Haber-İzlenim: Ayşe Kaytan Uçak
Eskişehir Çevre ve Yaşam Platformu… İsmini Eskişehir’e kurulması planlanan termik santralle duyduk. Eskişehir’e termik santralin kurulmasını istemeyenler bu platform etrafında birleşti, kısa sürede de çok önemli işlere imza attı. Zaman zaman eleştirilere de maruz kalıyorlar, yavaş hareket etmekle suçlanıyorlar. Eleştirilere rağmen gayet başarılı çalışıyorlar.
Bu platform geçen hafta çok önemli bir geziye imza attı. Eskişehirli çiftçiler, ‘termik santral nedir?’ ‘Çevreye etkileri nelerdir’ sorusunun cevabını, Zonguldak’ın Kilimli ilçesi Çatalağzı beldesinde düzenlenen bu geziyle buldular.
İşte o izlenimler;
Köprübaşı’nda yürürken, Adalar’da karşınıza bir termik santral çıktığını hayal edin ve hatta her beş yüz metrede yeni bir santralle karşılaştığınızı… Sizin hayal etmekten bile korktuğunuz, Çatalağzı’nda bir gerçek olarak çıkıyor karşımıza. 7 bin nüfuslu beldede, 7 üniteden oluşan 4 termik santral var. Mevcut santrallar yetmiyormuş gibi yenileri için başvuru yapılıyor.
Beldeye girdiğinizde dört adet dev santral kulesi karşılıyor sizi. Evler, okullar, parklar, sokaklar hepsi santral manzaralı… Çatalağzı bu haliyle içinde 7 bin kişinin yaşadığı büyük bir fabrikayı andırıyor.
Çatalağzı’na yaklaştıkça önce yükselen dumanı görüyorsunuz ardından hava kirliliğini genzinizde hissediyorsunuz. Mavi bir gökyüzü ise belde yaşayan herkesin özlemi…
Çatalağzı ilçesine ilk kez 1946’da devlet eliyle termik santral (ÇATES) kurulmuş. Küçük çapta elektrik üreten bu santral kullanım ömrünü bitirince 91’de kapanmış, ardından yine devlet eliyle aynı yere yenisi yapılmış. Yapılan özelleştirme sonucu termik santrallerin sayısı artarak, belde nefes alınmaz hale gelmiş.
Beldedeki çevre örgütleri, özelleştirme sonrası kurulan termik santralde şirket tarafından yerli kömürün yakılacağının vaat edildiği ancak santral inşaatının tamamlanmasının ardından şirketin kömür çıkarmaktan vazgeçip ithal kömür yaktığını iddia ediyor.
Vatandaş termik santrallerden şikayetçi olmasın diye termik santralleri çalıştıran şirket tarafından beldeye okul, park, anıt gibi yatırımlar da yapılmış.
‘Çocuklarınızı işe alacağız, ekonomiyi canlandıracağız’ denilmesine rağmen, belde de en büyük sorunlardan bir tanesi de işsizlik. Belde halkı istihdam umuduyla santrallere çok ses çıkarmamış. Ancak santrallerde çalışanlarının büyük kısmı ise dışarıdan geliyor. Santralde işe giremeyen beldedeki gençler başka şehirlerde çalışmak zorunda kalıyor. Kimi geri de annesi babasını, kimi ise eşini ve çocuğunu bırakıyor.
Santral bacalarından çıkan kirletici gazların oluşturduğu asit yağmurları ise tarım ve hayvancılığa büyük darbe vurmuş. Belde halkı bahçelerinde meyve sebze yetiştirememekten dert yanıyor. Yetişen her bitki ya dalında kuruyor ya da çürüyor.
Sorun sadece bacadan çıkan zararlı gazlarla bitmiyor. Bir de santralde yakılan kömürün atığı var. Çatalağzı’ndaki santrallerde günde yaklaşık 30 bin ton kömür yanıyor. Bunun yaklaşık 10 bin tona yakın külü çıkıyor. Külün depolanması için evlerin arka bahçesinde bir kül barajı oluşturulmuş. Barajdaki sızıntı nedeniyle külün içindeki ağır metaller yeraltı sularına sızıyor. Barajdan savrulan kül ise olduğu gibi beldenin üzerine çöküyor.
Hangi mahalleye giderseniz gidin, mutlaka yakını kanser olan veya kanserden ölen onlarca aileyle karşılaşıyorsunuz. Kanserden sevdiklerini kaybedenler termik santralle karşı daha da öfkeli… ‘Artık nefes alamıyoruz’ cümlesini beldede yaşayan herkesten duymak mümkün.
‘Kara elmas’ diyarı, Çatalağzı’nda yaşayanlar için ‘kara bir yazgıya dönüşmüş…’