Yasa ile sulama birliklerinin lağvedildiğini, su kaynaklarının özel şirketlere verildiğini ve köylünün, çiftçinin haciz ve iflas ile karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken Çakırözer, “Bu yasada çiftçinin, besicinin, orman alanlarının iyileştirilmesine ilişkin tek bir madde yok. Tasarıda yer alan maddeler ile sulama birliklerimiz ortadan kaldırılacak, Ormanlar talan edilecek. Hem kendimizin hem de gelecek kuşakların yeşil, sağlıklı bir doğada yaşayabilmesi için bu acımasız kanundan vazgeçin” dedi.
Çakırözer, Eskişehir’in köylerinde Türkiye’ye örnek sulama birliklerinin çiftçinin, köylünün elinden alındığını belirterek, “Birlikleri feshedip AKP’li belediyelere devrettiler. Şimdi de köy kahvelerine yazı asıp, hoparlörlerden anons yapıyorlar; ‘Bu yıl mahsul ekmeyin’ diye. Gerekçe artık ‘su yetmez olmuş.’ 1996 yılından bu yana yeten su şimdi mi yetmez oldu? Bu tasarı Meclis’ten geçerse çiftçi su kullanamayacak, ekim yapamayacak” diye konuştu.
SULAMA BİRLİKLERİ KALDIRILACAK
Çakırözer TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan Devlet Su İşleri Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan ve suların özelleştirilmesinin yolunu açan kanun tasarısına ilişkin konuştu. Kanunun Meclis’ten geçtiği takdirde Sulama Birliklerinin özelleştirileceğini, çiftçinin bugüne kadar kullandığı suya çok yüksek bedeller ödeyeceğini belirten Çakırözer, “Çiftçi su borcunu ödeyemez ise aldığı tarım desteğinden su parası otomatik tahsil edilecek. Tahsildar ise devlet olacak. Tahsil edilemezse icraya verilecek. Mazot, gübre, ilaç fiyatları altında ezilen çiftçi suyun özelleştirilmesiyle tamamen tarımdan çekilmek zorunda bırakılacak. Bu hatanın kaybedeni sadece çiftçimiz olmayacak; daha az tarım yapılacak, daha az ürün alınacak. Hepimiz, tüm Türkiye kaybedecek. İşin özü bu” dedi.
Konuşmasında Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Türkiye’ye örnek Battalgazi Sulama Birliği’nin çiftçinin, köylünün elinden alınarak AKP’li belediyelere verildiğini hatırlatan Çakırözer, köylülere ‘Bu yıl mahsul ekmeyin, sakın ekim yapmayın’ anonslarının yapıldığını söyledi.
TÜRKİYE’YE ÖRNEK SULAMA BİRLİĞİ
Çakırözer sulama birliklerinin ortadan kaldırılması sonucu Eskişehir’de yaşanan sonuçları şöyle anlattı:
“Eskişehir’de 1996 yılında kurulan Battalgazi Sulama Birliğimiz kapatılarak, AKP’li belediyeye devredildi. Türkiye'nin örnek sulama birliğiydi, devletten bir kuruş yardım almazdı, borcu yoktu, hatta devlete para ödemekteydi. Başında, seçilmiş başkanı, Doğançayırlı çiftçi kardeşimiz Hayati Uğur ve yine çiftçilerin kendi seçtikleri meclis vardı. Onların elinden bu birlik usulsüz biçimde alındı.”
‘SAKIN EKİM YAPMAYIN’
Çakırözer, “Şu an yaşananlar ortada gidin, sorun Seyitgazi'ye; çiftçi memnun mu hâlinden. Çiftçi su alamıyor. Köy kahvehanelerine ‘Bu yıl mahsul ekmeyin’ diye yazı asmışlar. Köy hoparlörlerinden anons yapıyorlar her gün ‘Sakın ekim yapmayın’ diye. Sulama birliği varken her sene yeten ve artan bu Allah'ın suyu şimdi ne hikmetse yetmiyor. Kanallar bakımsız, çiftçi sulama yapamıyor, tarlasını kullanamıyor, borcunu ödeyemiyor, köyden kente göç etmek zorunda kalıyor” dedi.
ORMANLAR KIYIMA AÇILACAK
Tasarıda orman kıyımına neden olacak maddelerin de olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Bu kanun tasarısı son derece ürkütücü maddeler var. 19'uncu maddede: "Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen yerler" diyor. Bu madde ile Bakanlar Kurulunca orman sınırları dışına çıkarılarak satış yapılabilecek. Bu çok vahim. Ormanlar ekosistemlerinin parçası. Onları zenginleştiren, biyolojik çeşitliliği artıran alanlar. Bu alanların yağmalanmasının önü açıldığında sonu orman alanlarının daralması, yok olması olacaktır” dedi.
ZEHİRLİ ATIKLAR DEPOLANACAK
Çakırözer, tasarıda yer alan maddeler ile orman alanlarında toprak üstünün yanı sıra toprak altının da kullanıma açılacağını belirterek, yer altında depolama tesislerinin kurulmasına izin verileceğini söyledi.
Orman altı topraklarda yapılacak her türlü depolama tesisisin ekosisteme büyük zararlar vereceğini dile getiren Çakırözer, “Bu madde başta nükleer santraller olmak üzere çeşitli zehirli atıkların ormanların altına depolanması riskini beraberinde getirmekte. Bunun olmayacağının hiçbir güvencesi yoktur. Ayrıca bu depolamadan su kaynaklarımız da olumsuz etkilenecektir. Hem ormanlar su üretemeyecek hem de depolamadan kaynaklı suya sızmalar olacaktır” dedi.