Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, ES TV’de gazeteciler Murat Taşkın, Cihan Yıldırım ve Arif Anbar’ın sorularını yanıtladı. Termik santral, Yeşiltepe’deki imar sorunu ve Eskişehirspor hakkında konuşan Ataç, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;
“Alpu Ovası birinci sınıf tarım arazilerinin yüzde 43’ünü oluşturuyor”
Ataç, Eskişehir’e kurulması planlanan termik santralle ilgili; “Eskişehirliler korkmasın. Daha çok mesafe var. Yapılmaması için elimizden geleni yapacağız” mesajı verdi. Bakanlar Kurulu kararıyla ‘büyük ova’ ilan edilen Alpu Ova’sının birinci sınıf tarım arazilerinin yüzde 43’ünü oluşturduğuna dikkat çeken Ataç, “Bakanlar Kurulu 12.12.2016 yılında bir karar çıkartıyor. Ülke genelinde 141, ilimizde ise 3 büyük ova koruma alanı tespit ediliyor. Bunlardan en büyüğü ve en önemlisi Alpu Ovası. 51 bin hektar. Eskişehir ilinin toplam tarım arazisi yaklaşık 574 bin hektar. Bunun yüzde 20’lik kısmı birinci sınıf tarım arazisi. Bu da 118 bin hektar oluyor. Alpu Ovası birinci sınıf tarım arazilerinin yüzde 43’ünü oluşturuyor. Alpu’da arpa, buğday, ayçiçeği, soğan, şeker pancarı, mısır ve yonca yetiştiriciliği devam etmekte. Birinci derecede etki alanı olan köyler var. Yakakayı, Gündüzler, Beyazaltın, Kozlubel, Alpu merkez, Çukurhisar, Bahçecik, Karakamış, Osmaniye ve Söğütçük mahallelerinde bu ürünlerin 2017’deki toplam rakamı, para anlamında 65 milyon. Ciro olarak. Net gelir 27 milyon lira. Bu tarımsal gelir olarak bizim hanemize yazılıyor. Ayrıca küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığı var. 2017’de, 109 milyon ciro var. Buradan gelen net gelir 47 milyon lira. Tarım ve hayvancılığın gelirleri toplandığında yaklaşık 175 milyon lira getirisi var. Bu çok ciddi bir rakam” ifadelerini kullandı.
“DSİ tarafından yapılan yatırımların hepsi yok sayılıyor”
DSİ tarafından bölgeye yapılan yatırımlara da dikkat çeken Ataç, “Gündüzler’e, DSİ bir baraj yaptı. Yaklaşık 8.3 milyon metreküplük bir depolama alanı var. Bu 12 bin dekarlık tarım alanının su ihtiyacını karşılayacak. Ekonomisine 5 milyon 561 liralık bir katkı sağlayacak. Bu iki bin, üç bin kişiye istihdam olacak. Beyazaltın göleti yapıldı. O da 1.1 milyon metreküplük depolama hacmi ile 3 bin dekar tarımsal alana hizmet edecek. Ayrıca DSİ yeraltı sulama sistemlerini kurdu. Bu yapılan yatırımların hepsi yok sayılıyor. Niye ova ilan ediyorsun? Niye termik santral yapıyorsun. Taban tabana zıt” dedi.
“Yılmaz Hocamızın iki imardan sorumlu diye bahsettiği şahıslardan biri Erkan Uçkan diğeri Erdoğan Aydoğmuş…”
Ataç, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in, ES TV’de Yeşiltepe’deki kat artışı meselesi ile ilgili kullandığı “Bizim küçük yap-satçı müteahhitlerimiz bunlara ikide bir de gidip, ‘Belediyeye gidin hocaya söyleyin, hoca kat yükseltisi için müsaade versin’ derler. Bana ayrı gelirler, benden cevabı alırlar, işleri olmayınca, bakarlar görürler ki bu sefer Tepebaşı Belediye Başkanına baskı yaparlar durmadan. Tepebaşı’ndaki imardan sorumlu bürokratlara baskı yaparlar. Onlar içerisinde bu işlere yatkın olanlar vardır, daha sonra meclis üyesi olanlar vardır, ismi lazım değil” ifadelerin görüntüsünü yine aynı ekranlardan izleyicilerle paylaştı.
Ataç, Büyükerşen’in sözlerine şu sözlerle yanıt verdi;
Keşke Yılmaz Hoca o programı yapmasaydı veyahut Yeşiltepe’ye gitmeseydi. Bazı duyumlar alıyorum, çok da üzülüyorum. Orada provokasyonlardan filan bahsetti. Bazı noktalarda benim adımı ifade ediyormuş, söylüyormuş. Benim böyle bir şey yapmayacağımı çok iyi bilmesi lazım ama demek ki zaman zaman ağzından kaçıyor böyle şeyler. Ama ben yine öyle bir şey söylemediğine inanıyorum. Bana bir söz hakkı doğdu. Orada dolaylı olarak belediyeme, belediyemizde çalışan arkadaşlarımıza bazı üstü kapalı suçlamalar geliyor. Bunlarda çok üzdü beni. Yılmaz Hocamızın iki imardan sorumlu diye bahsettiği şahıslardan biri Erkan Uçkan diğeri Erdoğan Aydoğmuş. Hoca, Erkan Uçkan ile sekiz yıl beraber çalıştı. Eğer böyle marifetleri varsa o zaman bunları niye halletmedi. Niye 8,5 yıl devam ettirdi bu çalışmalarını. Gerek Erkan Hoca, gerek Erdoğan benim gerçekten inandığım, yıllardır beraber çalıştığım isimler. Erdoğan imar konusunda Türkiye’de üç tane imarı bilen kişi varsa birisidir. Hem bilgisi, hem dürüstlüğü, hem de bu konuları çok iyi bilmesi bakımından çok farklı bir insandır. Erdoğan’ın böyle bir şey yapması mümkün değil. Erkan Hocanın böyle bir şey yapması mümkün değil. İnanın ikisi de günlerce kendine gelemedi. Erkan Hoca, Büyükşehir’de çalışırken biz birçok projeyi birlikte yaptık. Bugün Eskişehir’e baktığınızda, o projelerin dışında proje yok.
“Eskişehir’in imarındaki sıkıntıları Yeşiltepe üzerinden çözemeyiz…”
Yeşiltepe niye günah keçisi oldu? Bugün Eskişehir’in imarındaki sıkıntıları Yeşiltepe üzerinden çözemeyiz. 1986 ilk nazım plan ilan ediliyor. 87’de 5 binlik, 88,89’da etaplar halinde binlikler oluşuyor. 89’da Sayın Hocam, Anadolu Üniversitesi’nin rektörü. Üniversitenin büyümesiyle ilgili rektör, Belediye Başkanı Sezai Aksoy, dönemin muhtarı bir araya geliyorlar, Yeşiltepe’deki 3 kat, 4 kat rejimini ortak kararla 2 kata indiriyorlar. Niye, kamulaştırmaları daha ucuza olsun diye. Yeşiltepe’nin imar hakkında geriye dönüşü var. Hak kaybı var. Oradaki kaçak binaların hakkının olmadığı söyleniyor. Böyle bir şey de yok. 1983’te Turgut Özal ıslah imar planını çıkarıyor. 94’te Yeşiltepe ve civarında ıslah imar planının 10-c maddesi uygulanıyor. Orası artık yasallaşıyor. Yapının üzerinde kaçak bir bina olabilir. Bu Büyükdere’de de vardı, Şarhöyük’te de vardı…Eskişehir’in her yerinde vardı. Yeşiltepe’yi bununla özleştirmemiz yanlış oluyor. 18 sene geçti, burada doğru dürüst bir istimlak yapılmadı. 99 depremlerinden sonra Tepebaşı’nda 15 mahallede kat indirimi yaptık. 2006’dan sonra bu mahalleler eski rejimine döndürüldü. Yeşiltepe 89’da iki kata indirildi de, depremden sonra niye üç kata, dört kata dönmedi. Hak kaybıdır. Niye bir tek Yeşiltepe böyle olsun. Bunu söylediğimde Bağlar’dan bahsediyor, şuradan bahsediyor, buradan bahsediyor… Odunpazarı’nda yok mu? Aynı mahalleler Odunpazarı’nda da var. Niye onlardan bir tanesinden bahsetmiyor.
“25 binlik planda Yeşiltepe’yi niye kentsel dönüşüme sokmadılar”
Eskişehir’in yerinde dönüşümü bitmek üzere. 25 binlik planda Yeşiltepe’yi niye kentsel dönüşüme sokmadılar. Normal konut. O zaman hızla akıp giden bu mevcut plan durdurulsun. Bundan sonra zaten dönülmez hale gelecek. Kentsel dönüşüm falan yapılamaz.
Biz 25 binlik plana uygun olarak revizyonunu yaptık. 2012’de gönderdiğimiz planı ‘beğenmedik, uygun değildir’ diyerek geri iade ettiğini söylüyor. Değil. Bize yazdıkları bir tek yazı var. Planı da iade etmediler. “25 binlik plan yapılacak, biraz bekleyin” denildi.
“Hoca çok çağdaş da, biz de köyden gelmedik arkadaş…”
Baksan’daki esnafın kentsel dönüşüm olduğunda bir rezerv alanına ihtiyacı var. Onun Tepebaşı bölgesinde çözülmesini istedim. Bugün baktığınızda, Tepebaşı belki 30 ilden büyük bir ilçe. Bir küçük sanayisi olmaz mı arkadaş? Yanlışsa baştan bunun önlemi alınacak. 2004 öncesi Bahçelievler’de plan uygulaması başladığında durdurduk. Baktık bahçeler gidiyor. Belli bir süre ruhsat vermedik. Hoca çok çağdaş da, biz de köyden gelmedik arkadaş.
Vatandaş diyor ki; ‘18 yıl geçti, niye bana bir şey yapmıyorsunuz?’
Dar sokaklar her yerde var. Dar sokak sadece Yeşiltepe’de yok ki. Büyükdere de var, Vişne Evleri’nde de var…Benim üzülerek söylemek istediğim şey bu konuda Yeşiltepe’nin günah keçisi olması. Vur abalıya. Sadece Yeşiltepe’ye kentsel dönüşüm yapacaksan ve Eskişehir kurtarılacaksa yapalım. Burada insanların hakları verilecek. İnsanların evleri çöktü, çöküyor. Vatandaş diyor ki; ‘18 yıl geçti, niye bana bir şey yapmıyorsunuz?’ Haklı değil mi? Bu kentsel dönüşüm olacak mantığı ile çözülmez. Kafana esip, ‘ben kentsel dönüşüm yapıyorum’ diyemezsin. İnsanların istediği yerinde dönüşüm.
“Eskişehir’de çok ciddi bekleyen imar konuları var. Altı mahallede kentsel dönüşüm var. Sadece bir maket yapıldı…”
Büyükşehir 5 binliğini yapmazsa biz binliğini yapamayız. Uygulama projesini yapamayız. Bizim plan yapma yetkimiz var. 5 binlik planı değil ama binlik planı yapma yetkimiz var. Biz kötü bir şey yapmadık ki. Bunda sinirlenecek, kızacak bir şey yok. Eskişehir’de çok ciddi bekleyen imar konuları var. 6 mahallede kentsel dönüşüm var. Sadece bir maket yapıldı. Orada da benim memnuniyetsizliğim var. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde açık açık söyledim. 6 mahallede millet kan ağlıyor. Alamıyor, satamıyor…Dondu kaldı. Vatandaşın bu kadar uzun süre mağduriyeti güzel bir şey değil.
‘Yeşiltepe’ye kat verilsin’ diyen AKP’liler nerede?
AKP meclis üyeleri Cuma günleri caminin önünde açıklama yapıyorlardı; ‘Yeşitepe’ye kat verilsin’ diye. Orada propaganda yapıyorlardı. Neredeler? Büyükşehir’de çoğunluktalar. Getirsinler, versinler önergelerini. Getirsinler, geçirsinler. Niye saklandılar, niye yoklar ortada?
“Zaman zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin meclis üyeleri tarafından da engelleniyoruz…”
Ataç, “Engelleniyor musunuz” sorusuna “Yüzde yüz. Zaman zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin meclis üyeleri tarafından da engelleniyoruz. Bunu açıkça söyleyeyim” ifadeleriyle yanıt verdi.
“Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki o oylamalar tamamen kasıtlı”
Ataç, “Belediye meclisinde iki CHP’li belediye başkanının karşı karşıya gelmesi, parti tabanında rahatsızlığa neden olmuyor mu?” sorusuna ise, “Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki o oylamalar tamamen kasıtlı. Tepebaşı’na bir şey yaptırmamak üzerinden yapılan çalışmalar. Biz hakketmediğimiz bir şeyi istesek tamam. Engelliyor ama vatandaşa işini yapıyor” diye yanıt verdi.
“Benim adım Ahmet Ataç, beni bütün Eskişehir bilir”
Ataç, “O bölge için bir oy kaygınız var mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi; “Ben hiçbir şeyi oy için yapmadım. Benim adım Ahmet Ataç. Beni bütün Eskişehir bilir. Ne olduğumu çok iyi bilir. Ama bazılarına kendimizi tanıtamamışız demek ki. ”
“Eskişehirspor’a destek geliyor”
Eskişehirspor’a destek konusunda da konuşan Ataç, şunları kaydetti; “Azıcık beklesinler, destek geliyor. Ben reklamı sevmem. Gizli kapaklı yapılır. Ne iktidar partisi veriyor, ne işadamları veriyor…Vermemekte haklılardır. Paralar böyle kullanılmaz.”