Eskişehirspor’a destek olunmasına adına Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri bildiğiniz üzere bazı adımlar attı.
İyi, kötü, hukuka aykırı ya da değil bu adli makamlar ile belediyeler arasında bir sorun.
İktidar partisinin yerel yöneticilerin burada tutupta sayıştay’a uyarılarda bulunması veya sayıştay raporu ardından “ama canım anlayın işte vatadaşın vicdanı gak guk” deme gibi bir rolü olmaz, yada en azından olmamalıdır.
AK Parti’nin yereldeki temsilcilerinin yapması gereken en samimi tavır seslerinin yükselterek genel merkeze ve futbola yön verenlere, “Kardeşim Anadolu Yıldızı dediğimiz futbol kulübü battı. Halk kıvranıyor.
Nasıl bir futbol politikamız var ki, süper denen ligde top koşturan takımların borçları gırtlakta” gibi baba laflar etmesi gerekiyor.
Kahramanlığa soyunmanın illaki dişe değecek bir tarafı vardır.
İktidar partisi üyelerinin her fırsatta “takımın arkasındayız” demesi kabak tadı verdi.
Arkada bir kapı var zannediyorum ve sıvışılıyor.
Şayet, Eskişehirspor için samimi şekilde bir şeyler yapmak isteniliyorsa,
Bir, atkı takmaktan daha dişe dokunur işler bulunmalı.
İki, durumdan vazife çıkarıp “oy kotarırmıyım acaba” gibi kurnazlıklardan uzak durulmalı.
Kulüpler her sezon yardım ve desteğe muhtaç kalıyor ise, bu şehrin dinamiklerinin üstesinden gelebileceği bir sorunun varlığının gsötergesidir. Futbol politikası veya politikasızlığı ile ilgili bir durumdur.
MHP Milletvekili Safet Sancaklı “TFF’ye kayyum atayın” demiş.
Kısa vadede etkili bir yöntem olabilir.
Herhangi bir kulübün arkasında durmaktan, daha somut bir öneri en azından.
Evet, Eskişehirspor’un mevcut şartları göz önüne alındığında Eskişehirspor ile ilgili iki kelam etmek ciddi anlamda kahramanlığa soyunmaktır.
Madem bu kahramanlığa soyunulduğunda en azından ucuza kaçılmamasına özen gösterilmesi gerekiyor.
Çünkü, Eskişehirspor’un paraya ihtiyacı olduğundan çok daha fazla samimiyete ihtiyacı var.