Yeni yükseköğretim sınavı gençlerimiz üzerindeki baskıyı artıracaktır diyen Alkan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı bir TV programında eğitim sistemine ve sınavlara yönelik eleştirileri ardından sınav sisteminde alelacele değişikliğe gidildiğine tanık oluyoruz. Her ne kadar YÖK Başkanı Saraç yeni sistem için “Bir aylık değil, bir yıllık hazırlığın ürünü” olduğunu belirtse de bu bir yıl içerisinde kimlerin görüşlerinin alındığı, hangi eleştiri ve önerilerin sunulduğu konusu belirsiz bırakılıyor. Çünkü herkes biliyor ki söz konusu değişiklikler eğitim sisteminin olumsuz yanlarını gidermek yerine günü kurtarmaya dönük hamleler içeriyor.
Bu nedenledir ki YÖK Başkanı Saraç yeni sınavı “Daha kolay yönetilebilir, yalın ve sade” diye tanıtmak dışında bir seçeneği kalmıyor. Bu açıklama dahi daha önce kendi getirdikleri sistemi yönetemediklerinin ilanı oluyor. Söz konusu “yönetemeyenler”, gençlerimizi kobay gibi kullanmaktan geri durmuyor” dedi. Ancak yeni sistemin bu eleştirilerimiz ve tespitlerimizden daha önemli olumsuz yanları olacağını özellikle belirten alkan yeni sınav sistemi ile ilgili sorular sıraladı:
- Geçen yıla kadar uygulanan YGS ve LYS sistemi getirilirken, sınav stresi nedeniyle artan intihar teşebbüsleri gibi kaygı verici olaylar nedeniyle “Gençlerimizin hayatı bir günlük sınavdan daha kıymetli” denilmişti. Şimdi bu kaygı neden taşınmamaktadır? Değişen ne olmuştur?
- Yekta Saraç’ın açıklamasından anlaşıldığı üzere yeni sınav önümüzdeki ilk sınav döneminde uygulanacaktır. Bu durum dahi öğrencilerin üzerindeki baskıyı artıracaktır. Çünkü, daha önce iki sınav bulunmakta ve öğrenciler de bu iki sınav tarihlerine göre hazırlanacakları konuları planlamaktayken, yeni sınavla birlikte sınav gününe kadar tüm konulara, üstelik soru tiplerini bilmedikleri, sınav sürelerinin belli olmadığı bir sınava hazırlanmak zorunda kalacaktır. Bu durumun gençlerimiz üzerinde baskı yaratmayacağını ifade etmek, en naif tabirle onların hayatını ve emeğini ciddiye almamaktır.
- Yeni sınav sistemiyle, bir gün içerisinde sabah ve öğleden sonra yapılacak oturumlarla adayların “başarı” göstermesi beklenmektedir. Böylesi bir sınav sistemi, insani olmayan bir nitelik taşımaktadır. Çünkü, aynı gün içerisinde sabah oturumunda 80 soruluk Temel Yeterlilik Sınavı ve ardından üç oturuma birden ya da herhangi birine girerek en az 40 en fazla 160 soru sorulacak olan bir sınav sisteminin sonuçları açısında geçerlilik ve güvenilirlik taşımayacağı ortadadır.
- Geçmiş dönemde sınavlarda yaşanan kopya skandallarının sorumluluğunu yetkililer ve hükümet almamıştır. Bu skandalların sorumluluğu adayların omzuna yüklenmiş ve sınavlar olağanüstü güvenlik önlemleri nedeniyle eziyet haline dönüştürülmüştür. Şimdi YÖK Başkanı bir gün içerisinde iki sınavın yapılacağını ifade etmekte, adayların iki sınav arasında zamanın olacağını belirtmektedir. Yanında sınava para dahi götüremeyen insanlara bu yeni bir eziyet olmayacak mıdır? Sınav stresini artırmayacak mıdır?
“Ben yaptım oldu”
Yapılan değişikliklerin daha büyük sorunlar yaratacağını belirten Alkan şöyle konuştu: Eğitim Sen olarak, sorunun sınav çeşitlerinde olmadığını, aksine sorunun daha köklü biçimde sınavlara odaklanmış olan eğitim sistemi içerisinde olduğunu ve köklü değişikliklere gidilmeden kalıcı çözümlerin üretilemeyeceğini belirtmek isteriz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi böylesine yakından ilgilendiren bir konuda alelacele yaşama geçirilen, “Ben yaptım oldu” denilen değişikliklerin daha büyük sorunlara yol açtığını hatırlatmak isteriz. Bu nedenle talebimiz, yeni sisteme geçişin ertelenmesi ve yapılacak değişikliklerin geniş bir uzlaşıyla oluşması için farklı görüş, eleştiri ve önerilerin değerlendirilmesiyle, bu sürecin açıklıkla yönetilmesiyle planlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki yapboz haline dönüştürülen sadece eğitim sistemi değil gençlerimizin, çocuklarımızın hayatıdır.