YA SOSYAL DEMOKRASİ İLE VAR OLUNACAK YA DA SOSYAL BÜROKRASİ İLE YOK

Türkiye’de sosyal demokrasi şiarı ile hareket eden partilerin yegâne sorunu içinde yeterince sosyal demokrat barındıramamaları oluşudur.

Sosyal demokrasi iddiası ile vatandaşa umut vaat eden pek çok parti sosyal kavramına sadık kalırken demokrasi kavramının yerine bürokrasi kullanmayı tercih ediyor.
Sosyal demokratların ‘Yılmaz Hoca’nın tabiri ile “Vietkonglular” gibi hiçbir beklenti gütmeden ülke, şehir, toplum, halk için örgütsüz mücadelesi, çok sıkı bir örgütlü yapıya sahip olan sosyal bürokratları makam mevki sahibi yapmaktan öte bir anlam taşımıyor.

 Ülke, şehirler ve toplum artık bu görüntüden ziyadesi ile sıkıntı duymuş durumda.

Türkiye’de demokrasi kavramı ilk kez bir parti adında kullanma cesareti gösteren sağ cenahta ise demokrasi bir tabela süsü olmaktan öteye geçemedi maalesef. Sağ ve sol kavramlarının artık hem dünya, hem ülke, hem de şehirler için çok bir anlam taşımadığını da hesaba katsak bile CHP’nin bundan sonra atacağı adımlar sosyal bürokrasiden, sosyal demokrasiye iltica etmesi olmalıdır.

AK Parti’nin de demokrasi kavramının altını doldurması ülke, şehir ve toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır.  

Kavram karmaşasına, ses ve görüntü kirliliğine rağmen ülke ve kent menfaati doğrultusunda bu yönde bir gidişat beklemek abartılı kaçabilir. Ama en nihayetinde son sözü toplumların söyleyeceği göz önüne alındığında partilerin gidişatının bu yönde olması kaçınılmaz gibi duruyor. 

Hem CHP hem de AK Parti’nin bu minvalde şehir ölçeğinde gidişatı ile ilgili yorumlarımı ise şuan hem şahsi hem de iş ile ilgili yoğunluğumun geçmesi ardından yazacağım.

Not: Sosyal bürokrat kavramı şair Ece Ayhan’ın ortaya attığı bir kavramdır.