Çocukların psikolojik gereksinimlerinden, ailelerin uyguladığı ödül ve ceza uygulamalarına kadar birçok konunun ele alındığı eğitimde, geçmiş yıllarda yapılan araştırmalardan da örnekler verildi. Çocuğa şiddetin, günümüzün en önemli problemlerinden biri olduğunu belirten Uzman Doktor Şadi İdem, küçük yaşlarda uygulanan fiziki şiddetin, çocukları ilerleyen dönemlerde evden daha erken kopmaya teşvik ettiğini dile getirdi. Çocukların psikolojik gereksinimlerinin olduğunu ve bunun şiddet ile aşılamayacağını vurgulayan Doktor İdem, "Şiddet, gücün yettiği andan itibaren evlerimizde görülebiliyor. O yüzden genelde anneler babalardan dayak yiyor maalesef. Anneler de çocuklarını dövüyor. Çocuklar da evde varsa küçük kardeşini dövüyor. Küçük kardeşi de köpeği varsa köpeğini dövüyor. Çünkü bu silsile böyle gidiyor. Bizler bunu çocuklarımıza öğretiyoruz aslında. Anlatmak istediğim bu. İlkokul çocuklarında yapılan araştırmada evde dayak yiyen çocukların kendi akranlarına karşı okulda 2 kat daha fazla fiziksel saldırıda bulundukları tespit edildi. Başka bir çalışmada, evde sık bir şekilde dayak yiyen çocukların, kardeşlerine 4 kat daha fazla şiddet uyguladığını belirtiliyor. Yani çocuklar model olarak alıyor bizleri. Ceza ne yapıyor? Acı ve aşağılama olarak geri dönüyor. Çocuğun kafasında şu oluşuyor; ‘Ben annemin babamın lafını dinlemezsem dayağı yiyeceğim. O zaman ne yapmam lazım?’ diye kendine soruyor. Dayak yememek için kaçıyor" şeklinde konuştu.
"Çocuklar, hem ailesinden sevgi görüp hem de şiddet görmeyi anlamlandıramıyor"
Çocuklara uygulanan yanlış ceza yöntemlerinin, gelecek adına büyük riskleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Doktor İdem, şunları kaydetti:
"Çocuklar, yaptıklarının karşı tarafta ne etki bırakacağını düşünmezler. Kendisini nasıl etkileyeceğini düşünürler. ‘Dayak yer miyim, yemez miyim?’ diye kendilerini sorguluyorlar bu durumlarda. Çocuk, bazı durumlarda da çelişkilere düşebiliyor. Hem ailesinden sevgi görüp hem de şiddet görmesini anlamlandıramıyor. Ne yapıyor o zaman? 2 duygu arasında bocalıyor. Anne ve babasına ihtiyacı olduğunu biliyor. Ama kendi hayatına müdahale etmeye, özerk olmaya da ihtiyaç duyuyor. 2’si arasında bir ayrıma düştüğünde, güvenlik ihtiyacını göz önünde bulundurarak, ailesinin dediklerini yapmayı kabul eder hale geliyor. Ama çocuklar böyle yetiştirilince de çok daha erken evden ayrılma hevesine düşüyor. Çünkü evdeki o ilişki, zaten çoktan bozulmuş oluyor. Yani anne ve babaların ceza uygulamaları, aslında temelde çocukların psikolojik ihtiyaçlarını derinden sekteye uğratıyor. Şiddet uygulanan çocuklarda depresyon ve mutsuzluk görülüyor. Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı görülebiliyor. Çünkü bunları kullanarak bir rahatlama moduna geçiyor."