Engin Çakmak’tan rahatlatan açıklama; “Yeşiltepe halkı meraklanmasın, çözüm gelecek”

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri M. Engin Çakmak, ES TV’de gazeteciler Murat Taşkın ve Cihan Yıldırım’ın sorularını yanıtladı.

Çakmak, Büyükerşen ile birlikte Yeşiltepe’ye gerçekleştirdikleri ziyaretin ayrıntılarını ve Yeşiltepe’deki imar meselesinin ayrıntılarını paylaştı.

İşte o açıklamalar;

Yeşiltepe halkı meraklanmasın, çözüm gelecek

Yeşiltepe’deki halkımız meraklanmasın. Bu tartışmaların içinde onlara bir çözüm gelmeyecek değil. Hemen baştan onu söyleyeyim de rahatlasınlar. Muhakkak herkes bu konuyu çözmek istiyor. Ama bu öyle çok yüksek sesler çıkartarak, konuyu çokça sağa sola çekerek çözülmez. Bu herkesin bir araya gelip çözeceği, sonuçta belediye meclislerinde gündeme gelecek bir konu. Burada yapılacak bir 5 binlik plan, akabinde yapılacak 1000’lik plan Büyükşehir ve Tepebaşı belediyelerinin hazırlayacağı ama asla halktan kopuk hazırlanmaması gereken bir plan olmalı. Planı uygulayacaksak halkın taleplerini karşılayan bir plan olmalı. Yoksa yapar geçersiniz, hiçbir sonuç almaz orada da mağduriyet varsa eğer o devam eder.

Erdoğan Aydoğmuş, muhtar ve azalarla ziyaret geldi

ESKİ Genel Kurulu sonrasında Erdoğan Aydoğmuş ile karşılaştık. Yarın beni ziyaret etmek istediğini söyledi. Ertesi gün Yeşiltepe muhtarımız, azalar, Erdoğan Bey, Erkan Uçkan Bey gelmişler. Hoş geldin faslından sonra ortada bir sessizlik var. Gözüm masanın üzerine ilişti. Orada mavi bir dosya var. ‘Ooo pimi çekip koymuşsunuz masanın üzerine’ dedim. Geçmişini çok bilmediğim bir konu ama şöyle bir duyum gelmişti; biz Gündoğdu 1’in dönüşüm projesini komisyona gönderince baskı geldi; Tepebaşı da böyle bir yol izleyecek, Yeşiltepe’nin planlarını apar topar hazırlayıp size gönderiyorlar diye de bir bilgi gelmişti. Oradan tahmin ettim. Bu işlerde adet nereye gitseniz bir fotoğraf çekiyorlar. Sonra o Facebook’lara yapışıyor. İşte Büyükşehir Genel Sekreteri ile biz konuyu verdik, imar planımız tamamdır falan... Böyle bir hava. Fakat o fotoğraf çekinirken şöyle bir şey oldu. Erdoğan Bey ayaklandı. ‘Ya gitme dedim, planı getirdiysen yanında dur.’ O fotoğraflar Facebook sayfalarında vardır. İnceleyelim dedik, teşekkür ettik.

Niye gitmesin, kimden izin alacak?

Muhtar Hanım ile odamda özel görüştüm. Büyükerşen’in termik santral açıklaması nedeniyle kendisini tebrik için ziyaret etmek istediğini ilettim. Birlikte gittik... Bir saat halkı bekletti dediler, oysa geç kalacağımızı haber verdik. Koskoca Büyükşehir Belediye Başkanı gidecek, halkının derdini dinleyecek. Gidecek tabi... Niye gitmesin, kimden izin alacak? Öyle eleştiriler de var. Büyükşehir Belediye Başkanı keşke gitmeseydi. Niye gitmesin? Ben hiç anlamadım onu. Orada bir terslik var. O bakışta açıklanması gereken bir şey var niye gidilmesin? Gittik... Muhtarlık odasına girdik. Tabi kalabalık, halk beklemiş, içeri yığıldık. O arada tabi ben asla uygun görmem önceden böyle bir hazırlık yapılmasını çünkü ziyaret amacımız belli. Hocam ‘Giderken Gündoğdu’dan örnek alayım. Ona nasıl çalıştık, size de böyle çalışacağız diye anlatmak istiyorum’ dedi. Tabi orada diyalog diye bir şey yok. Konteynerdeyiz. İçerisi kalabalık. Arada nara atanlar var. Bağırıyor adam, niye bağırıyorsun. Dinle, Büyükşehir Belediye Başkanı size gelmiş ve bir şey anlatıyor. Kapıda ne olduğunu anlamaya çalışanlar var. Valla Hocam son derece sabırlıydı. Konuyu kapattık, ben bir saat daha kaldım. O bağıranların hepsi sustu. Bizi dinlediler. Orada değişik bir organizasyon vardı. Ne yapmak istediğimizi anlattım. Gündoğdu’yu Hocam örnek diye götürdü. Gündoğdu’da aldığım kararı Yeşiltepe’de de alacağım demedi.

1989’da değil, 1991’de belediye meclisinin kararıyla kat düşürme kararı alınmış

 Hoca’mın talimatıyla İmar ve Kentsel Dönüşüm’deki arkadaşları topladım. Mimarlar da var. Çalışmaya başladık. Ama önce buranın geçmişini bilmem gerekli. Burası niye üç kattan iki kata düşmüş. Arşive girdim. İmza atarken dikkat etmek lazım. Arşivde duruyor. Şimdi tarihleri de düzeltmek lazım. Buranın kat düşüm tarihi için 1989 dendi, öyle değil. Dönemin muhtarı, rektör ve Belediye Başkanı Sezai Aksoy oturdu üçü kat düşürme karara aldı, dendi. Ya acaba dedim tarihin bir bölümünde böyle bir mevzuat vardı da benim mi haberim yok. Üç kişi nasıl Meclis’i devre dışı bırakıyor? Üç kişi öyle karar alamaz. Anadolu Üniversitesi’nin yapılaşması bitmiş zaten 1989’da. Hava fotoğraflarını da çıkarttım. Daha az istimlak bedeli ödemek için üç kattan iki kata indirdiler, dendi. Şimdi bakalım kim niye indirmiş. Üç katı iki kata düşüren Meclis kararını buldum. 28 Şubat 1991... Eskişehir Belediyesi Meclis kararı... Selami Vardar Belediye Başkanı. İmar Islah Planı hazırlanmış. Niye hazırlanıyor? Aslında orası imarlı alan. 70’lerden itibaren imarlı alan. Ama öyle kötü yapılaşmış ki parselasyon yapılmamış, büyük adalar sahipleri tarafından bölünmüş. 18 uygulaması yapılmamış. Orada bir yapılaşma oluşmuş ve orada İmar Islah Planı’na ihtiyaç duyulmuş. Meclis tutanağında “Eskişehir Belediyesi kentte Çevre Yolu’nun kuzey yönüne gelişmeyi istememekte. Kentin güney yönüne gelişmesi düşünülmektedir” deniyor.

“Olanın bitenin Hoca’nın rektörlüğüyle ve istimlak ile hiç alakası yok”

 Belediye 1991’de Esentepe, Sütlüce, Yeşiltepe ve Şirintepe için ‘buralar gelişmeyecek’ demiş. 1991 yılında Yeşiltepe’de yeşil alan ve sosyal donatı olmadığı raporlanmış. Belediye ‘Burada dört kat vardı, üç kata indirdim, üç katı da iki kata indirdim. Çünkü burası öyle bir yapılaşmış ki buraya bir şey daha yapmamaları lazım’ diyor. Olanın bitenin Hoca’nın rektörlüğüyle ve istimlak ile hiç alakası yok. Bazı köşe yazarları ne diyor? Orada bir hak vardı, hak kaybı oldu, o hakkı geri vermek lazım diyor. Oylama tutanağına bakalım. Oy verenler arasında Vedat Celal Alp de var. Vedat Bey, yazdı birkaç defa. Şimdi Vedat Bey, 1991’de Meclis üyesi ve o tarihte buranın gelişmesini tamamladığını tespit etmiş, dondurulmuş altına da imzayı atmış. Halkı doğru bilgilendirmek adına ya o doğru ya bu doğru. Kimsenin iki yaptığı da doğru olamaz. 1991’deki belediyenin meclis üyeleri buranın kötü geliştiğini tespit ediyor ama aynı planda hala ısrar ediyorsunuz. O zaman buna yeni bir şey yapmak lazım.

Hak kaybı varsa 1991’de olmuş…

Eskişehir’de iki nedenle kat indirilmiş. Birincisi Yeşiltepe’de... Sağlıksız yapılaşmayı dondurmak için kat indirimi yapılmış. Bir de 2004 yılında kat indirimi yapılmış. Dört yıl sonra jeolojik etütler tamamlanmış 2008 yılında 15 mahallenin artırılmış. Hak kaybı varsa 1991’de olmuş. Bir takım gerekçelerle yapılmış.

Aslında her şeyi bitirecek başka bir şey daha okuyacağım. Bu tartışmalar tamamen bitecek. Bir daha Tepebaşı Belediyesi’nin sunduğu planla ilgili herhangi bir şey konuşmayacağız. Yenisine bakacağız. Hep beraber hazırlayacağız. Biliyorsunuz her planın bir müellifi var. Eskişehir planının da bir müellifi var. Biz konuyu bu müellifle de değerlendirdik. Polat Sökmen... Yazdıklarını söyleyeyim size...  Yapılan incelemeler çerçevesinde sunulan plan çalışmasının çeşitli açılardan yetersizlikler içerdiği sonucuna varılmıştır. Bu yetersizlikler özetle şunlardır; yapılan nüfus hesapları gerçeği yansıtmamaktadır. Biz de bunu söylüyorduk. 20 bin nüfusa 20 bin daha ekleyeceksiniz ama sizin caddeleriniz sokağınız aynı. Nasıl olacak? Kaldırımlar aynı, hiçbir şey değişmeden nüfusu artıramazsınız. Bu müellif istemeden hiçbir şey yapamazsınız. Hak sahibi... Bundan onay alacaksınız. Nasıl bir ortamda yaşamak istediğine vatandaş karar verecek.

Dört kat uygulaması gayrimenkul değerini artırmaz hatta düşürür

Yeşiltepe için yeni bir şeyler hazırlıyoruz. Üç tane çalışma çıktı ortaya. Dört kat deniyor... Dört kat ile orada alanın ıslah edilmesi, çevrenin binaların güzelleşmesi mümkün değil. Müteahhit payı yüzde 70’e, yüzde 30... Dört kat uygulaması gayrimenkul değerini artırmaz hatta düşürür. Müteahhitlerle ciddi sorunlar yaşarlar. Oranın sadece Cuma Kapısı’na bakan bir bölümü yaptırılır, müteahhitler o evleri alır, yapar ama kuzeye doğru hiçbir şey gelmez. Hiçbir müteahhit gelmez. O müteahhit yaptığını satacak. Satması için cazip bir ortamın olması lazım. 10 sene oranın çamuru bitmez. Her yeri kazacaklar.

Tepebaşı Belediyesi’nin önerdiği plan olmaz, olmamalı

Tepebaşı Belediyesi’nin önerdiği plan olmaz, olmamalı. Ben şehir plancısı değilim ama bir hukukçu olarak bana ‘kötü bir plan çiz’ dense aklım sadece buna yatar, çıkın dört kat derim. Ya da çok siyasi bir beklentim vardır şirin gözükmek isterim evet ‘çıkın dört kat’ derim. Ama yanlış... Yanlışın yanlış olduğunu söylemek lazım. Bunun yanlış olduğunu söyleyince niye tepki çekiyoruz onu anlamıyorum. Sadece Yeşiltepe değil onun benzeri başka alanlarda var. Bunlara şu anda bir elden planlama yapılıyor. Herkes kentsel dönüşüm zannediyor. Veya riskli alan projesi gibi bir şey zannediyor. Hayır öyle değil. Onun içine girmekle sıkıntılar yarattığını gördük. Aşamıyorsunuz bazı yerlerde takılıp kalıyorsunuz. O zaman ne yapmak lazım, plan yoluyla çözmek lazım.

Kentsel tasarım projesi uygulanırsa müteahhit de kolay bulunur

Herkes orada parsel bazında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Hayır, ada bazında bir şeyler yapmak lazım. Biz nasıl siyaseten sorumluluk üstleniyoruz oradaki vatandaş da bir araya gelmeyi, uzlaşma kültürünü muhakkak hayata geçirmeli. Eğer sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorsa... Bir 5 binlik plan yapılacak, bir 1000’lik plan yapılacak, bir kentsel tasarım projesi çizilecek. Çizildi zaten... Çok güzel bir görüntü var. Altı kat, sekiz kat veya 10 kat üzerinden üç tane ayrı kentsel tasarım taslağı var diyelim. Ortaya güzel bir şey çıkacak. Kentsel tasarım projesi uygulanırsa müteahhit de kolay bulunur.

‘Büyükşehir ve diğer belediyelerden gelecek hiçbir işi yapmayacaksınız’ diye talimat gelmiş

Valla artık şu noktaya geldim. Kentsel dönüşümdeki arkadaşlarla da görüştüm. Sekiz mahallede yürüttüğümüz riskli alan projesi var. Mart ayında bizi Nice’de fuara davet ediyorlar. Dünyanın en büyük gayrimenkul fuarlarından biri. Gelin projenizi tanıtın, yatırımcı da bulabilirsiniz diyorlar. Onaylanmamış projeye nasıl yatırımcı bulalım diye yazdık. Valla Çevre Bakanlığı’nın önüne gidip yatacak mıyız, kendimizi yakacak mıyız bilmiyorum. Kurtuluş Mahallesi‘den mülk sahipleri geldi. Bana ‘Biz haram yemedik, yemedik içmedik zorla bir ev sahibi olduk. Bir afet yaşadık. Yıllardır bekliyoruz. Bunu kim yapmıyorsa iki elimiz yakasında’ dediler. Bunu kimler yaptırmıyorsa vebal altındalar. Uğraşıyoruz... Üç kez toplantı yaptık. Hocam, uzun uğraşlar sonunda randevu verildi. Gidildi, çok önemli bir sonunu çözdüler fakat son zamanlarda ‘Büyükşehir ve diğer belediyelerden gelecek hiçbir işi yapmayacaksınız’ diye talimat gelmiş. Biz şimdi bekliyoruz. Biz işimizi yapalım da halkın baskısı ve isteği bunu mutlaka çözdürür.

Haberler