Kahvelerde oturup bir birini “gömen” pek çok teknik adam tanıyorum.
Eskilerle övünüp yenilikler ve yeniler hakkında müspet tek bir fikir bile ortaya koymayan teknik adamlar tanıyorum.
Eskişehirspor’un başına kim gelir ise gelsin “aman sende” diyerek burun kıvıran teknik adamlar tanıyorum...
Kaldı beş maç. Beş hayati maç.
Madem gelenlerin hiç birini içimize sindiremiyoruz. Madem futbol kentiyiz diye övünüyoruz. Buyrun, hodri meydan.
Gelene çiçek, gidene eleştiri sunmaktan öte bir kurum iddiasındaysa Eskişehir TÜFAD şubesi buyursun “Bir teknik adam bulduk. Son beş maçı, son beş kader maçını bu adama emanet edin. Bizde elimizin yettiği, dilimizin döndüğü kadar destek olalım” desin.
İmparator Coşkunlar, sarı Ergünler, Cengiz Seçsevler, İsmail Arcalar, Fethi Heperler, Ender Koncalar daha niceleri bugün için yetiştirilmediyse bundan sonrası için çok anlamı olmayacak.
Nasıl ki transfer yasağı nedeniyle alt yapıdan yetişen oyuncularımız kendilerini göstererek üzerlerine düşenin fazlasını gösteriyorlar, aynı fedakarlığı bu kentin teknik adamlarının da göstermesi gerekiyor.
Buyrun kardeşim! Son beş maçı Eskişehirspor’un ateşinde cayır cayır yanacak, Eskişehirspor’un düşmesinden kendisine düşecek payı fazlasıyla alacak bir Eskişehirliye emanet edelim.
Dışardan bir hoca getirip, içimizi kemiren kuşkularla beş maça çıkmaktansa, sonuna kadar güvendiğimiz, “Eskişehirspor’u ligde tutmak için varını yoğunu ortaya koyacak” dediğimiz bir Eskişehirliyi oturtalım o koltuğa. Hiç olmazsa aklımızda şüpheler olmadan geçiririz son beş kader maçını.
Becerebilir mi? “Futbol kentiyiz” diyerek taraftarın sırtından geçindiğimiz yeter. Düşeceksek, futbol kentine yakışır şekilde düşelim.
Bir teknik direktör çıkmıyorsa koskoca bir şehirden, Türk futbol tarihine adını altın harfler ile yazdırmış bir efsaneye ev sahipliği bir kentten, “futbol kentiyiz” diye övünmeyelim.
Şampiyonluklar, Play Off'larda birleşemiyorsak bari 'Dip'lerde birleşelim...