25 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 'Okul Servis Araçları Yönetmeliği'nin çok ağır hükümler içerdiğini anlatan Tırpan, bazı maddeleri tasvip etmediklerini anlattı. Bu yönetmelik ile adeta servis şoförü esnafı için 'bu işi yapmayın' anlamına geldiğini söyleyen Taşkın Tırpan, "Kamera kayıt sistemi getirildi. O daha önce Bakanlık tarafından bir genelge ile bize iletilmişti zaten. 7 gün kamera kaydı isteniyordu araçlarda, bunu 30 güne çıkartmışlar. Zaten bununla ilgili biz çalışmalarımızı yapıyorduk. Rehber öğretmen ve şoför eğitimleri eklenmiş, koltuk sensörü eklenmiş, komisyonlar kurularak ihalelerin verilmesi eklenmiş. Yine komisyonlar kurularak esnaf denetlenecek, fakat bu denetlemelerde her hangi bir olumsuzluk olduğunda 'Özel izin belgesi iptal edilecek' diyor sezon boyunca. Yani sezonun başında siz bu özel izin belgesini direk iptal ederseniz, bu sefer okul servis taşımacılığı yapacak araç da bulunmaz. Bu da kötü bir durum. Çünkü özel izin belgesini iptal edip bir sezon bu arabayı okul servis taşımacılığından veya servis taşımacılığından men edersen bu bir sene çalışmaması demek. Bir sene çalışmayan bir esnafın da bu işi yapmasının bir anlamı yok. Çünkü hata yaparız hepimiz. Hepimiz insanız. Yani siz kesinlikle hata yapmayacaksınız diyor, ama insan olan her yerde de hata da olur” dedi.
“İzmir’deki elim olay okulun kendi öz malıyla yapılan bir hataydı”
Kanunların S plakalı araçlara çıkarılırken, okulların kendi öz mal araçlarının konu dışında tutulduğunun altını çizen Başkan Tırpan, İzmir’deki elim servis ihmaline de değinerek, “Bizim umudumuz daha farklıydı. Fakat daha farklı bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmelik 2008 yılında revize edilmişti. 2008’den sonra bir iki revize daha edildi. Bizim isteklerimiz vardı. Fakat bizim isteklerimiz hiç göz önüne alınmadan direk İstanbul ve İzmir’de olan elim olaylardan dolayı, bununla ilgili eklemeler yapılmış. Biz bunu defalarca söyledik. İzmir’deki olan elim olay, okulun kendi öz malıyla yapılan bir hataydı. Sivil plakalı, servis taşımacılığına uygun olup olmadığını araştırılan bir araçtı, şoförün uygun olup olmadığını tabi şuan mahkeme sürecinde olduğu için fazlada yorum yapmayım. Fakat servis aracı değildi bize göre. Korsan servis aracıydı veya öz mal servis aracıydı. Şimdi işin enteresan durumu bu yönetmelikler çıkarılırken, bu kanunlar çıkarılırken tamamen S plakalı araçlara çıkarılıyor. Yani öz mal araçlarla ilgili yine bir yaptırım yok. Bizler Türkiye Servisçiler Birliği olarak bu konuyla ilgili elimizden gelen her şeyi yapacağız. İlgili Bakanlıklarla da görüşerek, yönetmelikteki bizim tasvip etmediğimiz maddelerle ilgili çalışmaları en kısa zamanda düzenletmek için tekrar elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
“Reflektörlü yeleğe gerek yok”
Reflektörlü yeleklere gerek olmadığını belirten Okul Servis Rehberi Nazmiye İnal ise “Rehberler için konuşmak istiyorum. Reflektörlü yeleğe gerek yok. Çünkü neden diyeceksiniz. Sürücüler zaten eğitimsiz. Önce sürücülerin eğitim alması gerekiyor. Biz dur işaretimizi yaptığımız halde öğrenciyi indirirken bile, sürekli arkadan korna basıyorlar ya da geçmek istiyorlar. Motosikletliler, bisikletliler, araçlar dahi geçiyor. Önce onların eğitim alması gerekiyor ki ondan sonra bazı şeylerin düzelmesi lazım. Yoksa reflektörlü yeleğin hiç bir anlamı olmaz. Yönetmelikteki birçok şey zaten bizim araçlarımızda mevcut” ifadelerini kullandı.
“Şoförler de isyanlarda”
Son olarak düzenlenen yönetmeliği değerlendiren Servis Şoförü Fatih Öztürk ise, “Yeni yönetmelikle ilgili bazı şeyler çok saçma geliyor. Zaten burada risk üzerinde gidiyoruz. O kadar öğrenci taşıyoruz. Sonucunda can taşıyoruz. Bazı şeyleri maliyet için yapmaya karar veriyorlar galiba. Zaten kurallara göre herkes yapmaya çalışıyor. Bazı şoförler de isyanlarda” diye konuştu.