Sana benzemeyeceğiz gözüm, yürü git yoluna...
O kadar akışkan ki; bir fındık kabuğunu dolduracak kadar. Yalanmaktan pürüzsüzleşen dilini ve kalemin haysiyetine vurduğu sekteyi görmeyecek kadar kör. “Yapsın etsin” diyoruz ama olmuyor. Herkesin kendisi gibi olmasını umuyor. Çamur atıyor, çamur atıyor, çamur atıyor. Hiçbir şeye yanmasam, onun aklı ile bir yere varacaklarını düşünenlerin içler acısı haline acıyorum.
…Dostum geldi dedi ki “falanca gazeteyi okumadın mı?” “Hayır” dedim. Gazeteciliğimi sorgular nitelikte yüzüme baktı “Gazeteci her şeyden önce gündemi takip etmeli, bu yüzden yaptığını yanlış buluyorum. Paran yoksa, vereyim her gün yerel gazeteler bu büroya girsin” dedi. Arkadaşımın ithamlarına sinirlendim, “Gazeteci sen isen, bugünden tezi yok gel bu büronun genel yayın yönetmeni ol, şayet ben isem gazeteciliğime laf söyleme” dedim. “ Ben “gazete okuyorum” dedim. Sadece senin söylediğin falanca gazeteyi okumadığımı belirttim. Çünkü ne yazacağını az çok tahmin ettiğim, kimi eleştirip, kime yaranacağı hakkında hiç bir şüphe duymadığım. Klavye başına ben bu işi biliyorum edasıyla oturarak, birilerini bir yere getirip, bir yere götürmek için akla gelmeyecek rezillik, hayasızlık yapacak bir adamın, her başarısızlığında daha da çamurlaşan bir adamın yönettiği gazeteyi okumam” dedim. Dert ettim ama içime “neden okumalıyım o gazeteyi” diye sordum. “Adam sana geçirmiş, hem de kol gibi demez mi? Acı hem de çok acı. İsmini cismini yazdıklarını ve yazacaklarını umursamayacağım birinin isim vermeden bize kara çalma çabası ve bu karalamanın adrese teslim olması. Birileri tarafından değer atfedilmesi. “Çamurluğun bile bir etik anlayışı olmalı” dedim kendime. Benzemiyoruz, benzemeyeceğiz sana gözüm boşuna uğraşma. Bak yoluna, şehri dizayn et. Eteğine yapıştıklarının, ellerinden tuttuğunu zannet yürü git. Bir gazete verilmiş eline , gazetecilik oynamaya devam et.
Neden okumuyorum?
Gazeteci bitki gibidir yaşadıklarından, gördüklerinden, okuduklarından yani kendi toprağından beslenir. Bu yüzden benim besin kaynağım arasında, bu denli kör gözüne parmağım, hırs ve ihtirastan ne yapacağını bilmeyen bir gazetenin yer almasını istemiyorum….
AK PARTİ % 52’İN DESTEĞİ İLE %100’ÜN YÜKÜNÜ TAŞIMAK ZORUNDA
Referandum ardından CHP konuşula dursun… Referandumdan zafer ile çıkan evet kanadının üstüne ciddi bir yük bindi. Ülkenin yarısının 2 puan fazlasının vermiş olduğu destek ile ülkenin tamamının beklentilerine karşılık vermek….
İşin aslı herkes CHP’nin kalan sürecinin zor olduğunu söylüyor ama bana kalırsa Ak Parti’nin ülke istikbali için çok daha zorlu görevleri var. Başarır mı? Başarabilir. Nasıl mı? Öncelikle kendi mahallesine dikilen lüks evlere dikkat edecek. Lüks ev alabilmek için kendi mahallesine sonradan taşınanlara “aman kardeşim” diyecek. Mahallenin kadim birikimlerine sadık kalarak, yozlaşmadan diğer mahallelerle ile kapı eşiği sohbeti edebileceği bir güzergah izleyecek. Eskişehir için de birkaç kelam edeyim. Bir şeye vursam da, ses gelsin mantığı ile bu işlerin yürümeyeceği çok açık. AK Parti’yi bu kulvara çekerek kendi ekmeklerine yağ sürmek isteyenlerin önüne geçilerek, AK Parti Arnavut kaldırımda mütevazi bir yürüyüşe yönelerek başarabilir.”Hesabi değil hasbi” anlayacağınız. “İktidar kirlenir diyorlar ya” bu kirin üstüne dışarıdan kirlenmiş bir vaziyette gelenlere başrol kaptırmayarak başarabilir. İnsanlar karşıt fikirlerin yönettiği bir ülkede barışık yaşayabilir ama çıkar öncelikli hiçbir oluşum insanları bir arada tutmayı başaramaz. Sözün özü Eskişehir İl Teşkilatı başını kaldıracak, bunlar nereden çıktı ve neden bizim yanımızda diyecek. Para karşılığında her ağızda düdük olmayı başarabilenlere mahallenin sözcülüğünü yaptırarak yol alabileceklerini düşünen AK Partililere o kişilerin sadece birer düdük olduğunu ve toplumda sempati yerine antipati yarattığını içim rahat bir şekilde söyleyebilirim.
TEŞEKKÜRÜ BEN EDİYORUM MESUT AMCA
Eskişehirspor’un başarısı için dışarıdan karınca gibi çabalayan Mesut Şimşek ve ailesine kulüp tarafından teşekkür edilmemiş. Hınca hınç bir uğraş veren Eskişehirspor Yönetimi’nin bu süreçte yaptığı her türlü hata şehrin hatası olarak ele alınmalı ve ört bas edilmeli. Sevgili Mesut amcaya bu minvalde Eskişehirspor’a verdiği sonsuz destek için çok teşekkür ediyorum.