Ulusal basında haberleri okurken, gözüme çarpan bir haber dikkatimi çekti.
En detayına kadar bildiğim ve her süreçte talep ettiğim aktaracağım konuda istenirse neler yapılabileceğine hemen örneklendirmek istedim.
İstanbul’da, Osmanlı İmparatorluğunun şehri fethetmeden hemen önce ele geçirilen Aydos Kalesi 10 milyon TL gibi bir maliyet ve kısa süre içinde ayağa kaldırılmış ve ziyarete açılacak duruma getirilmiş.
Yukarıdan çekilen görüntüde çok cazip ve güzel bir görüntünün fiziken oluşturulduğu görülüyor.
Bu noktada yapanların eline yüreğine sağlık diyorum.
Konuyu Eskişehir’e bağlayınca aklıma köşemizin 5’inci yazısı ve o zamanlar Kültür Bakanı olsan Sayın Prof. Dr. Nabi Avcı’ya yaptığım çağrı yazısının son cümlesinde “Evet Sayın Hocam Nabi Avcı, şöyle Kütahya yoluna doğru bir bakın ve tepe üzerindeki kapı girişi ayakta olan Karacahisarı görün derim” demiştim.
Aradan epey zaman geçti ancak sanırım sesimiz duyulmadı ya da bizim dediğimize sıra gelmedi.
Kalenin konum ve durumundan dolayı yerel yönetimlerin yapabileceği bir şey yok, yetki alanları dışında konu tamamen merkezi siyasi iradenin elinde.
Kaldı ki Kültür Bakanlığı döneminde istense ya da öncelik tanınsa Eskişehir turizmini bir kat yukarı çıkaracak iki konudan biri olan Karacahisar Kalesi şimdiye çoktan ayağa dikilir ve ziyarete açılır, hatta devamında etrafı bile yeniden şekillenmeye başlardı.
Şimdi buradan siyasi iradenin birinci sıra seçilmişi Prof. Dr. Nabi Avcı’ya, ikinci sıra seçilmişi Harun Karacan’a, üçüncü sıra seçilmişi Prof. Dr. Emine Nur Günay’a seslenmek istiyorum; İstanbul’a bir anda yapılan aynı emsal ve vasıfta bir iş Eskişehir’de imkan varken niye kazandırılmaz, geçen zaman kayıp ama en azından bundan sonrasında sorumluluğunuzu yerine getirin ve Karacahisar Kalesi katkınızla yeniden canlansın, ayağa kalksın ve Eskişehir kazansın…