İki gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan EMO Eskişehir Şubesi Başkanı Hakan Tuna, etkinliği bu yıl ilk kez uluslararası düzeyde ve bir üniversite ile işbirliği içinde düzenlediklerini belirtirken, ESOGÜ Rektörlüğü’ne teşekkür etti. Hakan Tuna sempozyumda demiryolcuların idari, görsel ve anlayış olarak değiştiği günümüzde daha hızlı, daha verimli, daha izlenebilir, teknolojisi yüksek bir demiryolu taşımacılığı yapmak hedefiyle; yol, sinyalizasyon, araç için Türkiye’deki lokal girdilerin nasıl sağlanabileceği ve bu girdilerin Türkiye’deki demiryolu sektörünü nasıl ileri taşıyacağını konuşmak istediklerini kaydetti. Sempozyuma destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür eden Hakan Tuna, sözlerini etkinliğin verimli geçmesini ve etki alanı genişletilerek raylı sistemlerin Türkiye’deki gelişimine katkı sağlayacak diğer sempozyumlara da öncülük yapmasını dileyerek tamamladı.
Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Parlaktuna, sempozyumun çağrılı konuşmacılar yerine hakem sürecinden geçmiş bildirilerin sunumu şeklinde düzenlendiğini söyledi. ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen başta olmak üzere sempozyumun düzenlenmesi sürecine destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür eden Prof. Dr. Osman Parlaktuna, verimli bir sempozyum geçirilmesini diledi.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Önder, Eskişehir’in Türkiye demiryolu ağının önemli bir kavşak noktası olduğunu belirterek; raylı sistemlerle ilgili lisans ve lisansüstü eğitimler veren üniversitelere, lokomotif üretimi yapan TÜLOMSAŞ’a ve bunların yanı sıra raylı sistemler alanında faaliyet gösteren araştırma ve sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapması dolayısıyla Eskişehir’in böyle bir sempozyumun düzenlenmesi için en doğru adres olduğunu kaydetti. Gelişen dünyada nüfus artışı, insan sağlığı ve iklim değişikliklerinin ulaştırmanın daha kapsamlı bir bakış açısıyla ele alınmasını zorunlu kıldığını dile getiren Hüseyin Önder, bugün özellikle gelişmiş ülkelerin çevresel sorunlar ve küresel iklim değişiklikleri nedeniyle ulaşımda karayollarının payını azaltarak çevre dostu olan demiryolu, denizyolu ve iç suyolu taşımacılığının artırılmasına yönelik politikalar ürettiklerini ve bunları uyguladıklarını söyledi. Bugün ve gelecekte raylı sistemlere ihtiyaç olduğunun yadsınamayacağını belirten Hüseyin Önder, bu nedenle Türkiye’de demiryollarının geliştirilmesi için raylı sistem altyapı gereçleri ve araçlarının yerli sanayiciler tarafından üretilmesine destek verilmesi, yan sanayinin daha da güçlendirilmesi ve etkili bir eğitim sisteminin kurulmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Hüseyin Önder sempozyumun hem meslektaşlarına hem de ülkemize yararlı çıktılar üreteceğine inandığını dile getirdi.
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş, kent içinde ve kentler arasında elektrikli raylı taşıma sistemlerini geliştirmenin ulaşımda toplum yararına sağlıklı çözümler üretmek anlamına geleceğini söyledi. Ulaşımda enerjinin verimli kullanıldığı yöntemlere geçişin zorunlu hale geldiğini belirten Cengiz Göltaş, demiryolu ulaşımının bu açıdan diğer ulaşım türlerine göre çok daha avantajlı olduğunu kaydetti. Ülkemiz için mutlaka sağlıklı verilere dayanan bir ulaşım ana planı hazırlanmasının gereğine de işaret eden Cengiz Göltaş, dünyada geri kalmış pek çok ülkenin bile bir ulaşım ana planı varken ülkemizin gerçek anlamda bir ulaşım ana planının olmadığını ifade etti. Cengiz Göltaş sempozyum aracılığıyla, ülkemizde elektrikli raylı ulaşım sistemlerinin gelişmesinde ve kamuoyunda etkin bir bilgilendirme ile tanıtılmasında üzerlerine düşen görevi kamusal bir sorumlulukla yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, yerel yönetimler olarak kent içi ulaşımda raylı sistemlerin geliştirilmesiyle doğrudan ilgili olduklarını belirtti ve bu açıdan sempozyumun sonuçlarını takip edeceklerini ifade etti. Av. Kazım Kurt sempozyumun herkese yararlı sonuçlar getirmesini diledi.
ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, ülkemizde kentleşme ve sanayileşmenin hızla artması ve kentlerin nüfuslarının fazlalaşması gibi nedenlerle ulaşım probleminin günden güne büyüdüğünü söyledi. Motorlu taşıtların sayısının artmasının da beraberinde hava ve gürültü kirliliği gibi ağır çevre problemlerini beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Gönen, bu nedenle daha hızlı, daha güvenli, daha konforlu ve çevre yönünden daha temiz olabilecek alternatif ulaşım sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Ulaştırma yatırımlarının uzun dönemli etkileri olan yüksek maliyetli yatırımlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasan Gönen, bu sebeple bu tür projelere ilişkin önceliklerin doğru belirlenmesi ve kısıtlı ekonomik kaynakların en fazla yarar getirecek şekilde kullanılmasının önem arz ettiğini söyledi. Prof. Dr. Hasan Gönen, bu noktada raylı sistemlerin küçük ölçekli şehirlerden metropollere kadar değişik nüfus yoğunluklarına ve ulaşım taleplerine modern, hızlı, konforlu, emniyetli ve çevreci çözümler getirdiği için gelecekte en çok tercih edilen ulaşım sistemleri olacağını kaydetti. Demiryolculuğun Eskişehir kent kültüründe önemli bir yer tuttuğunu da hatırlatan Prof. Dr. Hasan Gönen, şehrin bu konuda sahip olduğu tecrübeyi inovasyon açılımları ile destekleyerek geliştirmek zorunda olduğunu söyledi. Prof. Dr. Hasan Gönen, “Maziden Geleceğe Bilgiden Değere” ilkesi çerçevesinde ESOGÜ’nün sahip olduğu bilimsel potansiyelin sanayiye aktarılarak ekonomik değere dönüşmesine katkıda bulunmak ve bölgemizdeki firmaları Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yönlendirerek akademisyenler ile sanayiciler arasında karşılıklı, güvene dayalı, sürdürülebilir işbirliğini sağlamanın öncelikli hedefleri arasında yer aldığını dile getirdi. Prof. Dr. Hasan Gönen, bu sebeple ESOGÜ ile sanayi arasında yürütülen işbirliğinin yanı sıra ESOGÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde açılan Raylı Sistemler Anabilim Dalı’nın da hızla gelişen sektöre nitelikli işgücü sağlamak üzere eğitim çalışmalarına devam ettiğini söyledi. Sempozyumun düzenlenmesine emeği geçen ve katkıda bulunan herkese teşekkür eden Prof. Dr. Hasan Gönen, faydalı ve verimli bir sempozyum geçirilmesini diledi.
Açılış oturumundaki çeşitli sunumların ardından sempozyum, öğleden sonraki bilimsel oturumlarla devam etti.