Yarım asırlık aşıklar uzun evliliklerinin sırrını anlattı

Hayatları, nikah masasında söyledikleri ''hastalıkta ve sağlıkta'' sözünün özeti olan 50 yıllık çiftler, uzun evliliklerinin sırrını anlattı.

Hayatın bütün zorluklarını birlikte göğüsleyen ve mutlulukları paylaşan, hayatları nikah masasında söyledikleri ''hastalıkta ve sağlıkta'' sözünün özeti olan 50 yıllık çiftler, evliliği sevgi, saygı, hoşgörü ve sabrın ayakta tuttuğunu belirtiyor.

Kimi severek, kimi görücü usulü, kimi de kaçarak evlenen, aralarında sanatçı, sporcu, öğretmen, imam, işçi ve ev hanımlarının da bulunduğu 50 yılı geride bırakan çiftler, AA muhabirine uzun evliliklerinin sırrını anlattı.

Her birinin evliliğinin uzun sürmesinin ayrı bir sırrı olsa da çoğu aslında ortak bir fikre sahip. Hepsine göre evliliğin sağlıklı yürümesinin yolu, karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve sabırdan geçiyor.

Yıllara meydan okuyarak bugünlere kadar aynı yastığa baş koyarak gelen çiftler, genç evlilere de altın değerinde öğütlerde bulunuyor. Gençlerin aşk, sevgi, mutluluk ve birliktelik gibi bazı duyguları hızlı tükettiğini belirten çiftler, zamanın değerini bilmeleri ve evliliklerini huzurlu bir ortama çevirmeleri tavsiyesinde bulunuyor.

Sanatçı, sporcu, öğretmen, imam, işçi ve ev hanımlarının içerisinde olduğu çiftlerin her biri farklı bir hayat standardına ve hikayesine sahip olsa da hepsinin ortak özelliği her şeye rağmen yarım asrı deviren bir evlilik.

Hülya Koçyiğit: Hayat paylaşmak demektir

Türkiye'nin yakından tanıdığı sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit ve sporcu Selim Soydan çifti 50 yıldır evli. Ünlü çift bir çocuk ve iki torun sahibi. Yakın zamanda kanserle mücadele eden Hülya Koçyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Büyükada'da tatil yaptığı sırada otele kamp sebebiyle gelen o zaman Fenerbahçe'de top koşturan Selim Soydan ile tanıştığını anlattı. 

Elli yıl önce nikah masasına oturduklarını bildiren Koçyiğit, ''Aşk, sevgiye, sevgiyle beraber, saygıya, paylaşmaya,güvene ve inanca dönüşüyor. İşte o zaman iki insan birbirine daha çok sabır ve şefkat göstermeye başlıyor'' dedi.

Evli çiftlerin hayatı paylaştıkça yaşadıkları her şeyden daha çok keyif aldığını belirten Koçyiğit, birbirlerinin alışkanlık ve zevklerine ayak uydurmasıyla hayatın daha anlamlı bir hal aldığını dile getirdi.

Kurulan her aileye çocuğun katılmasıyla yaşamın daha da güzelleştiğini kaydeden Koçyiğit, ''Hele kurduğunuz aileye bir de evlat geliyorsa. Büsbütün aileniz zenginleşiyor büyüyor, sorumluluklarınız artmaya başlıyor. Eğer bunu bir kişi olarak değil karşılıklı aile olarak paylaşırsanız da dünyanın en güzel mutluluğunu yaşıyorsunuz.'' değerlendirmesinde bulundu.

Günümüzde insanların, teknolojinin yaygınlaşması ve iletişim çağının imkanlarının artması nedeniyle aslında giderek yalnızlaşmaya başladığını ifade eden Koçyiğit, ''Hayat paylaşmak demektir. Hayat paylaşınca kolaylaşıp, zenginleşip çoğalmaya başlıyor. Bunu deneyimlemek lazım. Ama önce sevmek, önce inanmak, gerçekten bu niyette olmak evlilik birliğini kurmaya, yürütmeye ve devam ettirmeye, niyetli olmak. Türk insanı için en büyük değer ailedir.'' dedi.

Eski futbolcu Selim Soydan da evliliğin önemli bir kurum olduğunu belirterek, ''Biz olmayı başarabilmek ve aileyi her zaman her şeyin üstünde tutmak. Aile, Türkiye'yi ayakta tutuyor zaten, o aileler duruyor. Halen var o aileler.'' diye konuştu.

"Saygı, sevgi ve güven olunca evlilik ayakta durur''

Öğretmen emeklisi Aysel ve Sadi Ardiç de 1957'de hayatını birleştiren bir çift. Görücü usulüyle yaptıkları evlilikte 61 yılı geride bıraktıklarını belirten Aysel Ardiç, ailelerinin de çok iyi anlaştığını ve 17 yıl boyunca kayınvalidesi ve kayınpederiyle yaşadığını söyledi.  

Farklı kültürlerden olmalarına rağmen evliliklerinin güzel ve mutlulukla geçtiğini kaydeden Ardiç, evliliği bir piramide benzeterek şunları söyledi:

''Evliliğimizi bir piramide benzetiyorum. Piramidin alt basamağında birbirimize güven duyduk ve güven sarsacak bir şey yapmadık. İkinci basamak saygı. Üçüncü basamak sevgiydi. Sevgi verdik, sevgi aldık. Sevgi her zorluğu yener dedik. Sevgiyle bugüne geldik. Piramidin en tepesinde aşk var. Biz aşkı birden yakalamadık. Emek vererek bugüne geldik. Şöyle bir şey söyleyeyim bugüne kadar birbirimize yüksek sesle konuşmadık. Bunun güzel örneklerini de evlatlarım evlerinde görüyor. Bir yuva güzel bir emelle kuruluyor ama yıkılması da kolay oluyor. Tabi kimse böyle bir fikirle evlenmiyor. Saygı, sevgi ve güven olunca evlilik ayakta durur.''

"Sabreden derviş muradına ermiş''

Öğretmen emeklisi Sait Özer (81) ve ev hanımı eşi Elif Özer (81) de 62 yılı geride bırakan üç çocuk ve üç torun sahibi bir çift.

Evliliğin çok önemli bir kurum olduğunu ve onu ayakta tutmak gerektiğini söyleyen Sait Özer, ''Evliliğin temel ölçütü insanın eşiyle insanlık ve güzellik ölçülerini kaçırmamasıdır. Bizi duyanlara tavsiyemiz bu yöndedir. Anlayış ve her türlü gerçekleri kabul ederek davranmaktır. Sabır da çok önemli evlilikte. Güzel bir söz var, 'Sabreden derviş muradına ermiş.' Hakikaten eşimin dediği gibi en önemli etken sabırdır.'' diye konuştu. 

"Her türlü zorluğu yenerek geldik bugünlere''

Mühendis emeklisi Süleyman Ercan (77) ile ev hanımı Gülser Ercan (76) da 51 yıldır evli. 2 çocuk 4 torun sahibi olan, birbirlerine küsmeden, kırmadan ve kırılmadan 51 yılı geride bıraktıklarını bildiren Gülser Ercan, şunları kaydetti:

''Biz de acılar gördük zor günler geçirdik. Ama hepsinin üstesinden gelmeyi bildik. Her türlü zorluğu yenerek geldik bugünlere. Gençlerde tahammülsüzlük var. Eşim dedi ki 'her ne kadar kavga tartışma olumsuz bir şey olsa da sofraya ve yatağa küsülmeyecek' dedi. Ben bunu bilmiyordum ama küsmedim. Bazen kahrolup ağlardım ama sofraya otururdum. Şimdiki tartışmalarda her şeyden vazgeçiliyor. Biraz daha itidalli davranılırsa, biraz hoşgörüyle davranılırsa o evliliğin ömrü uzun olur. Çünkü iki kardeş bile birbirine benzemez.''

"Belediye otobüsünde başlayan aşk''

Bankadan emekli Erdoğan (89) ve Suna (80) çifti 51 yıl önce Bakırköy'de Beyoğlu'na giden bir otobüste tanışmış.

Kısa bir süre flört dönemi yaşadıklarını kaydeden Suna Turaç, ''Gayet güzel, huzurlu bir evliliğimiz var. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde yürüyen bir evliliğimiz oldu. Evlilik kurumunu karşılıklı sabır, saygı ve hoşgörü ayakta tutuyor. İki ayrı insanın, farklı kültürün bir araya gelmesi önemli. Birimiz konuştuğunda diğeri susuyor'' dedi.

Eşinin ailesinin 'otobüste tanıştığın adam nasıl koca olur' diyerek tepki gösterdiğini ifade eden Erdoğan Turaç da "Fedakarlık, saygı ve sevgi evliliği ayakta tutar. Kırmızı çizgileri geçmemek gerekiyor. Çocuklarımızın ve torunlarımızın olması da bizi birbirimize daha çok bağlıyor. Her insan hata yapabilir. Bu tür durumlarda herkesin birbirini idare etmesi gerekiyor.'' diye konuştu.

Haberler