Birinci sıra hiç şüphesiz Berberler ve Kuaförler Odası başkanı Fethi Özkara'nındır.
Zira, adam alenen ilan etmiş, haksızlık yapmayalım…
(Ayrıntılar için linke bakınız: http://www.sonhaber.com.tr/dayanisma--bulusmasi-100123.html)
Belediye meclislerine çok sık gitmem.
Toplasan 3 belediye meclisine, 2-3 kez gitmişliğim var.
Gördüğüm kadarıyla ve muhabir arkadaşaların dillendirdiği, Büyükşehir ve Odunpazarı’nda muhalefette zirve yapan AK Parti, Tepebaşı’nda diplerde geziniyor.
Bu nedenle ikinci sırayı fazlasıyla hak ediyor.
AK Parti Odunpazarı İlçe Teşkilatı her fırsatta Odunpazarı Belediyesi’ne yükleniyor. AK Parti Tepebaşı İlçe Teşkilatı ise bir ara “çöp” dedi, “borç” dedi arkasını getiremedi. Nabi hocada bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki; Kanal 26’da katıldığı programda “Ankara gezileri” ile “borç” u gündeme getirerek bir nevi Tepebaşı Teşkilatı'nı ateşlemeye çalıştı. Üçüncü sıra AK Parti Tepebaşı İlçe Teşkilatı’na verilse, kimse kızmaz zannediyorum.
Dördüncü sıraya gelirsek; Büyükşehir ve Odunpazarı belediyelerine en sert eleştirileri, en sivri şekilde manşetlerine taşıyan bir yerel gazete, Ahmet Ataç denildiği zaman adeta bir sevgi kelebeğine dönüşüyor. Bana kalırsa dördüncü sırayı fazlasıyla hak ediyor.
Beşinci sırada, çok popüler bir isim. Ataç denildiği zaman akla hemen onun adı da geliyor. Bir bakıma kader ortaklığı. Siyasi kariyeri biraz Ataç’a ayarlı bir saat gibi, Erman Gölet.
Altıncı sıraya Vedat Celal Alp’in “Özel bir yerde “sırt sırta vermiş” olarak park edilmiş iki lüks otomobil” isimli köşesine konuk olmuş meçhul kişileri çok konuşuldukları için ekliyorum.
Bir fıkra var bilirsiniz;
Bir Ramazan akşamı komşusu Nasrettin Hocayı yemeye çağırır yemekte hoşaf ve börek vardır. Sofrada bir kaşık vardır. Komşu kaşığı alır ve hoşafı yemeye başlar. Her kaşığında "oh öldüm "der. Nasrettin hoca ise börekten tırtıklar. Bir süre sonra Hoca dayanamaz,"yeter senin öldüğün, ver şu kaşığı da biraz da biz ölelim" der.
Şaka bir yana, Allah herkese sıhhatli ve uzun ömürler versin ama,
Sıraya “birazda biz ölelim” diyerek, yığılmalar başlarsa işte o zaman vay Başkan Ataç’ın haline…