İngiltere’de ana muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili Faisal Rashid’in ev sahipliğinde düzenlenen konuşmasında Usluer, eğitim sisteminde birbiri ardına yaşanan değişiklikleri ve bu değişikliklerin sonuçlarını içeren bir sunum yaptı. Usluer, eğitim sistemindeki sorunların çözümü için en büyük koşulun, eğitimin siyaset dışı tutulması olduğunu ifade etti.
Usluer, katılımcıların soruları üzerine, Türkiye’de eğitim alanındaki kararların farklı kesimlerin katılımıyla müzakere ve konsensüs yoluyla alınmadığını, Milli Eğitim Bakanı’nın dahi bazı önemli kararları televizyondan öğrendiğini ifade etti.
Eğitim sisteminin, bir ülke için stratejik öneme sahip olduğunu da ifade eden Usluer, “Bir ülkede dış politikada ya da ekonomi politikasında sık değişiklikler yaşanabilir, ancak eğitim sistemi daha hassastır ve bu alandaki yaklaşımın bir süreklilik arz etmesi gerekir” dedi.
Usluer, Türkiye’de eğitim alanındaki sorunların, müfredat ve sınav sistemlerinden ibaret olmadığını, öğrencilerin barınma sorunlarının çözülememiş olmasının da özellikle yurtlar açarak öğrencilere nüfuz etmeye çalışan cemaatlere fırsat sağladığını da ifade etti.
“Türkiye’de üniversite öğrencisi sayısı iki milyon civarında, ancak onlar için sağlanan yurt sayısı bunun onda biri” diyen Usluer, “Barınma sorunu yaşayan öğrencilerin cemaatlere mecbur kalması nedeniyle, Aladağ’daki gibi yangın facialarının, Karaman’daki gibi taciz vakalarının” ortaya çıktığını ifade etti.
Usluer, Türkiye’de eğitim sistemindeki temel sorunlara şu başlıklarla değindi:
Türkiye’deki nüfus yapısı, Okullaşma oranı ve eğitim düzeyindeki düşüklük, Bölgeler arası eşitsizlikler, Eğitime erişim ve barınma sorunu, Cinsiyet eşitsizliği, Öğretmen yetiştirme, atama ve özlük hakları, Nitelik sorunu, Yönetim sorunu, Eğitimde finans sorunu gibi sorunlara değindi. Usluer, “ Ben TBMM’de Milli eğitim komisyonu sözcüsüyüm, komisyon toplantılarımız da genel kuruldaki gibi çoğunluğun tahakkümü ile yönetiliyor. Oysa ortak akılla hareket etmek olası hataları aza indirecektir. Eğitim gibi hassas ve alınan bir kararın gelecek 25 yılı etkileyeceği bir konuda daha ortaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak okul öncesi eğitimin de zorunlu olduğu, 1+12 yıl ve parasız olması gerektiğini savunuyoruz. Eğitimde yapılması gereken çok şey var ama en temeli kesintisiz ve parasız eğitim ve siyasetten uzak bilimsel, laik ve çağdaş eğitim sistemini inşa edilmesidir.”