Seçime giriyoruz. Her seçim aynı zamanda bir harcama sanatıdır.
Üç şey harcanır, her seçim döneminde. Kim bu harcamaları doğru şekilde yapar ise kazanıyor veya kazanmayı daha da hak ediyor.
Şimdi CHP’ye bakalım.
En basitinden başlar isek; seçim süreci için harcadığı parayı sorgulamalı CHP. “Seçim bütçesini doğru kullandım mı?” demeli.
İkinci olarak insan harcanır her seçimde. Siyasete insan kazanmak olarak bakılır, ama işin aslı insan harcamadan insan kazanıldığı bir süreci hiç görmedim. O yüzden kazandığından ziyade harcadığı insanları göz önüne getirip “acaba doğru insanları mı harcadım?” diye düşünmeli. Yanlış kişileri harcamadan, doğru insanları kazanmak zor.
Ve son olarak en değerli olanı zamanı nasıl harcadığına göz atmalı CHP! Zannediyorum. En kritik sorgu bu. Bu hesaplaşmayı üzerine hızlı bir şekilde yapmalı.
SANDIK GÜVENLİĞİ
Seçimlerden çok önce konuşuldu.
Herkes üstüne titredi sandığın adeta.
Sandık güvenliği aşağı, sandık güvenliği yukarı.
Oysaki; zannediyorum yanlış şeyleri korumaktan doğruya inemedi muhalefet.
Önce çocukları korumak gerekiyor zannediyorum. Büyüdüklerinde emanette zeval getireceklerinden şüphe duymayacağımız çocukları.
Vicdanı, ahlakı, şahsiyeti, insanı, liyakatı…
Bunların bir değer olduğunu ikna olup, korunması konusunda sandık güvenliği kadar hassasiyet gösterilmesi gerekiyor.
Sandık başında tutulan nöbetten çok daha fazla yukarda saydıklarım için nöbet tutmak gerekiyor.
Bugünden başlanırsa nöbete, belli bir zaman sonra sandık başında nöbet tutmak gerekmeyecek.
Öğrenmiyoruz
Kazandıkça öğrenmiyoruz.
Sadece aynı tavır ve davranışların dozajını arttırıyoruz.
Kaybettikçe de öğrenmiyoruz. Sadece sinir ve üzüntünün miktarları değişiyor.
Kazanç ve kayıptan öğrenemediklerimizi öğretecek bir öğretmen ise ne yazık ki yok.