Paket, 12 Eylül anayasasının devamı niteliğindedir

Alkan, 16 Nisan’da yapılacak olan halk oylamasının sadece bizleri değil, bizden sonraki nesillerinden kaderini belirleyeceğine söyledi. Alkan, evrensel normlara göre anayasaların toplumsal sözleşme niteliği taşıdığına ancak, bugün karşı karşıya kalınan durumun ise tam bir toplumsal ayrıştırma hali olduğunu savundu.    Konsensüs sağlanmadan hazırlanan paketin 12 Eylül anayasasının devamı niteliğinde olduğunu ifade eden Alkan, “Türkiye’de, içinden geçtiğimiz süreçte neresinden bakarsak bakalım asgari düzeyde bile anayasa yapım ortamı ve koşulları yoktur. Demokratik bir tartışma ortamının bulunmadığı, her türlü muhalefetin ağır bir baskı altına alındığı, ifade ve toplanma özgürlüğünün yok edildiği, sendikal hakların, örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı ve yandaş olmayan medyanın büyük ölçüde susturulduğu bir iklimde anayasa yapım koşullarından söz edilemez. Bu teklif, halkın serbest ve özgür bir tartışma ortamında kanaat ve tercihte bulunma hakkının gasp edilmesidir. Anayasa değişiklik paketi, temel hak ve özgürlüklerimizin KHK’ler ile ortadan kaldırılmasının önünü açma, kim olursak olalım, hangi partiye oy verirsek verelim, süreklileştirilecek bir OHAL ve KHK’ler rejimini onaylatma paketidir” dedi.
KESK NEDEN ‘HAYIR’ DİYOR
Alkan, ‘Hayır’ demelerinin gerekçelerini ise şöyle sıraladı:
İş güvencemizin ortadan kaldırılmasına,
Haksız, hukuksuz ihraç ve açığa almalara,
Kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine,
Kamu hizmetlerinin tasfiye edilmesine,
TBMM’nin denetleme yetkisinin elinden alınmasına,
Evrensel hukukun ve demokratik ilkelerin temel yaklaşımı olan kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılıp yerine kuvvetler birliği ilkesinin getirilmesine hayır diyoruz.”