Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ‘Eğitimde Performans Değerlendirme Sistemi’ ile ne amaçlıyor?
Kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir istihdam sistemi oluşturmak, iktidarın uzun süredir gündemini oluşturuyor. MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği’ taslağı kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşıldı. Temel amaç esnek çalışma ve iş güvencesini tamamen ortadan kaldırmak. Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, öğretmenleri her açıdan baskı altına alacak olan ‘performans değerlendirme’ uygulamalarının benimsenmesindeki ısrar, MEB’ nın asıl amacının ne olduğunu açıkça göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmektir.
Eğitimde performans değerlendirme sistemi nasıl uygulanacak?
MEB’in hayata geçirmeye çalıştığı performans değerlendirme sisteminde öğretmenler her yıl, öğrencilerin, velilerin, meslektaşlarının ve eğitim yöneticilerinin değerlendirmesi ile karşı karşıya kalacak. Bakanlık 4 yılda bir düzenleyeceği sınavla öğretmenlerin ‘mesleki yeterliklerini’ ölçecek. Performans değerlendirmesinden düşük not alan öğretmenlerin hizmet içi eğitimlere katılımı zorunlu olacak ve her hizmet içi eğitim sonunda bitirme sınavlarına katılmak durumunda kalacak, her yıl yapılacak olan sınava girecekler.
Öğretmenlere performans değerlendirme ve dört yılda bir sınav uygulamasının yasal dayanağı var mı?
MEB tarafından hayata geçirilmeye çalışılan performans değerlendirme sisteminin ve dört yılda bir yapılması planlanan sınavın dayandırıldığı herhangi bir yasal düzenleme söz konusu değildir. Öne sürülen tek dayanak‘Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’dir. Her ne kadar taslak yönetmeliğin 2. maddesi dayanak olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu gösterse de, anılan kanunların böylesi bir değerlendirme sistemine zemin hazırlayacak bir yapısı yoktur.
MEB’in uygulamaya çalıştığı performans değerlendirme uygulamasının dünyada örneği var mı?
Kimlerin değerlendirici olarak süreçte yer alacağı dikkate alındığında, taslakta belirtilen değerlendirici kesimlerin genişliği dikkat çekmektedir. MEB’in mevcut haliyle uygulamayı planladığı, öğretmen, öğrenci ve velilerin tamamının değerlendirme sürecine dahil edildiği bir performans değerlendirme uygulaması dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmamaktadır.
Performans değerlendirme sistemi öğretmenleri ve mesleklerini nasıl etkileyecek?
MEB’in performans değerlendirme sisteminde öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok, yüksek performans notu alma hedefiyle bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının bozulmasına neden olacaktır. Bu uygulama, okullarda görev yapan eğitim emekçileri ile diğer öğretmenler, okul yöneticileri, ilçe milli eğitim müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü vb. ile ilişkilerde mutlak bağımlılığı (yaranma, tabi olma, hoş görünme vb) daha da yaygınlaştıracaktır.
Performans değerlendirme sistemi öğretmenlerin öğrenci ve velilerle ilişkilerini nasıl etkileyecek?
Eğitimde performans değerlendirme uygulamasının pek çok yönden öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirmesi kaçınılmazdır. Öğrencileri ve velileri birer ‘müşteri’ olarak gören piyasacı mantığın eğitim sürecinin her aşamasında gündeme gelmesi, okullarda yaşanan kutuplaşma ve ayrışmaların daha da derinleşmesine, öğretmenlerin her koşulda ‘müşteri memnuniyeti’ kaygısıyla hareket etmesine neden olacaktır.
Eğitim Sen olarak performans sistemine karşı ne tür girişimlerde bulunmaktasınız?
Öğretmenlik mesleği eğitim süreçleri, atanma sorunları, çalışma koşulları, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, yetersiz maaşlar nedeniyle giderek değersizleştirilmiştir. Öğretmenlik mesleğini daha da itibarsızlaştırması kaçınılmaz olan eğitimde performans değerlendirme uygulamasına karşı ayrım gözetmeksizin tüm eğitim emekçileri ortak mücadele etmelidir.
Eğitim Sen tüm öğretmenlere dayatılan “Performans Değerlendirme” uygulamasına karşı örgütlü mücadele çağrısı yapmaktadır. Gün, mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkma günüdür. Bu nedenle farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak mücadele etmek bugünün ertelenemez görevidir.
Bu kapsamda Eskişehir’ de eğitim iş kolunda faaliyet gösteren sendikaları ziyaret ettik . Türk Eğitim Sen, Eğitim iş ve en sonda da Eğitim Bir Sen’le performans sistemini ele aldık.
Bu ziyaretlerden bir sonuç çıktı mı?
Evet. Bütün sendikalar performans sistemine karşılar. Bu nokta çok önemli ve buradan hareketle dört sendika iki toplantı yaptık. 2 Nisan Pazartesi günü saat 13.00 te Milli Eğitim Müdürlüğü önünde birlikte basın açıklaması yapacağız.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Öğretmenleri hedef almaktan vazgeçiniz. Bu herhalde en anlamlı sonuç cümlesi olsa gerek. Şu anda yap boz tahtasına dönen, nereden tutsan elinde kalan eğitim sisteminin günah keçisi öğretmenler değildir. 169 yıllık bir onurlu mesleğin geleceğini kimse karartamaz. Bizler işimize, aşımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız.