Henüz seçimin nemenem olduğu konusunda hem fikir olamadık. Erken seçim ile baskın seçim arasında gidip, geliyoruz. Ama tüm partiler nereden ve nasıl geldiği konusunda fikirleri olmayan seçim ile ilgili olarak “hazırız” mesajı vermekten de imtina etmiyor. Oysa ki, iktidar partisi dahil hiçbir partinin böyle bir seçime hazır olmadığı üstünde perde olmayan bir sır gibi adeta.
Perdeyi kaldırmaya gerek duymadan, partilerin “ben hazırım” “sen hazırsan ben daha hazırım” yarışına girdiği seçim ile ilgili söylenecek çok az söz var. “Ben hazırım” diye daha fazla sesini yükseltene inanacağız. Seslerin tonuna göre seçim sandığı başına gitmemiz bile muhtemel. Ekonomik hiçbir programın önümüze serilmediği, ülkenin gidişatı ile ilgili hiçbir ipucunun verilmediği. Seçim sonrası ile ilgili vatandaşların hiç bir tahmin yürütemediği ve yürütemeyeceği bir seçim. Ülkenin kaderini belirleyecek seçimin bütün yükü ülke içindeki kamplaşmaya terk edilmiş adeta. İttifak arayışlarının hamasetten öte anlam ifade etmeyen sözler etrafında gerçekleştiğini de gözler önüne getirirsek, partileri bilmem ama vatandaşlar olarak biz bu seçime pek de hazır değiliz.
Alışkanlıkla elimize aldığımız mührü bize ne vaat ettiği, hadi bizi salla çocuklarımıza ne vaat ettiğini bilmediğimiz bir ittifaka basıp geçeceğiz. Geçmiş alışkanlıklarımız, olmadı ideolojik haritada kendimize yer bulduğumuz veya iktisadi olarak nemalandığımız parti veya oluşumlara basıp geçeceğiz mührü.
İşin garip tarafı ise üstüne hiçbir şey söylenmeyecek seçimler ile ilgili kimin kazanıp, kimin kaybedeceği en önemli gündem maddesi haline gelebiliyor olması. Seçim mühendisliği gibi bir sektör oluşsa kaldırımdan adam toplar hale geliriz desek yeridir. İktidara yol göstermek, muhalefetin yanlışına işaret etmekten çılgınlık derecesine varan bir zevk alma durumu söz konusu.
Ya, iktidarın hatalarını görmezden gelecek kadar kör, muhalefetin sesini duymayacak kadar sağır. Ne gösterdi iktidar? Ne söyledi muhalefet? Ne gam! Seçim gelmiştir. Sonuçlarının kendisinden çok daha önemli olan bir olayın kendisine odaklanmak anlayacağınız.
Sorular soralım mesela AK Parti ne vaat ediyor yeniden iktidara gelmek için, Milliyetçi Hareket Partisi ne söyledi? Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı aldıktan sonra neler yapacağına ilişkin bir fikri olan var mı? Ben duymadım, bilmiyorum. Mesela İyi Parti’nin esamesi bile okunmuyor. Hiçbir şey bilmeden gidiyoruz seçime. Çünkü kırkta yılda bir siyasi partiler önümüzde ceket ilikleyip diyorlardı ki; “Evet haklısınız, hatalar yaptık ama bundan sonra bunu yapmayacağız” veya “Bizi seçmeniz halinde sizlere şu imkanları sunacağız”
Seçim, siyasi partilerin; yani vatanı, milleti, geleceğimizi emanet ettiğimiz kurumların bilmem kaç yılda bir kapımıza mahcup bir halde gelip, bizi adam yerine koydukları ciddi bir fırsattı. Ülke nasıl kamplaştıysa artık, siyasi partiler bize gelip “ne arzu edersiniz” deme zahmetine bile girmiyor.
Seçime hazır mıyız varın bir kez daha düşünün…
Veya gelin şöyle tersten bakalım. Böylesine kritik bir seçim bize hazır mı?