Sevgili Esgündem26 ve Kentin Köşesi takipçileri bir önceki yazımızda malumunuz, Eskişehirliler adına Sayın İl Milli Eğitim Müdüründen samimi ifadelerle bir talepte bulunmuştum.
Ne makam, ne tayin, ne çocuğa iş istedim, ne başka ballı bir şey…
Yalnızca Huzur Mahallesi ziyaretimde görünce yüreğimin burkulduğu mahallenin evladı Şehit Serkan Özaydın İlkokulu’nun mezbele durumunu anlattım ve en azından şehidimizin adının yazılı olduğu tabelanın kalkmasını dile getirmiştim hatırlarsanız.
Dün vesile ile yine yolum Huzur Mahallesine düştü.
Manzara aynı durumda hiçbir kıpırdama bile olmamış.
Yalnızca boşaltılırken direkte unutulan Milli Eğitim Bakanlığı flaması iyiden simsiyah olmuş ve direğe dolanmış vaziyetteydi…
Demek ki dedim bizim İl Milli Eğitim Müdürünün ya interneti kesik, ya bilgisayarı arızalı.
Her şeye rağmen böyle bir konuyu görmedim, duymadım durumunda kalmak hakikaten tebrik gerektirecek bir durum.
Ne diyeyim, ne yazayım bilemiyorum.
Çok canı gönülden tebriklerimi iletiyorum, ilgisiz ilgililere. Ne yapalım biz söylemeye devam edelim bir gün biri ya duyar, ya görür.
Bu duygularla Gömece askeri lojmanlarının altından şehre doğru giderken sağda koskoca 3 yılımızı geçirdiğimiz ve adam olmaya adım atmaya hazırlandığımız efsane 19 Mayıs Ortaokulunun önünde durdum.
Bizim okul 19 Mayıs Anadolu lisesiydi en azından adı yaşıyordu o binada ama şimdi ismi Ticaret Borsası Ortaokulu olmuş, haydi gel buradan yak.
Duygularda bir karmaşa daha oluşuverdi bir anda.
Neyse ‘boynumuz kıldan ince’ dedim ve devam ettim Meşhur Osmanağa fırınının oradan sağa Perşembe pazarı sokağı içinden doğru Kurşunlu Külliyesi arka sokağı İlkokulum olan Malhatun İlkokulunun tarihi binasının olduğu sokak. Buradan doğru Odunpazarı Meydanına çıkarsın. Dur bakalım dedi yine hatıralar ve durduk.
Bizim Malhatun İlkokulu olmuş Birlik Vakfı Malhatun Eğitim Merkezi…
Haydi bir daha buradan yak.
Tarihi okulumun tarih olduğuna mı üzüleyim, yoksa binasının yakışmayan görüntüsüne mi bilemedim. Bina öyle haldeki resmen dökülüyor. Ne güzel günlerimiz geçmişti bu binada bu sokakta vay be dedim gitti bir parça daha bizden.
Tabi söz şu noktaya kendiliğinden geliyor.
Büyüklerimiz iyisini bilir deriz ama ben buna itiraz ediyorum.
Ya sayın büyüklerim zorunuz biz miyiz etmeyin, eylemeyin ne hatıra bıraktınız ne duygu, resmen dümdüz ettiniz.
Bu ara konuyu açmışken İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün tarihsel bir başarısından daha bahsetmeden geçemeyeceğim.
Yunusemre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi vardı.
Oldukça büyük bir okul, bu okulda kaynadı arada.
Meşhur deprem gerekçesi ile binaları boşaltıldı.
Öğrenciler ve öğretmenler dağıtıldı.
Hem de bir planlama ödülü alacak şekilde.
Tam 2017-2018 eğitim dönemi başında yani bu kararı alan makamı öyle bir tebrik etmek isterim ki anlatamam, bu nasıl bir başarı, bu nasıl bir ince düşünce.
Yunusemre Mesleğin öğretmenleri ve öğrencileri şimdi mülteci durumdalar.
Etraftaki, çevredeki okullarda nerede boş derslik laboratuvar bulurlarsa ders yapmaya çalışıyorlar…
Bunun adı resmen mülteci olmak değil mi arkadaş.
Yazık değil mi çocuklara, yazık değil mi öğretmenlerimize.
Son noktada Eskişehir Milli Eğitimi ne derece emin ellerde görülsün ve bilinsin.
Şehit evladının adının yazılı olduğu tabelayı dahi bir mezbeleden sökecek, söktürecek vakitleri yok.
Çocuk oyuncağı gibi okulları değiştirmenin eğitimdeki diplemiş başarıyı yükselteceğini bilecek kadar çok çalışıyorlar.
Ve okul binalarını amacı dışında her şeye kullanmayı, hızlı bir şekilde boşaltmayı başaracak kadar marifet sahibiler.
Tebrik ediyorum, alkışlıyorum.
Bu arada İl Milli Eğitimin olduğu bulvarda internet kesintisi veya arızası devam ediyor mu…