasına sıkışıp kaldığına vurgu yapan Büyükerşen, “Şimdiden sonrası biraz daha tehlikeli. Çünkü Türkiye’de rejim değişti. Türkiye, bir tek adamın iki dudağının arasına sıkıştı. Vergi mi toplanacak? Ne kadar vergi toplanacağına, nereden toplanacağına o tek kişi karar veriyor. O bir tek kişi devletin, Türkiye’nin bütçesini yapıyor. Toplanan vergilerin nereye harcanacak, ne kadar borçlanılacak o karar veriyor. Halbuki bütün uygar ülkelerde halk karar verir. Bütçe hakkına sahiptir. Bütün dünyada, hesap, maliye bilimlerinde ‘bütçe yapma hakkı’ diye bir hak vardır. O hak, vergiyi verenlerin hakkıdır. O hak, sizlerin hakkıdır. Ne kadar vergi ödeneceğine sizler karar verirsiniz. O vergilerden toplanan paraların nerelere harcanacağına siz karar verirsiniz. Ama nasıl karar verirsiniz? Seçimlerde demokratik usullerde kendi oylarınızla seçtiğiniz temsilcilerinizi Meclis’e gönderirsiniz, Meclisiniz karar verir. Yani Türkiye Büyük Millet Meclis’i karar verir. Türkiye Büyük Millet Meclisi nasıl karar verir? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hangi parti daha çok üyeye sahipse o parti iktidar olur, onların içerisinden birini cumhurbaşkanımız başbakan olarak görevlendirir. Bakanlar Kurulu oluşur. Bakanlar Kurulu programını hazırlar, ‘kamuoyunun istediği şudur, biz böyle bir bütçe tasarısı yaptık, böyle bir program yaptık’ derler. Meclis’ten güvenoyu alırlar. Böylelikle demokrasi işler. Şimdi ise bir tek kişi bütçenin hazırlanması dahil her konuya karar veriyor. Harp yapmaya, sulh yapmaya, anlaşma yapmaya… aklınıza ne geliyorsa o bir tek kişi karar veriyor. Ne yazık ki biz bu hale geldik” ifadelerini kullandı.
-Alem gider Mersin’e biz gidiyoruz tersine-
Geçtiğimiz yıl yapılan anayasa referandumunu ‘hatalı bir’ referandum olarak değerlendiren Büyükerşen, “Milletçe hatalı bir referandumda anayasa değişikliği yaptık. Bir tek kişinin eline bütün milletin kaderini tayin etme hakkı verdik. Giderek tekrar padişahlığa dönüyoruz farkında mısınız? Bu tür rejimlerde o güçte olan zat öldükten sonra yerine ya oğlu gelir ya damadı gelir ya da gelini gelir kraliçe olur. Türk milleti bu safhaları 94 yıl önce aştı. 1923’te düşmanı kovdu, Meclisini, Cumhuriyeti kurduktan sonra bugüne kadar parlementer demokratik sistem devam etti geldi. Alem gider Mersin’e biz gidiyoruz tersine. Elalem gidiyor Ay’a, Mars’a biz gidiyoruz tarihin tersindeki olan modellere doğru. Ortadoğu’da, Müslüman ülke olarak tek bizdik demokrasiyi uygulayan. Dünyanın ileri ülkelerindeki rejim sistemine sahip olan ülkeydik. Ne oldu? Hepsi değişti” diye konuştu.
-Türk milleti ağırlığını ortaya koyacak-
Mart 2019’da yapılacak yerel seçimleri, anayasa referandumunda yapılan yanlıştan dönülmesi için bir adım olarak gördüğünü ifade eden Büyükerşen,” İnşallah bu mahalli seçimlerde Türk Milleti ağırlığını ortaya koyacak. Bu seçim, anayasa referandumunda yaptığımız hatayı düzeltmenin ilk adımı olacak. Tekrar Türkiye’nin demokratik parlementer rejime dönmesi için yani hakimiyeti, halkın kendi eline alacağı rejim sistemine dönünceye kadar yerel seçimlerde kendimizi ispat etmek durumundayız” dedi.
-Tek adam rejiminin ne kadar sakıncalı olabileceğini göremeyen vatandaşlarımız var-
Türkiye’nin yeni bir anayasa referandumuyla demokratik parlementer sisteme geri dönmek zorunda olduğunu belirten Büyükerşen, “Hala bunlara oy verenler var. Ne olup bittiğinin pek farkında olmayan vatandaşlarımız var. Tek adam rejiminin ne kadar sakıncalı olabileceğini göremeyen vatandaşlarımız var. Halen bu sisteme taraftar olanların da var olduğunu kabul etmek zorundayız. Bunlara oy verenlerin büyük bir bölümü de iş sahipleri, yandaşlar, rantçılar. Bunlar sayesinde büyük imkanlara kavuşanlar… Bunlar yarın Türkiye’den çekip giderler. Yarın Türkiye’nin uğrayacağı sıkıntılara dışarıdan bakacaklar.
-En az 10 kişiyi ikna edin-
Herkesin en az 10 kişiyi CHP’li adaylara oy vermeleri yönünde ikna etmelerini isteyen Büyükerşen, “Hepiniz, bunlara oy veren, yada oy erdiğini zannettiğiniz yakınlarınıza, komşunuza, esnaf dostunuza her biriniz en az 10 kişinin bizim doğrultumuzda, bize oy kullanmasını sağlarsanız en büyük vatandaşlık görevinizi yapmış olursunuz. İkna edin onları. Onlara çocuklarının, torunlarının geleceğini düşündürtün.
Bugün Türkiye’de gençleri büyük bir işsizlik bekliyor. Gençlerimizin çoğunluğu yurt dışına gidip iş arıyor. Biz çocuklarımızı bunun için mi yetiştirdik. Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik. Sırf adam olsunlar diye. Adam olmak ne demek? Ailesine, millete ve insanlığa faydalı olmak demek. Pırıl pırıl gençler başka ülkelerin ekonomisine katkı bulunmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.