Teşbihte hata olmaz. Teşbihin hata kaldırmayacağından değil, teşbihte hata aranmayacağından yola çıkıyorum.
Eskişehir’e ziyarette bulunan Kılıçdaroğlu’nun üçüncü durağı Eskişehir Ticaret Odası oldu.
Metin Güler, Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretinde Eskişehir’in sesi oldu dersem yeridir.
Bu sesi Kılıçdaroğlu’nun kulağına gayet kendiden emin, haklı olduğundan zerre şüphe duymadan, oldukça yüksek bir sesle haykırdı.
Güler dedi ki;“Eskişehir’de üretilmesi beklenen Türkiye’nin ilk milli yüksek hızlı treni projesinde TÜLOMSAŞ’ın devre dışı bırakılmasından rahatsızlık duyuyoruz…”
Güler, Güney Çevre Yolu projesinin hayata geçirilmesi gerekliliğinin de altını kalın harflerle çizdi.
Ve yine Güler, teşviklerde Eskişehir’in üvey evlat muamelesi gördüğünü belirtti.
Hepsi Eskişehirlilerin ortak sorunu.
Hepsinin en yüksek perdeden söylenmesi gerekiyor.
Bunda zerre şüphe yok.
Güler bunları Kılıçdaroğlu’na söylüyor.
Çünkü iktidara ulaşacağının farkında.
Yani Güler’in işaret ettiği sorunların muhatapları Harun Karacan, Nabi Avcı ve Emine Nur Günay’dır.
Sorunların iktidara ulaştırmak için muhalefet köprü olarak kullanılmıştır.
Güler, bir şey daha söyledi Kılıçdaroğlu’na.
İktidarın gücünden sakındığı için belki de, çok kısık bir sesle, çok kısa bir şekilde;“Termik santral konusunda desteğinizi bekliyoruz” dedi.
Destek niçin olacak?
Termik santralin erkenden hayata geçmesi için mi?
Yoksa termik santralin yapılmaması için mi?
Kılıçdaroğlu’ndan bekleniyor ise bu destek termik santrale karşıtlığın ifadesidir.
İşte bu istek doğru adresedir.
Çünkü Kılıçdaroğlu Eskişehir ziyareti boyunca en çok termik santral projesini eleştirdi.
CHP’nin de tavrı malum.
Dolayısıyla Güler, muhalefete söyledi iktidarın anlamasını bekleniyor.
Bakalım Eskişehir’in en önemli kurumlarından olan ETO kendini iktidara anlatabilecek mi?