Rahim ağzı kanserleri hakkında bilgi veren doktorlar, eğitimin sonunda kadınların sorularını yanıtladı. Dr. Seda Deniz Işıklar, Şehit Ali Gaffar Okkan Ortaokulu veli ve öğretmenlerine, Op. Dr. Murat Boylu ise Şeker İlkokulu veli ve öğretmenlerine eğitim verdi. Rahim ağzı kanserlerinin kadınlarda, dünyada meme kanseri, akciğer kanseri kolon kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Op. Dr. Murat Boylu, bu kanserlerin yüzde 50’sinin tedavi edilebildiğini aktardı.
HPV VİRÜSÜ’NE DİKKAT
Rahim ağzı kanserlerinin genellikle 35 ile 39 yaş arasında ve 60 ile 65 yaşları arasında daha sık görüldüğünü ifade eden Dr. Boylu, şunları söyledi:
“Son 50 yılda simir taramaları ve HPV aşıları ile rahim ağzı kanserlerinde yüzde 75’lik bir azalma görülmüştür. Rahim ağzı kanserinde en önemli risk faktörlerinin başında HPV isimli virüs gelmektedir. Genç yaşta cinsel ilişkide bulunmak, çok eşlilik, sigara kullanımı, düşük sosyo - ekonomik düzey, bağışıklığın düşüklüğü HİV virüsü önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. HPV rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99’undan sorumludur. Bu virüs ciltten cilde temas ile bulaşıyor. Çoğu kadında bu virüs bulunsa da bunların çok azında kanser görülüyor, vücut bir süre içinde bu virüsü temizliyor. HPV virüslerinin siğil oluşumuna da neden olabileceğini aktaran Op. Dr. Boylu bunlardan farklı yöntemlerle kurtulunabileceğini kaydetti.
SİMİR VE HPV TESTİ
Kanser öncülü lezyonların simir testi ve taramalar ile tespit edilebildiğini ve böylece kanser oluşmadan önlem almanın olanaklı olduğunu ifade eden Boylu, Simir ve HPV testinin genel kanının aksine çok kolay ve acısız bir yöntemle gerçekleştirildiğini aktardı. Op. Dr. Boylu, “Tarama testleri 21 yaştan itibaren yapılabiliyor, 21 ile 65 yaş arasındaki kadınlar tarama testlerine tabi tutuluyor, HPV testi ise 30 yaşından sonra yapılabiliyor. Sonuçlar normal çıkarsa 3 yılda bir testler tekrarlanıyor, eğer sonuçlar kötü çıkarsa biyopsi ile doku örneği alınıyor” şeklinde konuştu.
10-15 YILDA OLUŞUYOR
Dr. Seda Deniz Işıklar ise, rahim ağzı kanserlerinin oluşumunun çok uzun bir süreçte gerçekleştiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Bu 10-15 yıllık bir süreyi buluyor. HPV virüsünün yüzlerce tipi var, temel olarak 2 gruba ayırmak mümkün, düşük riskli tipler; genital bölgede siğillere neden oluyor, yüksek riskli tipler ise; kansere neden oluyor. Cinsel yolla bulaşıyor, bir temas ile de bulaşabilir. Özellikle vajinada ya da genital bölgede sıyrık gibi lezyonlar varsa bunun bulaşması çok daha kolay oluyor, kadınların yüzde 65’inin hayatının bir döneminde bu virüs ile karşılaştığı bilinmektedir. Sağlıklı bir kadının vücudundaki bağışıklık sistemi güçlüyse bu virüsü yok ediyor ancak kişinin bağışıklık sisteminde bir sorun varsa ve bağışıklık hücresi bunu yok edemezse bu virüs çoğalmaya başlıyor. Eğer bu düşük riskli virüs ise siğiller, yüksek riskli virüs ise ne yazık ki kanser oluşuyor.”
AŞI İLE ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN
HPV aşısı ile bu kanser türünden korunabilmenin büyük bir lüks olduğunu belirten Dr. Seda Deniz Işıklar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle aşı önemli, HPV aşısı rahim ağzına bu virüsün yerleşmesini engelliyor, bu aşı hiç HPV enfeksiyonu geçirmemiş kadınlarda daha etkili, kız çocuklarında 11 ile 16 yaş aralığında uygulanabiliyor ve daha verimli sonuçlar alınıyor, ancak HPV virüsü almış ve tedavi edilmiş temizlenmiş kadınlarda da uygulanabiliyor, yan etki bakımından oldukça güvenlidir ancak aşı yaptırdıktan sonra ‘Rahim ağzı kanseri olmayacağım kontrole gerek yok’ düşüncesi doğru değildir yine tarama testlerine devam edilmesi gerekmektedir. Doktorun önerisi ile yılda 1 ya da 3 yılda 1 simir testi 5 yılda bir de HPV testi yapılmalıdır.”