Tarım alanlarında teknolojinin neden doğru bir şekilde kullanılamadığını anlatan Hüseyin Şen, parçalı arazilerin modern tarım yapmaya destek olacak teknolojik ekipmanların kullanılmasında elverişsiz olduğunu belirtti. Avrupa'daki teknolojik aletlerin 10 dönümlük, 20 dönümlük arazilere göre olmadığını söyleyen Başkan Şen, "Buna çözüm olarak parçalı arazilerin bütünleştirilmesi gerekli. Bunların yapıldığı yerler var, ama yetersiz. Eskişehir’in 5’te 1’inde yoktur. Dünyada son teknoloji sistemler 10 dönüme, 20 dönüme göre yapılmıyor ki. Onlar en az 100 dönümlük arazilerde çalışacak şekilde yapılıyor. Teknolojiyi parçalı arazide alıp kullanamazsın. Eskişehir’de teknoloji kullanarak tarım yapılma oranı yüzde 20 civarında. Toplulaştırmayı geçmiş en az 2 bin 3 bin dönüm arazisi işleyen çiftçiler teknolojiden yararlanabiliyor. Küçük araziye sahip çiftçiler bunlardan faydalanamaz. Örnek verecek olursak pancar sökme makineleri var. Günde 150 dönümle, 200 dönüm arasında sökebiliyor. 10 dönümlük araziye girip de dönemez. Arazi bütünlüğü sağlanmadan ben güneş enerjisine geçemem. Parçalı arazide güneş enerjisi yapmam pek ekonomik fayda sağlamaz" ifadelerini kullandı.
“Tarımda en az 10 yıllık planlar yapılmalı”
Türkiye’de en az 10 yıllık tarım planları oluşturularak ve nerede ne ekim yapılacağının analizi yapılarak, istikrarlı bir politika ile uluslararası ülkelerle rekabet edilebileceğini vurgulayan Başkan Şen, “Dünya ufaldı herkes birbirinde mal alışverişi yapıyor. Çok ucuz diye ithal ediliyor. Bununla rekabet edebilmek için rekabet edeceğin ülkelerin şartlarına bakacaksın. Onlardan daha ucuza üretip satmamız lazım. Türkiye ortalaması çiftçi başına düşen arazi 50 dönümü bulmaz. Sulu kıraç, sebze, seracılık, hububat için ayrı ayrı minimum gerekli dönüm değişir. Seracılıkta 20 dönümde yetebilir. Bunun enerjisini güneş enerjisiyle yapabiliyorsan, yeraltı suyuyla, sıcak suyla yapabiliyorsan rekabet yaparsın. Eğer ısıtmasını elektrikle ısıtırsan rekabet edemezsin. Bunların hepsinin hesaplanıp yapılması lazım. Bunların başında tarım programı gerekiyor. En az 10 yıllık program. Senin iklimin ve arazi yapın belli. En az 10 yıllık plan yapılıp ülke ihtiyaçları bölgesel gerçekler göz önüne alınarak hangi bölgede ne üretirsek rekabet şansımız olabilir ona bakmamız lazım. 50 dönümlük arazisi olan kişi kendi tarlasının yeteceği çeşit ekim yapacak. Sebze tarımı 20 dönüm ile yapılabilir. Hayvancılık yapılabilir, sera yapabilir, arıcılık yapabilir. Herkes pancar ekecek diye bir koşul yok. Arazin ne kadar büyükse ona göre bir ekim çeşidi yapacaksın. Hububatla geçinen adamın en az 500 dönüm arazisi olmalı.
"Bir sene satılan ertesi sene satılmıyor"
Bunun için arazi bütünleştirme ve çiftçi tanımının şart olduğunu anlatan Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Şen, şunları söyledi;
"Çiftçinin ne şartlarda ne kadar kapasitede ekim yapacağı belirlenmeli. Sebzeci kaç dönümde sebze yetiştirirse çiftçi olur, hububat eken en az ne kadar ekmeli? Bunlar belirlenmeli. Türkiye'de bununla ilgili çalışma yok. İstikrarlı sürdürülebilir bir tarım politikası lazım. Çiftçinin üretim maliyetleri göz önünde bulundurulmalı. Tarımda her alanda üretim yapacak ve ürettiğimizi ihraç edebilecek potansiyelimiz var ama istikrarlı üretim yapamıyoruz. Bir sene satılan ertesi sene satılmıyor. Avrupa'nın yanında bizim kullandığımız teknoloji çok geride. Teknolojiden kasıt işçilik maliyetini düşürüp daha fazla verimlilik sağlayan ekipmanlar var onlara geçemiyoruz.”