Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Çankaya Köşkü'nde, çocuğun cinsel istismarının önlenmesine ilişkin ilgili bakanların katılımıyla oluşturulan komisyonun çalışmalarına yönelik basın toplantısı düzenledi.
Akdağ, buradaki konuşmasında, başkanlığını yaptığı komisyonun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatıyla oluşturulduğunu anımsattı. Akdağ, komisyonun çalışmaları kapsamında ilgili bakanların dışında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bürokratlarının da uzun süren toplantılar yaptığını söyledi.
Basının ve kamuoyunun kendilerinden detaylı açıklamalar beklediğini bildiklerini dile getiren Akdağ, şöyle devam etti:
"Ama takdir edersiniz ki bu hususlar kesinleşmeden, hele hele Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın bu husustaki talimatları kesinleşmeden, çok kesin hususlar konuşamayız. Öyle ki hiç gündeme getirmediğimiz bazı konular bile zaman zaman kamuoyu tarafından bizim toplantıların çıkan sonuçları gibi konuşuldu. Bunu suçlamak için de söylemiyorum. Meselenin hassasiyetine hepimiz sahip çıkalım anlamında söylüyorum. Şimdi basınımızın yoğunlaştığı konular cezalar, cezaların içinde toplumun dikkatini daha çok çekecek hususlar var. Şurası bir gerçek 2014 yılında cezaları ciddi ölçüde ağırlaştıran hükümler getirmiştik. Dolayısıyla konunun uzmanları, özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ile Adalet Bakanlığımız konuyu birlikte çalışırken hep belli basamaklandırmanın önemi üzerinde durulurdu. Neticede çocuk istismarı dediğimiz zaman bir ana başlık koymuş oluyoruz ama burada sözlü bir sarkıntılıktan, bir temasla sarkıntılıktan, bir çocuğa tecavüzde bulunup onu öldürmeye varıncaya kadar geniş bir yelpaze içinde cezaların da tahakkuk edeceği bir gerçek. Onun için iyi bir basamaklandırmayla bu meseleyi götürmek ve adaleti tahakkuk ettirmek gerekiyor. Cezaların bir kısmının ağırlaştırılması konusunda biz bakan arkadaşlar olarak doğrusu mutabıkız ama hangisi ne kadar ağırlaşacak bu üzerinde çalıştığımız bir konu."
Akdağ, çocuğun cinsel istismarı konusunda en önemli kısmın koruyucu ve önleyici merhale olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Burada hem çocuğu eğitmek, bütün okul hayatı boyunca hatta ana sınıflarından başlayarak çocuğun yaşına uygun modüler eğitimler vermek gerekiyor. Hem aileyi eğitmek hem de toplumun algılarından tutun da davranış biçimine kadar çalışmalar yapmak lazım. Burada potansiyel failler açısından da... Çünkü bazı risk gruplarının potansiyel fail olabileceğini de biliyoruz işin literatüründen. Bir de iletişim açısından bütün bu koruyucu önleyici faaliyetleri geliştirmek için gayret gösteriyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız eğitimlerini çok daha yoğunlaştıracak. Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile beraber riskli grupların eğitilmesini öne alarak, bu eğitimleri 2018 yılı içinde ciddi ölçüde yoğunlaştıracağız. Bu yerine göre ilave kaynak, ilave insan gücü demektir. Doğrusu bu hususta Maliye Bakanımızın karşısına bir hesapla çıkacağız. Şu anda bunları da çalışıyoruz."
İstismarın vuku bulmasının ardından hem çocuğun hem de ailenin korunması gerektiğine dikkati çeken Akdağ, "Burada çocuğun ve ailenin ifşa edilmemesi için ciddi kurallar manzumesinin oluşturulması ve buna da herkesin riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonumuzun bugüne kadar üzerinde hiç itirazsız mutabık kaldığı en önemli konulardan birisi bu. Evet faile büyük bir ceza verebilirsiniz hem caydırıcılık hem toplum vicdanını rahatlatmak açısından ama eğer mağdur ve ailesini ifşa etmişseniz onların bütün hayatı o andan itibaren zehir oluyor. Bundan dolayı basına çok büyük bir ödev düştüğüne inanıyoruz." dedi.
"28 şehirde 31 Çocuk İzlem Merkezi var"
Başbakan Yardımcısı Akdağ, çocuğun ve ailenin ifşa edilmemesinin önemini yineleyerek, "Sadece çocuğun baş harflerini yazmakla ya da başka türlü davranış içine girmekle bu çocukları, ailelerini koruyamayız. Bu hususta çok önemli yeni bir döneme hep birlikte gireceğiz." diye konuştu.
İstismar sonrasında da çok önemli bir dönemin olacağına işaret eden Akdağ, çocuğun çocuk izleme merkezlerine götürülüşü, ailelerin "Alo 183" numaralı telefonu aramaları ve oradaki muamelelerin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca uzun süreli takip edilmesinin de önemli olduğunu söyledi. Akdağ, şu anda 28 şehirde 31 Çocuk İzlem Merkezi bulunduğunu dile getirdi. Sağlık Bakanlığının bu merkezlere 13 merkez eklemek için planlama yaptığını belirten Akdağ, 2018 yılı içinde bütün ihtiyacı karşılamak için bir planlama yapıldığını söyledi. Akdağ, Sosyal Güvenlik Kurumunun da ödemelerle ilgili bir eksik varsa bunun tamamını karşılayacak şekilde hazırlıklarını yaptığını aktardı.
"Veri toplamak için özel bir ekip oluşturduk"
Adalet mekanizmasını işletirken savcıların, gerekirse hakimlerin de gizliliği azami ölçüde sağlayacak biçimde çocuk izleme merkezlerinden istifade etmelerinin mümkün hale getirileceğini belirten Akdağ, şunları kaydetti:
"Bütün bunlarla birlikte veri toplamak için özel bir ekip oluşturduk. Bu işle ilgili herkes veri topluyor. İçişleri, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız veri topluyor. Bu verilerin ortak olarak işlenmesi, iyi bir veri bankacılığının yapılması son derece önemli. TÜİK ile beraber bir ekip, veri toplama ve bu verilerin sözlüğünün hazırlanması, verilerin bir veri seti şeklinde, ilgililerce mahremiyeti ihlal etmeyecek şekilde, ölçülü bir şekilde paylaşılması konusunda çalışıyoruz. Özellikle yıllık aralıklarla, belki iki yıl aralıklarla anonim biçimde yapılacak işin yaygınlığını göstermek üzere yapılabilecek çalışmalar silsilesini de tasarlıyoruz."
"Çocuk istismarının arttığı iddiaları doğru değil"
Hiçbir veriye dayanmadan çocuk istismarının arttığına yönelik yayımlar veya iddiaların olduğunu belirten Akdağ, şunları kaydetti:
"Bu iddialar doğru değil. Elimizdeki en sağlam verilerden biri Adalet Bakanlığımızın dava sayıları. 2011 yılından itibaren dava sayılarına baktığımız zaman, bu sayıların 2014'e kadar küçük bir atış gösterdiğini ama 2014'te cezaların artırılması ve alınan tedbirlerle birlikte inişe geçtiğini görüyoruz. Tabii ki bu inişin devam etmesi ve hızlandırılması için yeni tedbirler de ortaya koyacağız. Şurası çok açık ve nettir, belli bir yükselme eğilimi gösteren çocuk istismarı vakaları dava sayısı hükümetimizin yaptığı çalışmalarla 2014'ten sonra düşüşe geçmiştir. Bunun kamuoyu tarafından bu şekilde bilinmesi lazım. Kamuoyunda artan hassasiyetse aslında bizim hükümet olarak işimizi kolaylaştırmakta ve bize destek olmaktadır çünkü bu meselelere sahip çıkma açısından kamuoyundaki farkındalığın ve sahiplenmenin önemi büyük. Şükürler olsun ki kamuoyu bu meseleyi ciddi ölçüde sahipleniyor. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetimiz ve bakanlarımız bu işin derdini ciddi ölçüde çekiyor."
Akdağ, çocuk istismarının önlenmesi konusunda toplumda farkındalığın ve sahiplenmenin artırılmasının önemine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün bizim toplumumuzda artık bunu gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Gerçekten birkaç gün içerisinde belki birkaç ay içerisinde ilerlenebilecek kadar ilerledik çünkü şöyle bir yöntem belirledik: Çalışma grubunun içerisinde her bakanımızın doğrudan kendisiyle temaslı bir temsilcisi var. Araya farklı bir hiyerarşi katmamak için. İhtiyaç olan her konuda birkaç çalışma grubu ortak bir masanın etrafında çalışıyor. Kanunu inşallah 10 gün içerisinde şekillendirmeyi umut ediyoruz. Öte yandan, bunu yaparken hem muhalefetimizle hem de basınımızla toplantılar yapacağız çünkü biz hükümet olarak hangi kanunu getirirsek getirelim, hangi uygulamayı ortaya koyarsak koyalım toplumun muhalefeti ile özellikle bu hususta basınımızın desteğiyle bu meseleyi götürmemiz gerekiyor."
"Her bir çocuğumuz, her bir ailemiz bizim için çok önemli"
Bir basın mensubunun, komisyonun bir daha toplanıp toplanmayacağı ve çalışmaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Başbakan Binali Yıldırım'a ne zaman sunulacağı konusundaki sorusuna Akdağ, "Çarşamba günü muhtemelen bir daha bir araya geleceğiz. 10 gün içerisinde belki de üç beş kere daha bir araya geleceğiz. Zaten o süre içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başkanımıza bu işi hazırlayarak takdim etmeyi planlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da takdirleriyle orada tam olgunlaştığına inandığımızda da Meclise götürmüş olacağız." yanıtını verdi.
Akdağ, bir başka soru üzerine, Adalet Bakanlığının kayıtlarına göre 2014 yılında çocuklara cinsel istismar nedeniyle açılan dava sayısının 20 bin 474 olduğunu bildirerek, "Söz konusu sene, cezaların artırıldığını ve yeni tedbirlerin alındığını biliyorsunuz. 2015 yılında çocukların cinsel istismarı sebebiyle açılan dava sayısı 18 bin 825. 2016 yılında 14 bin 635. 2017 yılında 14 bin 394. Biz bu sayıları daha da aşağıya çekmek için bütün bu çalışmaları yapıyoruz. Bunu da başaracağımıza inanıyoruz." dedi.
Hükümet olarak çocuk istismarına istatistiksel bir mesele şeklinde bakamayacaklarını vurgulayan Akdağ, "Her bir çocuğumuz, her bir ailemiz bizim için çok önemli. Dolayısıyla bu hususta Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı söz konusu, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Bunun için daha fazla yatırım yapmak, daha fazla insan kaynağı kullanmak gerekiyorsa bundan da asla kaçınmayacağız." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de UYAP sistemiyle çocuk istismarıyla ilgili suçların daha ayrıntılı tutulmaya başladığını kaydederek, şu bilgileri verdi:
"Diyelim ki cinsel istismar ve hürriyeti tahdit, bu iki suç olarak orada görünüyor. Diyelim ki faillerinin sayısı fazla, bu üç dosya olarak görünüyor. Dolayısıyla UYAP'tan kaynaklı olarak sayılar daha net olarak verilmiştir. Bu suçların arttığı anlamına gelmez, bu konuda hükümetimize ve ülkemize bir haksızlık yapılmaması gerekir."
Toplantıya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile ilgili bürokratlar katıldı.