Ömer Zeydan toplantının açılışında yaptığı konuşmada, iş dünyasının yargı sistemi ile ilgili görüş ve önerilerini, gelecek beş yıllık süreç için beklentilerini almak için bir araya geldiklerini belirtti. Kurumsal olarak işleyen bir adalet sistemi olmadan zenginlik, istihdam, iş ve aş olmayacağını çok iyi bildiklerini vurgulayan Zeydan, “Hepimiz Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasını, daha fazla yatırım çekmesini, daha zengin olmasını istiyoruz. Biz birlikte daha güçlü olduğumuzu, birlikte Türkiye’yi daha ileriye taşıyabileceğimizi çok iyi biliyoruz. Uzun zamandır Adalet Bakanlığımızla işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Ticari uyuşmazlıkların alternatif çözüm yöntemleri ile çözülmesi konusunda Antalya’da ve İstanbul’da geniş katılımlı toplantılar yapmıştık. Sayın Abdülhamit Gül Bakanımızın, Bakanlık görevine geldikten sonra yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında bu çalışmayı daha da hızlandırdık” dedi.
Ömer Zeydan, Dünya Bankası’nın hazırladığı İş Yapma Kolaylığı Endeksi (Doing Business) sıralamasında; Türkiye’nin 17 basamak sıçrayarak geçen yıl bulunduğu 60. sıradan 43. sıraya yerleştiğini ifade etti.
Türkiye’nin 2018 yılında en çok reform yapan ilk 10 ülke arasında yer aldığına dikkat çeken Zeydan, “Türkiye’de ‘en reformcu’ ülkeler listesinde Avrupa’dan yer alan tek ülke oldu. G20 ülkeleri arasında ise Çin ve Hindistan ile birlikte sıralamaya girmeyi başaran üç ülkeden biri oldu. Bugün geldiğimiz nokta gerçekten hepimiz için büyük bir gurur kaynağı. Birlikte tasarladığımız reformlar şimdi özel sektör tarafından kullanılan uygulamalar haline geldi. Kamu-özel sektör el ele vererek, bir ve beraber çalışarak müthiş işler başardık” dedi.
“Adalet mülkün temeli” diyen Zeydan şöyle devam etti: “Bundan dolayı adalet terazisinin dengesini korumaya mecburuz. Çok beğendiğim bir söz var. Adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner. Özel sektör olarak en büyük arzumuz adaletin en iyi şekilde işlemesi. İyi işleyen bir hukuk sisteminin olmadığı yerde, bireylerin birbirlerine ve kurumlara karşı güveninden söz edilemez. Böyle bir ortamda huzur da olmaz, sağlam bir ekonomi de. Bu nedenle, huzurumuz ve güvenimiz için, güçlü bir ekonomiye sahip olmanın temel şartlarının başında; iyi işleyen bir hukuk sistemine sahip olmak gelmektedir. Onun için vicdan faktörü çok önemli. Biz evrensel hukuk normlarını baz alan bir sistem arzu ediyoruz. Anayasamızın kolay, anlaşılır, sade bir anayasa olmasını arzu ediyoruz. Yasalarımızın kısa, öz ve anlaşılır olmasını arzu ediyoruz. Bunun yanında, yargı sisteminin hem bağımsız hem tarafsız işlemesi gerektiğini söylüyoruz. Bunlarda ne kadar başarılı olursak demokrasimiz ve ekonomimiz o kadar güçlenecek. Daha güçlü bir ülke, daha zengin bir millet olacağız”. diyerek sözlerine son verdi.