Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son yıllarda hızlı bir büyüme ve gelişme ivmesi yakaladığını, ülkenin büyümesindeki lokomotif illerden birisinin de Eskişehirolduğunu söyledi.
Türkiye'nin yaşlanan batı ülkelerinin aksine çok genç bir nüfusa sahip olduğuna işaret eden Çakacak, "Bu genç nüfus ülkemizin en büyük gücü ve sermayesidir. Genç nüfusun en güzel şekilde yetişmesi, ülke refahına en büyük katkıyı sağlayabilmesi için onların iyi bir eğitimden geçmesi olmazsa olmazdır." dedi.
Çakacak, üniversitelerde gençlerin donanımlı şekilde yetişecekleri eğitim ortamlarının oluşturulmasının büyük önem taşıdığını, öncelikli hedeflerinin bilgiye erişimi kolaylaştırmak, yenilikçi ve uygulanabilir projeler üretmek olduğunu aktararak şöyle devam etti:
"Dünya hızla değişmekte ve teknoloji baş döndürücü bir hızda sürekli olarak yenilenmektedir. Bu sürekli değişimin ve yenilenmenin içerisinde insanların ve toplumların beklentileri ve ihtiyaçları da değişmektedir. İşte bu noktada bizleri muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak nesli yetiştirmek, sizlere düşen en önemli görevdir. Öncelikle düşünebilen, sorgulayabilen, demokrasiyi özümsemiş, etkin ve üretken olabilen, kendini geliştiren, değerleri ve tarihi ile barışık, paylaşmayı bilen nesiller yetiştirmeliyiz. Gençlerimizi milli ve manevi değerlerine sahip olacak ve küresel sorunlara küresel çözümler üretecek şekilde yetiştireceğinize inanıyoruz."
- "Üniversiteler bilgiye erişimi kolaylaştıran en önemli kurumlardır"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca da üniversitelerin bilimsel araştırmalar yapan kurumlar olduğunu, sanayiye ve ülkeye hizmet edip katkı sağladığını anlattı.
Akarca, ekonomik yaşamı, sosyal ve kültürel değerleri biçimlendiren en önemli kavramın doğru ve güvenilir bilgi olduğunu belirterek "Bilginin güç, bilimsel üretimin üstünlük ve bilgi paylaşımının esas olduğu günümüzde üniversiteler bilgiye erişimi kolaylaştıran en önemli kurumların başında yer alıyor. Akla ve bilime dayalı olarak özgür düşünce çerçevesinde bilgi üreten üniversiteler çağdaş ve uygar toplum düzeyine erişme amacının gerçekleştirilmesinde en etkili güce sahip kurumlar arasında yer almaktadır." ifadelerini kullandı.
Mehmet Akarca, üniversitelerin sadece derslere girilen ve diploma alınan değil, öğrencilerin kendilerini gelecekleri için hazırladıkları ve vizyon kazandıkları kurumlar olduğunu vurguladı.
Öğrencilerin gelecekte çeşitli görevlerde olacağına dikkati çeken Akarca, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Hedefiniz demokratik, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı sağlık, eğitim, sanat, spor ve kültürel alanlarda atılım yapıp, gelişmiş, müreffeh, çağdaş Türkiye'de yaşamak olmalıdır. Zor bir coğrafyada yaşadığımızın ve sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizin bilincinde olmalıyız. Huzur ve refaha ulaşmak için mutlaka çok çalışmamız, bilginin gücüyle bilime, bilimsel yaklaşımla ileri teknolojiye, yeni ve özgün çözümlere ulaşmamız gerekiyor. Bunu yapmazsak bu coğrafyada rahat edemeyeceğimizin ve bundan dolayı da dünya çapında söz sahibi olamayacağımızın farkına varmalıyız. İşte, 15 Temmuz 2016'da devletimizin, milletimizin karşılaştığı ihanet kalkışması da bunlardan biridir. Milletimizin, halkımızın ve demokratik güçlerin, milli güçlerin, destansı mücadelesiyle bu kalkışma bertaraf edilmiştir. Fikri hür olmayanın, özgür düşünmeyenin, aklını kiraya veren insanların ne vicdanı ne merhameti ne adalet duygusu olur. Onun için bilimsel, özgür düşünmek, aklını kiraya vermemek ve iyi analizler yapmak zorundayız. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak, 2023, 2071 hedeflerine ulaşmak ve uluslararası arenada güçlü ve büyük devletler arasında yer almayı istiyorsak, üniversitelerimizi değer vererek onlara daha fazla kaynak ayırmamız gerekir."
ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ise 48 yıllık bilimsel birikimi ve kurum hafızasıyla topluma, bilime ve milli kalkınmaya katkı sağlamak için çalışan, değer üreten ESOGÜ'nün ulusal ve uluslararası ölçekte tanınır, tercih edilir ve saygın bir araştırma üniversitesi olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
Konuşmaların ardından ESOGÜ Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Cingi, "tıp ve sanat" konulu akademik yılın ilk dersini verdi.